Çölaşan Eşittir Coşkun Denklemi Çöktü

ABONE OL
Abone Ol
Çölaşan Eşittir Coşkun Denklemi Çöktü
Haberler / Analiz
22 Ekim 2009 Perşembe 21:49
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Medyada bir efsane vardır. Her ne kadar bu gün iki yazar da orada olmasa da Hürriyet ve muhalefet dendi mi akla iki isim gelirdi. Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun.

 

Bu iki ismin karşılığı sadece muhalefet değildi tabi.

 

İsimleri marka olmuş, gazetelerinden bağımsız iki büyük gazeteci-yazar olarak bilinirdi.

 

Doğruydu.

 

Ama nasıl ki bu iki isim medyadaki diğer yazarlardan ayrı bir kategoride değerlendiriliyorduysa, neredeyse aynı derecede birbirine yaklaştırılıyordu. Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun ikilisi hep yan yana yazılıyordu. Hem etki, hem duruş bakımından. Bir de dostluklarını buna eklediniz mi… Tamamdı.

 

Ancak Önce Çölaşan’ın sonra da Coşkun’un hürriyet’le ayrılan yolları medyanın yıllardan beri gelen şehir efsanesine de son verdi.

 

Önce Çölaşan’ın kovulmasından sonra herkes Bekir Coşkun’un da ayrılmasını bekledi. Gerçek farklı olsa da o şehir efsanesi beklentileri zorunlu kılıyordu.

 

Öyle ya; bu kadar yakın iki dosttan biri kovulurken diğeri nasıl olur da aynı kurumda yazmaya devam edebilirdi.

 

Ancak Coşkun bir iki cılız sitem yazısıyla Çölaşan’ın kovulmasını geçiştirip devam etti.

 

Büyük şehir efsanesine vurulan ilk darbeydi bu. Hepimiz anladık ki, sanıldığı kadar yakın bir dostluk yokmuş.

 

Ardından Bekir Coşkun da ayrıldı ve Habertürk’e geçti. Yaklaşık olarak eş zamanlı bir dönemde Çölaşan da Sözcü’de yazmaya başladı. Ve asıl en büyük şehir efsanesi o zaman yıkıldı.

 

Çölaşan’lı Sözcü hiçbir promosyon vermeden adeta tiraj patlaması yaptı.

 

Burası normal.

 

Başta da vurguladığımız gibi Çölaşan ve Bekir Coşkun ismi etrafında öyle bir hale oluşmuştu ki, bir yazarın tek başına bir gazeteye bu kadar tiraj yüklemesi yapması kimseyi şaşırtmadı.

 

Ancak…

 

Bekir Coşkun Habertürk’e yetmedi. Gazete Coşkun’dan önce neyse, Coşkun’dan sonra da oydu. Üç aşağı beş yukarı oynayan tirajlar aynı salınımla yoluna devam etti.

 

İşte o efsanenin patladığı asıl nokta bu oldu. Gördük ki, Çölaşan’ın etrafındaki hale ne kadar sahiciyse, Coşkun’un etrafındaki oluşturulan hale o kadar zorlamaydı.

 

Ve artık şunu açıklıkla söyleyebiliriz: Medya siteleri ya da gazeteci çevresindeki “Çölaşan eşittir Coşkun” denkleminin halk nazarında bir geçerliliği ve gerçekliği yok.

 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 Misafir
 5 Ekim 2011 Çarşamba 20:24
Bekir Coşkun'un da kendine özgü bir tarzı vardır,İkiside çok değerli kalemlerdir.Taş yerinde ağırdır.KIyas götürmez bir konudur bu.İkisinide seviyoruz,durmak yok yazmaya devam.
 Misafir
 7 Eylül 2011 Çarşamba 23:16
bu yazıya türk time neden yervermiştir anlam vermedik kimseninde merak ettiğini bu konuyu dert ettiğini sanmıyorum bizim derdimiz deniz feneri ve füze kalkanı bu konuyla ilgili yorum ve bilgilendirme işini bırakıp halkın da pek dikkat bile etmediği bir yazıyı kaleme almak ne tür bir mantıktır gerçekten anlamadım
 Misafir
 9 Mayıs 2011 Pazartesi 03:52
emin çölaşanım, sesim,yüregim ,sözcüm ,bidenem. öperim seni.kucak dolusu sevgi ve saygılar.
 Misafir
 8 Mayıs 2011 Pazar 00:11
aferin ne kadar da zekice bir analiz(!)
 Misafir
 7 Mayıs 2011 Cumartesi 22:45
Yok Yok her ikiside altın gibi insanlar ve ikiside birbiri için her fedakarlığı yapar Bekir Coşkunda ,Emin Çölaşanda kanıtlanmış tiplerdir.En zor dönemlerde satış yapmadılar,başka söze gerek yok.
 Misafir
 16 Ocak 2011 Pazar 03:24
İnsanlar duruşlarıyla ilkeleri birbiriyle örtüşüyorsa gönlümüzde taht kurar.Bekir Coşkun gazetesinden kovulduğunda kendisine sahip çıkan Mehmet Faraç'a yapılan muamelede sesini çıkardı mı?Mehmet Faraç'a haklarını bile vermeyen Cumhuriyet Gazetesi'nde hiçbir muhalif ses duymuyoruz.Ama Emin Çölaşan yazısıyla hemen durumu okuyucularıyla paylaştı.İşte Emin Çölaşan-Bekir Coşkun farkı!
 Misafir
 8 Ocak 2011 Cumartesi 06:06
çok doğru. çünkü: HİÇBİR EFSANE GERÇEK DEĞİLDİR. insanlar bunu bilir de adam'dan çok cami'nin bulunduğu bir toprakta, bu tam köreltilmiştir... arabesk/yoz çokluklar ile.
 enes k
 23 Kasım 2009 Pazartesi 01:37
demokrasi kültüründen hoşgörü adabından ve entellektüel birikimden bu kadar tabir i caizse 'fersah fersah' uzak olan bu iki şahsın halk dedikleri o organizmayla bu kadar hemhal olmasını anlıyorum da basında nasıl olur da itibar gördüklerini anlayamıyorum.
 tuncay karakaçan
 4 Kasım 2009 Çarşamba 22:29
Bana biraz iki yazarın arasını açmak için yazılmış yazı gibi geldi..sanki birbirlerini kıskansınlar gibi bir kıysalamaya gidilmiş..biri iyi diğeri kötü manasına getirmeye çalışmışlar..:)))komik olmuş..
 sevgi pıtırcığı
 24 Ekim 2009 Cumartesi 22:14
Aynen yanlış analiz.Habertürkte değil Sn.Coşkun tüm okuduğum saygı duyduğum yazarların hepiciği toplansa yine o nitelikteki bir gazeteyi almazdım.Bencede Coşkun sözcüye geçmeli.

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime