Tekin Turktime’a Konuştu: Baykal, Erdoğan’dan Daha Dindar… Parayı Bulan Avradının Başını Açtı!

Turktime’ı ziyaret eden CHP İstanbul İl Başkanı ve CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanı Gürsel Tekin, Talat Atilla’ya çok özel açıklamalarda bulundu. İşte CHP’nin yerel seçimlerdeki politikalarından bu günkü siyasi tabloya çok özel açıklamalar…
ABONE OL
Abone Ol
Tekin Turktime’a Konuştu: Baykal, Erdoğan’dan Daha Dindar… Parayı Bulan Avradının Başını Açtı!
Haberler / Siyaset
25 Aralık 2009 Cuma 08:56
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Yerel seçimlerden önce CHP Gürsel Tekin imzalı açılımlarla özellikle İstanbul’da her zamankinden farklı bir heyecan yarattı. Çarşaflı kadınların partiye katılımı, Kuran Kursu açılımı, CHP’nin unuttuğu varoşlara yapılan birebir markaj… Gerçi seçimlerde yine AKP birinci parti oldu, İstanbul’u yine AKP aldı ancak Gürsel tekin ismi hafızalara kazındı. Peki Tekin şimdi ne yapıyor? Açılımlar kapandı mı? Seçim öncesi yakalanan hava şimdi ne durumda? Tekin bundan sonrası için ne düşünüyor? Planları neler? Hepsini ve daha fazlasını Turktime’ı ziyaret eden Gürsel Tekin Turktime Yönetim Kurulu Başkanı Talat Atilla’ya açıkladı…

 

 

 

TURKTIME: Toplumda sanki siz Baykal’a rağmen konuşuyormuşsunuz, CHP’ye rağmen siyaset geliştiriyormuşsunuz gibi bir algı var. Gerçekten de öyle mi?

GÜRSEL TEKİN:  Evet bu konuda çok ciddi haksızlık yapıldığını ben de görüyorum. Eğer bugün ben ya da Kemal Bey ya da parti içerisinde yeni isimler varsa bunun mimarı Sayın Deniz Baykal’dır. Ben Baykal ile 15 yıldır siyaset arkadaşıyım. Çok yakın olarak tanırım. Beni il başkanı yapmamış olsaydı toplum beni nereden bilecekti ya da ben düşüncelerimi nasıl paylaşacaktım? Ben bugüne kadar sayın Baykal’ın benim farklı düşüncelerimden dolayı rahatsız olduğunu duymadım. Tam aksine, destek olmuştur ve daha fazla mücadele etmem için de hep yanımda olmuştur.

 

TURKTIME: Çarşaf açılımında da Baykal ile beraber miydiniz?

GÜRSEL TEKİN: Tabii ki... Sayın Baykal hiç tereddüt etmedi.

 

TURKTIME: Tam olarak nasıl gelişti o süreç?

GÜRSEL TEKİN: 20 Eylül’den sonra ben bir program başlattım. Öncelikle parti dışında kalmış merkez solda birçok isim vardı onlarla ilişki kurdum, onların çoğunu da partiye kattım. Kamuoyunda bilinen Ercan Karakaş gibi isimleri ve siyasette bilinen birçok ismi partiye getirdim. İkinci planımız olarak merkez sağda ANAP ve DYP’nin çöküşünden sonra belediye başkanları gibi çok önemli insanlarla görüştüm. 9 tane belediye başkanı İstanbul’da partiye katıldı. Bunların hepsi çarşaf açılımının öncesindeydi. Bu beldelerde dolaşırken özellikle AKP’nin de yoğun oy aldığı birkaç bölgede talepler geldi. “Biz partiye katılmak istiyoruz… Uzun süredir AKP’ye oy verdik, AKP’de siyaset yapıyoruz ama umduğumuzu bulamadık olumsuzluklar yolsuzluklar bizi çok rahatsız ediyor, CHP’ye gelmek istiyoruz” dediler. Biz kitle partisiyiz. Partiye gelmek istiyorum diyen insanlara biz teşekkür eder mutlu oluruz. Dediler ki “biz beş bin kişi katılacağız. Bunun için bir kapalı spor salonu gerekiyor. Sayın genel başkanımız da katılır mı” diye sordular. Ben de genel başkan ile konuştum seve seve katılacağını söyledi. Ve Baykal ile gittiğimiz de partiye katılan beş bin kişi içerisin de çarşaflı olan kadınlarımız da vardı. Bu kadınlar biz de rozet takmak istiyoruz dediğinde Baykal da hiç tereddüt etmeksizin bu arkadaşlarımıza rozetleri taktı ve bizlere de çok güç verdi. O açıdan Baykal’ın siyaset anlayışında hiçbir dönem insanların yaşayış tarzı ve kılık kıyafeti sorun olmamıştır. Zaten CHP’de de olmamıştı. Ama maalesef böyle bir algı yaratılmıştı, o algıda kırılmış oldu bu vesile ile. Ve görülmüş olduğu üzere de İstanbul’da çok ciddi bir oy aldık.

 

TURKTIME: Peki bu açılım hala devam ediyor mu?

GÜRSEL TEKİN:  Tabi… Şu anda İstanbul’da yapılan son iki kamuoyu yoklamasında birinci partiyiz. Bunu sadece çarşaf olayına indirgemeyin. Biz öyle bakmıyoruz. Tolumun her kesiminden rahatsız olup ya ben de partiye katılmak istiyorum diyen herkese kapımız açıktır.

 

 

İSTANBUL’DA OYLAR ÇALINDI

 

TURKTIME: CHP’yi sokakla buluşturan il başkanı olarak tanımlanıyorsunuz. Objektif olarak bakarsak, sokaktaki durum nedir CHP açısından?

GÜRSEL TEKİN:  Sokak çok mutlu değil. Bu yaz fırsatım oldu, Anadolu’yu da dolaştım. Çok büyük işsizlik ve yoksulluk var. Bu işsizlik ve yoksulluğun yarattığı güvensiz bir ortam da var bunu da kabul etmek gerekiyor. Burada siyaset açısından tehlike arz eden şey de bu; siyasete güven kalmadı. Bu mutlaka telafi edilmesi gereken bir iştir. Çünkü Türkiye’de bu işleri dönüştürebilecek demokrasilerde en önemli unsur siyaset müessesidir. Siyaset müessesi gittikçe itibar kaybediyor. Bunu sadece AKP değil her siyasi partinin dikkate alması gerektiği bir sorundur.

 

TURKTIME: Biraz önce yapılan anketlere göre öndeyiz dediniz. Son seçimlerde sandıklar henüz yeni açılmışken siz CHP seçimi kazandı şeklinde bir ifade kullandınız ama doğru çıkmadı. Peki, bu iddianıza nasıl inanalım?

GÜRSEL TEKİN:  Tabiî ki siyasette yanılgılar olur. Yanılgıdan öte seçim günü bizim elimizdeki ölçü sandıklar başındaki arkadaşların bize gönderdiği verilerdi. O verileri üst üste koyduğumuzda yüzde 40 gibi bir oranla seçimi alıyor gibi görünüyorduk. Ki ben bunu da söyledim, bu resmi bir açıklama değil, sadece bizim gelen bilgiler böyle diye. Bizim dışımızda da CHA bir açıklama yaptı, hatta birkaç yerde daha geçti bu haber, CHP yüzde 40’la birinci diye o akşam. Sonra CHA düzeltme yaptı. Şimdi tüm bunlara baktığımızda CHP ile AKP arasında İstanbul’da önemli bir oy farkı yok. 11 milyon seçmenin olduğu bir bölgede fark çok önemli bir rakam değil. Bir de seçim gecesi çok olumsuz manzaralar yaşandı. Çalınan oy ne kadardır neye tekabül eder onu tam olarak bilmiyorum, elimde bir veri yok ama birçok bölgede biz çalınan oyları tespit edip yargıya teslim ettik. 29 Mart seçim gecesi İstanbul’un birçok bölgesinde elektrikler kesildi. Son bir yıldır özellikle İstanbul’da hiç elektrik kesilmezken o gece elektriklerin kesilmesi kuşkuları akıla getirmiyor mu?

 

TURKTIME: Elektrik kesinlince hareketlenmeler kontrol edilemiyor  sanırım…

GÜRSEL TEKİN:  Tabii ki... Doğal olarak elektrik gidince bilgisayar sistemi de çöküyor. Sistemler çöktü, elektrikler kesilince salonlarda seçim kurulundaki arkadaşlarımız dışarı atıldı. Bunların hepsi olumsuz tablolar. Bu rakamlar ona tekabül eder mi bilmiyorum ama hiç önemli değildir, bir oy bile çalınıyorsa eğer gerçekten çok dehşet verici bir şeydir. Düşünün; İstanbul’da 70–80 yaşında insanlar, özürlü insanlar sandık başına gidiyor. Onun oyuna tenezzül eden kim olursa olsun ister AKP’li ister CHP’li büyük bir haysiyetsizliktir, büyük bir şerefsizliktir. Ama bütün bu olumsuzluklar içerisinde hala seçim kurulu önümüzde bir seçim olacak altı ay sonra mı olur bir yıl sonra mı olur... Biz seçimden altı ay önce bekledik ki seçim kurulu seçmeni yenilesin ama ne yazık ki İstanbul’da da Türkiye’de de seçmeni güncelleyemediler. CHP olarak biz kendi imkânlarımız içerisinde dokuz buçuk milyon seçmen CHP’nin sayfasına girdiğinde seçmen olup olmadığını nerede oy kullanacağını gördü. Bir siyasi parti bu imkanı yaratabiliyorken devletin önemli bir kurumu bu bütçelerle bunu yaratmıyorsa burada art niyet aranır Seçime 10 gün kala Yüksek Seçim Kurulu dedi ki kimlik belgesi istiyoruz. Ey seçim kurulu; siz Tanzanya’da mı Fizan’da mı yaşıyorsunuz? 29 Mart’ta seçimin olacağını bütün dünya biliyorsa siz mi bilmiyorsunuz 10 gün önce karar alıyorsunuz? Bütün bu çelişkilere baktığımda ciddi olumsuzluklar var. Bir de oy pusulalarına bakıyorsun, Karadeniz pidesi gibi upuzun bir oy pusulası minicik bir zarf, ilgili ilgisiz parti koymuş. Bölgede seçime giren partiler belli neden 25 tane partinin amblemini koyarsın? Upuzun bir pusula vatandaş o pusulayı minicik zarfın içine tıkıştıra tıkıştıra sokuyor. 1,5 milyon seçmenin oyu iptal edildi. Yazık günah değil mi? Tüm bunları üst üste koyduğumuzda büyük bir olumsuzluk içersinde seçime gittik. İkincisi kampanya döneminde bir iktidar düşünün İstanbul belediyesinin ne kadar bilboardı, ne kadar megaboardı, ne kadar üstgeçidi varsa AKP’ye tahsis edildi. Bütün bu haksızlıklara rağmen bana göre CHP orada başarılı bir seçim götürmüş, yüzde 38 gibi önemli bir oy almıştır.

 

 

 

 

CHP İSTANBUL’DA 2 SEBEPTEN KAYBETTİ…

 

 

TURKTIME: Geniş kitleler CHP’ye neden yeterince oy vermedi? Çünkü CHP’nin kapsama alanının hep çok geniş olduğu söylenir ama bu alan doldurulamıyor gibi. En azından CHP’nin istediği şekilde olmuyor… Bunun nedeni nedir?

GÜRSEL TEKİN:  Şimdi çeşitli nedenleri var. Saymakla bitiremem, eksiklerimiz çok. Ama satır başlarını geçeyim. Bir, biz 12 Eylül’den sonra, yani SODEP’ten sonra, ne yazık ki partileşemedik. Bizde de olmadı merkez sağda da olmadı. Parça parça sol partiler, aynı şekilde merkez sağda parça parça sağ partiler ve bunlarda iç mekanizmada sürekli birbirleriyle kongre mücadelesinde. Doğal olarak siz enerjinizi içe dönük harcarsanız dışa dönük bir enerjiniz de kalmıyor. Yani mahalleye gitmemişsiniz, insanlara gitmemişsiniz, ölüsünde yoksunuz, dirisinde yoksunuz, düğününde yoksunuz, mahalledeki sorununda yoksunuz. O zaman doğal olarak da o ruhtan kopuyorsunuz. O kopuşu gördüm… İstanbul’da onu telafi etmeye çalışıyoruz ki önemli bir noktaya da geldik. Şu anda İstanbul’da hemen hemen her bölgede yani en uç noktada en olmaz dedikleri noktada varız. Şimdi Akfırat gibi bir yerde 22 Temmuz’da AKP yüzde 96 oy almış, yüzde 4 de diğer tüm partiler almış. Ama 29 Mart’ta CHP yüzde 38 oy aldı oradan. Demek ki gittiğinizde derdinizi, meramınızı anlattığınızda, oy almamak diye bir şey söz konusu değildir. Bir de seçmen değişmez bir seçmen değildir. Rahatlıkla değişir.

 

TURKTIME: Yani aslında seçmen seçerken yanılmıyor ama partiler kendini anlatmakta zorluk çekiyor öyle mi?

GÜRSEL TEKİN:  Evet... Biz İstanbul’da iki şeye mağlup olduk yoksa rahatlıkla seçim almıştık. Birincisi 2B. İstanbul’un yaklaşık yüzde otuzunu kapsayan bir 2B sorunu vardı. Bu yüzden CHP’ye rahatlıkla oy verecek kesim bile AKP’ye oy verdi. Biz onlara derdimiz anlatamadık. İkincisi, bursla ilgili olan olay... Seçimde AKP’nin iki kozu vardı. İkisi de önemliydi. Bursla ilgili AKP bir anayasa taslağı hazırlıyor. Birçok kurum burs veriyor, bunları çıkarıyorlar. Badece belediye ile burs versin diye yasayı getiriyorlar. Bizimkiler de itiraz ediyorlar bütün kurumlar versin diye. Bu olmayınca da Anayasa Mahkemesi’ne götürüyorlar ve Anayasa Mahkemesi de bütün belediyeleri çıkarıyor. Biz burada belediyeyi çıkarın dememişiz, tam tersine belediyeler de versin diğer kurumlar da versin demişiz. Bunu da AKP sanki CHP belediyeler burs vermesin demiş gibi propaganda yaptı. Biz her iki olayda da çok zor durumda kaldık.

 

 

 

PARAYI BULAN AVRADININ BAŞINI AÇTI!

 

 

TURKTIME: Önce çarşaf daha sonra Kuran kursları açılımlarım ile gündeme geldiniz ama bunların sahibi var zaten siyasette. Biz aslı dururken neden taklidine verelim diye düşündü halk. Amacınız AKP’nin elindeki argümanları almak isteği miydi?

GÜRSEL TEKİN: Hayır… Kesinlikle öyle değil. Şimdi düşünün; AKP kaç yıldır var? Erbakan dönemi dâhil derseniz 20- 25 yıllık bir tarihi süreçleri vardır. Kaç bin yıldır bu ülkede insanlar çarşaflıdır?

 

TURKTIME: Bu çok güzel bir cevap  ama şöyle bir soru da akla gelebilir. AKP’nin psikolojik zemini çarşaf ve Kuran söylemine oturmuş. Siz daha önce bu söylemden tamamen uzaktınız. Şimdi en azından bu söylemi AKP’den sonra yapmış oluyorsunuz.

GÜRSEL TEKİN:  Biz uzak değildik aslında. Sadece derdimizi anlatamadık. Şimdi 2002 yılında ve ondan öncesinde de merkez sağ iktidarlarının Türkiye’de yaratmış olduğu ciddi bir yolsuzluk furyası vardı. Banka, ihale yolsuzlukları mafya örgütlenmeleri vs. Bunlar toplumun her kesimine çok ciddi rahatsızlık verdi. 2002’de bunlar iktidar olduğunda biraz da olsa ümidim vardı. İyi kötü bunlar din iman diyorlar, yolsuzluktan korkarlar bu işten de vazgeçerler. Din imam dediler, han hamam sahibi oldular. Zaten bunların dinle imanla alakası kalmadı, ranta dönüştürdüler.

 

TURKTIME: Bu söyledikleriniz parti yönetimiyle ilgili… Seçmeni kapsamıyor değil mi?

GÜRSEL TEKİN:  Tabi ki parti yönetimi… Bana bir tane AKP’li yönetici söyleyin, sayın başbakan da belediye başkanları da dahil olmak üzere. Şimdi hepsi elit kesim oldu. Trilyoner oldular. Bakın Karadeniz’de AKP’de bir vatandaş bana, başkanım televizyonlar gazeteler diyorlar ki CHP açılım yapıyor ama asıl açılımı AKP yaptı, parayı bulan avradını açtı benim hanım hala çarşaflı dedi. Bunlar orada da koptular.

 

TURKTIME: Yani ana damara ihanet ettiler öyle mi?

GÜRSEL TEKİN:  Aynen… İhanet etmişlerdir. Yarın bir gün benimle sokakta gelirseniz bunların çok güçlü olduğu bölgelerde mesela Fatih’te oyumuzu 3 kat, Eyüp’te 4 kat artırdık. 3500 oyla biz Eyüp’ü kaybettik. Seçimi alıyorduk yani. Başakşehir’de 4200 oyla seçim kaybettik. Başbakan ve AKP’nin kalesiydi oralar. Hâlbuki aynı seçmen 22 Temmuz’da ezici bir çoğunlukla bunlara oy vermiş. Ama yolsuzluk olayı öyle bir noktaya getirdi ki insanları onların kendi seçmenlerinin de rahatsız olduğunu görüyorum. Çünkü görüşüyorum onlarla da iç içeyim.

 

 

 

 

“BAYKAL BAŞBAKAN’DAN, CHP KADROLARI AKP’LİLERDEN DAHA ÇOK İSLAM’A UYGUN YAŞIYOR…”

 

TURKTIME: CHP’yi tarif ederken “…biz dini hassasiyetlere sonradan ilgi duymadık, zaten kuruluşumuzda var” şeklinde bir ifadeniz oldu ama Önder Sav’ın Hac ile ilgili konuşmalarını hepimiz biliyoruz. Hiç şık değildi… Kurumsal yapıyı da temsil eden bir genel sekreterin hacca giden vatandaşla ilgili söylediği sözlerle sizin son dönemde yaptığınız açılımlar, yenilikler bir çelişki meydana getirmiyor mu? Ben şahsen hangisine inanacağımı bilmiyorum…

GÜRSEL TEKİN: CHP’de siyaset yapan sayın Deniz Baykal, Önder Sav ve diğer ana kadroya bakalım, bir de AKP’de siyaset yapan Sayın başbakan ve altındaki yapıya bakalım. Acaba hangisi hayatını İslam’ın kuralları içerisinde geçiriyor? Yani Sayın Önder Sav’ın hiç haramla işi olur mu? Korkar, ben bilirim. Sayın Deniz Baykal’ın ödü kopar. Bu kadar hassas davranan bir ekibi var CHP’nin. Eksiklerimiz olabilir ama CHP kadrolarının yaşam biçimine ve AKP’nin kadrosundaki arkadaşların yaşam biçimine baktığımızda hangisi İslami kurallara daha uygunudur? Ben Deniz Baykal’ın hiç 7 yıldızlı bir otelde tatil yaptığını görmedim.

TURKTIME: Bir türlü Önder Sav’a gelemiyoruz ama…

Önder Sav’ın konuşma sürecini bilmiyorum ama iyi niyetli ikili konuşmalar olur, bir arkadaşınıza takılırsınız olabilir ama ben Öder beyin bu konuda nasıl bir hassasiyet içinde olduğunu da bilirim. Hele ki Deniz bey gerçekten çok hassas bu konuda.

TURKTIME: Deniz Bey tamam da, Önder Bey...

Keşke bir terazi olsa da tartabilsek! Ama olsun, terazi insanların yaşam biçimidir.

TURKTIME: Keşke terazi olsa da, kimsenin kafası karışmasa. Tamam ama şimdilik elimizde nal gibi bir televizyon konuşması var Önder Sav’ın… Net, açık, berrak…

GÜRSEL TEKİN: Yaşam biçimine bakarım ben. AKP’dekilerin yaşam biçimine bakın bir eşleri şatafat içinde yaşıyor.

TURKTIME: İnsanlar açken şatafat içinde yaşayan her kim ise; devlet, akp, baronlar, zenginler vs.. Hepsini küllüyen kınıyorum... Allah ıslah etsin, ıslah olmayacaklarsa Allah bildiği gibi yapsın, bu tamam da ya Önder Sav...

GÜRSEL TEKİN: Ey AKP’llier; hani diyordunuz dinimizde de yok mu, komşun açken sen tok yatmayacaksın diye. 5 bin euroluk eşarp örtüyorsun kafana, bu mu senin Müslümanlığın? Ondan sonra fukaranın evine gidiyorsun gözyaşı döküyorsun… Kim yer bunu? Benim annem gibi üç-beş liralık tülbendi ört. O yüzden ben Önder beyin bir art niyeti olduğunu sanmıyorum. Keşke olmasaydı böyle bir konuşma ama bazen böyle tatsızlıklar oluyor.

 

 

 

 

“AYDIN DOĞAN’IN TİCARİ EKSİKLERİNİ 29 MART’TAN SONRA MI FARKETTİ AKP? 7 YILDIR NEREDEYDİ?”

 

TURKTIME: Az önce, "Terazimiz yok" demiştiniz, ne güzel bir söz. Ben de elimde terazi olmadığı için Önder Sav'ın beyanını esas almıştım ama neyse bu olayı tatsızlık deyip kapatalım da, yeni tatsızlıklar çıkmasın o zaman...

GÜRSEL TEKİN: (Gülüşme...)

TURKTIME: Siyaset nasıl kutuplara ayrılmışsa medya da bugün yandaş ve kartel olarak iki kutupta tanımlanıyor. Bu fotoğrafta siyasetçilerin katkısı ne?

GÜRSEL TEKİN: Bir başbakan bu kadar kutuplaştırınca doğal olarak iş dünyası kutuplaştı, medya kutuplaştı. Geçen gün Türkiye’nin en önemli iş adamı ziyaretime geldi. Dehşetle dinledim onu. Böyle bir şey olabilir mi? Siz, sizden olmayan iş adamlarına her türlü baskıyı yapacaksınız, sizden olmayan basına baskı yapacaksınız. Kaldı ki Türk basını daha önceki iktidarların dönemine baktığımızda ilk kez toleranslı davranıyor.

 

TURKTIME: Toleranslı derken bunu isteyerek mi yapıyor yoksa zorla mı?

GÜRSEL TEKİN: Yani istekli ya da baskıyla, adına ne dersen de, bütün bunlara rağmen siz hazmedemiyorsunuz.

 

TURKTIME: Peki,  mesela Hürriyet grubuna hükümetin baskı yaptığına inanıyor musunuz?

GÜRSEL TEKİN: Kesinlikle... İnanıyor musun laf mı? Avucumun içi gibi biliyorum…

 

 

 

 

MERKEZ YERLERİN DIŞINDA GAZETE SATILMIYOR, KANITLAYABİLİRİM!

 

 

TURKTIME: Yapmayın Allah aşkına… Kesinlikle biliyorum diyorsunuz ama bu hassas bir nokta. Her şeyi bilmek için tüm verileri de görmek lazım.  Maliyenin hazırladığı belgeler gibi. Nasıl emin olabiliyorsunuz? Ben mesela bu konuda net bir fikir sahibi değilim. Çünkü, belgeleri görme, inceleme olanağım olmadı… Karşılıklı açıklamaların dışında bir şey bilmiyorum.

GÜRSEL TEKİN: Ticari olarak demiyorum ben ama.

TURKTIME: Ben onu soruyorum ama… Kesilen para cezası var. Para demek, ticari bir eylem demek…

GÜRSEL TEKİN: Ticari olarak eksiği varsa Sayın Aydın Doğan’ın bütün bu ticari eksikliklerini 29 Mart’tan sonra mı fark etti bu iktidar?

TURKTIME: Evet, bu ayrı satırbaşı olacak kalitede bir yaklaşım. Bu cevabınız mantıklı...

GÜRSEL TEKİN: Ne oldu da 6–7 yıldır iktidarsınız 7 yıllık vergi kaçağını o gün görüyorsunuz. Kimi inandırırsınız? Yüzde yüz haksız da olsaydı Doğan, ben bunu yemem kardeşim. Sayın Başbakan Hürriyet’e kızabilir ama şöyle bir üslup kullanabilir mi şu gazeteyi almayın diye. Ben bu güne kadar böyle bir söz duymadım bir başbakanın ağzından. Ve bugün başbakan eğer orada oturuyorsa bu özgür basın sayesinde oturuyordur.

TURKTIME: Ama Başbakan’da “ben basına rağmen geldim” söylemi var...

GÜRSEL TEKİN:  El insaf… Açın bakın o dönemin gazetelerinin şatafatlı haberlerini görürsünüz. Sayın başbakan Hürriyet’i sustursan ne olur, gazeteleri sustursan ne olur? Halkı susturamazsın. Bu halk bilinçli… Ne yazık ki gazeteleri de itibarsız hale getirdi. Toplum gazete de okumuyor artık. Nedir Gazetelerin satışları? 

TURKTIME: 5 milyon civarında...

GÜRSEL TEKİN:  5 milyon değildir o, abartılmıştır.

TURKTIME: Yok, resmi rakamlar bunlar. Gerçi ne kadar gerçek bilemeyiz. Fatih Altaylı'da sizinle aynı görüşte bu konuda....

GÜRSEL TEKİN: Türkiye’de 3 milyondan fazla gazete satılmamıştır. 80 milyonluk bir ülkede 3 milyon nasıl bir rakam? Çok mu? Bölgelere bakarsak bu iş çok enteresan hale getirildi. Bazı bölgelerde ulusal gazeteler yok. Buradan sizin aracığınızla çağrı yapıyorum: Hürriyet’e, Milliyet’e, Akşam’a… Ne zaman isterlerse bir muhabir versinler yanıma, nerelerde gazetelerin satılmadığını ben göstereyim. Böyle bir şey olabilir mi? Merkez yerlerin dışında gazete satılmıyor.

 

 

 

 

SARIGÜL’DEN HİÇBİR ŞEY OLMAZ, BOŞUNA KÜREK SALLIYOR!

 

TURKTIME: Sizde, bazen hızınızı alamayıp CHP’nin bazı yaptıklarını eleştirecekmişsiniz ama son anda yutkunuyormuşsunuz gibi bir hava var. Yani yanlışlıklara karşı refleksiniz hep pusuda gibi... Doğru mu?

GÜRSEL TEKİN:  Ben CHP’de rahatlıkla düşüncelerimi eleştirileri söyleyebilen bir insanım. Mesela Onur beyin konuşmaları çok ciddi tartışma yarattı. Ama Onur beyden önce ben açılımla ilgili farklı bir açıklama yaptım. Partimin genel başkanı da dahil olmak üzere hiç kimse bana bu nasıl farklı bir şey söyler demedi. Benim partimin kadrosu bu konuda çok hoş görülüdür. Ki benim iyi niyetimi de bililer. Ben partimin büyümesini istiyorum. Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var. CHP il başkanı olduğum için söylemiyorum bunu. Türkiye’deki bu bozuk düzeni ancak ve ancak CHP gibi önemli bir kurum düzeltebilir, rayına sokabilir. Devletin bütün kurumları böyle. MEB perişan, üniversiteler perişan, hukuk perişan, yargı perişan. Mutlu olan bir kurum yok devlette. Devlette önemli şartlar bunlar. Dünyada bir başka benzeri var mı başbakanın devletin bütün kurumlarıyla kavga ettiği?

TURKTIME: Milletvekili olacak mısınız peki?

GÜRSEL TEKİN:  Bilemem… Parti nereye götürür belli olmaz. Şu anda İstanbul il başkanlığında çok mutluyum. CHP’nin İstanbul il başkanı olmak çok önemli bir iştir. Hele ki CHP’de. Diğer partilerde önemli olmayabilir ama CHP’de hele ki İstanbul’da il başkanı olmak büyük bir mutluluktur. Toplumun her kesimiyle ilişkim var.

 

TURKTIME: Herkese Sarıgül de dahil mi?

GÜRSEL TEKİN: Sarıgül farklı bir yerde. Aramızın iyi olup olmaması benim için bir şey ifade etmiyor. Kendisiyle görüşmüyoruz.

 

TURKTIME: Sarıgül’ün parti kurma hazırlıkları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

GÜRSEL TEKİN: Hiçbir şey olmaz, boşuna kürek sallıyor. Partiyi kurabilir. Bugüne kadar kurulan partiler gibi kurulur. Gelir ve gider. Hiç bir şey olmaz yani.

TURKTIME: 24 saatiniz nasıl geçiyor? Neler Yapıyorsunuz?

GÜRSEL TEKİN:  Şaka gibi olacak ama İstanbul’da benim siyaset arkadaşlarımın tümü bilir. Sabah 8 akşam 12 siyasetle meşgulüm. Bu yaz sadece 3 gün tatile gittim.

 

TURKTIME: Sinemaya gidiyor musunuz mesela?

GÜRSEL TEKİN:  Maalesef ihmal ediyorum ama Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Sinemaya gidiyorum tabi ama çok nadir. En son Yılmaz Erdoğan’ın filmi Neşeli Hayat’a gittim.

 

 

 

KISA KISA…

 

TURKTIME: Deniz Baykal?

GÜRSEL TEKİN:  Türkiye’nin en değerli siyasetçisi bana göre.

 

TURKTIME: Devlet Bahçeli?

GÜRSEL TEKİN:  Önemli bir siyaset adamı.

 

TURKTIME: Erkan Mumcu?

GÜRSEL TEKİN:  Ne Yorum yapayım ki!

 

TURKTIME: Muhsin Yazıcıoğlu?

GÜRSEL TEKİN:  Rahmetli oldu.

 

TURKTIME: Melih Gökçek?

GÜRSEL TEKİN:  Türkiye belediyeciliğini batıran adam.

 

TURKTIME: AKP?

GÜRSEL TEKİN:  AKP demek talan demek.

 

TURKTIME: CHP?

GÜRSEL TEKİN:  Türkiye’nin önemli bir kurumu.

 

TURKTIME: Türban?

GÜRSEL TEKİN:  Türk toplumunun önemli bir yaşam içimi. Keşke siyasi simgeye dönüştürülmeseydi.

 

TURKTIME: Emin Çölaşan?

GÜRSEL TEKİN:  Yazar

 

TURKTIME: Aydın Doğan?

GÜRSEL TEKİN:  Patron.

 

TURKTIME: Ertuğrul Özkök?

GÜRSEL TEKİN:  Önemli bir genel yayın müdürü.

 

TURKTIME: Fehmi Koru?

GÜRSEL TEKİN:  Gazeteci diyemiyorum, yazar.

 

TURKTIME: Engin Ardıç?

GÜRSEL TEKİN:  Engin beyle kavgam var nedenini bilmiyorum ama o da bir yazar?

 

TURKTIME: Ahmet Hakan?

GÜRSEL TEKİN:  İyi bir yazar!

 

TURKTIME: Özgür medya?

GÜRSEL TEKİN:  Yok!

 

TURKTIME: Sansür?

GÜRSEL TEKİN:  Çok.

 

TURKTIME: Ergenekon?

GÜRSEL TEKİN:  Tam bir kara mizah!

 

TURKTIME: İnternet medyası?

GÜRSEL TEKİN:  Çok önemsiyorum… Özellikle son dönemde yazılı basından daha etkili olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte de internet medyası çok önem kazanacak. Ben ayrıca gercekgündem de yazıyorum.

 

TURKTIME: Turktime?

GÜRSEL TEKİN:  Çok önemli bir haber sitesi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 ahmet
 17 Şubat 2010 Çarşamba 13:24
sarıgül demeden önce sarıgülün arkasında kimlerin olduğunu ve kime karşı kullanılacağını öğrenin.sarıgül chp oylarının kırıcısı olarak meydana çıkarılmıştır.vatandaşlarımızın tuzağa düşmemeleri gerekiyor.şöyle bir kanalları bir gezinin bakalım hükümet yanlısı medya sarıgülün konuşmalarını neden saatlerce veriyor.bu yanlı medya hükümete karşı gibi duran bir partiyi saatlerce televizyonlarda gösterir mi?sarıgül bu işe soyunmadan amerikada kimlerin olurunu almıştır.bence araştırmamız lazım.
 ahmet
 17 Şubat 2010 Çarşamba 13:18
sayın gürsel tekin chp neden kaybediyor biliyormusunuz?söyliyeceklerimi lütfen kulağınızın bir yerine kaydedin yoksa akıbetiniz değişmeyecek.1)muhalefetiniz iyi buna devam edin.2)sahtekarlık yapanların foyalarını sık sık tekrar edin ama bağırarak değil başbakan ve sulu gözlü bakanları gibi ağlıyarak yapın.3)millete davosun arkasındaki yalanları anlatın.4)bu memlekette nelerin satılıp peşkeş çekildiğini anlatın.5)herşeyden önemlisi iktidara geldiğinizde bu millet için neler yapacağınızı anlatın.
 erdoğan
 31 Aralık 2009 Perşembe 15:10
ak partili belediyelerin ilçe belediyelerindeki yolsuzluklar had safhada.CHP ne yapıyor uyuyor sizde yargıya intikal ettirin hesabını sorun ne bekliyorsunuz.
 SARIGÜL GELİYOOOOR
 25 Aralık 2009 Cuma 18:49
Sarıgül gelecek, Sosyaldemokratların ÇİLESİ bitecek.
 yurtdaş
 25 Aralık 2009 Cuma 18:01
Durum buraya dayandıysa,vay halimize.En çok kim dindar?Herşeyin bir EN'i olduğuna göre,EN... kim?Dün Aziz Nesini dinsiz diye yakmaya çalışanlar,ona burun kıvıranlar,şimdi onun argümanlarına sarılmışlar, yazık!!! çok yazık.Askeri bir partiyi,ülkemizde sol diye tanımlayanlar, şapkalarını önlerine koyup uzun uzun düşünmeleri gerek diye düşünüyorum.
 cenk
 25 Aralık 2009 Cuma 16:23
deniz baykal 50yıl nce hangi yoldaysa halen aynı yolda.tayyipbey ise makam mevki ve enaniyet ve inatla kimlik çatışmalarının arefesinde geldiği yere bir bakın.şu an onu oraya getirenlerin filmleri memleketi ne hale soktu bir bakın.işsizliğin,hırsızlığın,torpil ve kayırmaları bile tsk ne iftirayla halledebilir hale geldiğini görüyoruz.
 samim Türe
 25 Aralık 2009 Cuma 12:52
Aziz Nesin NUr içinde yat..sen gerçekten büyük insanmışsın..senin % 70 dediklerin AKP şarlatanlarıötüyorlar devamlı...
 SAMİM TÜRE
 25 Aralık 2009 Cuma 12:41
CHP ye dil uzatmak için Yürütme makamına gelmesi lazım.Getirin CHP yi o makama görün bakalım neler olacak.ondan sonra konuşun..bu iktidar sizi Korku tüneline soktu,kör oldunuz,sagır oldunuz,saçmalayıp duruyorsunuz.ayıp.ayıp..
 samim Türe
 25 Aralık 2009 Cuma 12:39
Koskoca iktidar 7 senede bu memleketi ne hallere getirdi kimseniz sesi çıkmıyor CHP liler bir söyleşi yapınca bagzı yorumcular mangalfda kül bırakmıyorlar...neymiş efendim laf çok muş icraat yokmuş..Yürütme icraat yapar şu anda chp YÜ RÜTME KONUMUNDAMI İCRAAT YAPSA NE OLACAK KARŞISINDA DİNLEYENMİ VAR.TEK ADAMLI BİR akp İMAM BİLDİĞİNBİ OKUR MİSALİ SAÇMALAYIP DURUYORLAR..Akıllı olun akıllı 7 senedir olan yalnış icraatları konuşun...
 ZEYNEP
 25 Aralık 2009 Cuma 12:15
CHPde herkes laf çok icrat yok.üzgünüm millet boş laflara kanmaz

DİĞER RÖPORTAJLAR

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime