PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
15 TEMMUZ SEFERİN AYASOFYA ZAFERİN ADIDIR
Tekin Öget
YAZARLAR
14 Temmuz 2020 Salı

15 TEMMUZ SEFERİN AYASOFYA ZAFERİN ADIDIR

 

 

Emperyalist çetelerin kurmuş olduğu aslında vazifeleri haçlı zihniyeti olan Davos gibi oluşumların tüm merakı Türkiye üzerindeki hakimiyetleri ve kendine bağlı köle bir yönetimle idare etme anlayışlarını kadeh kaldırıp ora bizimdir naralarının atıldığı bir yerde  bir “uzun adam” çıkıp şeytanın başı siyonist yahudi işgalci çete başı olan iblisin ta kendisi olan   Simon Peres’in ve ona bağlı tüm haçlı baronlarının yüzüne  “siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” dediği gün bu ülke bu işgalci emperyalist çetelere ve sahiplerine karşı çok büyük bir Osmanlı tokadı atmış ve bağımsızlığın ilk fitilini de ateşlemiştir . O gün iblis ve ordusunun kalesini ve şatosunu yerle yeksan edip başlarına yıkmıştır. Bu hem Türkiye hem de dünyadaki tüm mazlum halklar için bir dönüm noktası ve yeni bir başlangıç için umut ve de direnişin muştusu olmuştur. Bu başkaldırıya karşı bu karanlık mağfillerde boş durmayıp tüm güçleriyle kendilerine bağlı yerli iş birlikçileriyle ve dıştaki tüm ekonomik güçlerini de devreye sokmuşlardır. Yani artık her şey apaçık ve ayan beyan ortada bir savaşa dönüşmüştür. Bir tarafta tüm “NATO şemsiyesi altında AVRUPA BİRLİĞİ amblemli” emperyalist haçlı devletler, bir tarafta da tek başına koca Osmanlı ruhundaki devlet olan yeni Türkiye’dir. Önce ekonomik saldırılar başlatılmış lakin bu saldırılar büyük bir akılla iyi bir ekonomik stratejilerle püskürtülmüş boyun eğilmemiştir. Dolayısıyla çılgına dönen bu haçlı güruhu diğer kol faaliyetleri olan taşeron terörist yapılanmalarını devreye soksa da buna da en ağır şekilde karşılıklar verilerek bundan da bir sonuç alamamışlardır. Sürekli büyüyen Türkiye boyun eğmedikçe adeta çıldırma noktasına gelen bu yapı en sonunda yıllardır gizlice kamufle edip adeta sır olarak asıl gizli tuttuğu gücü olan terörist başı Fetullah Gülen ve terör örgütünü hücrelerden ve içine gizlendikleri “cüppelerinden” çıkartıp sahaya sürmüştür. 7 şubat Oslo, 17/25 , mit tırları ihaneti Reyhanlı katliamı ,Uludere , Rus elçinin öldürülmesi Rus uçağını düşürülmesi gibi bir çok ihanetleri denemelerine rağmen  bu ülkeyi ve iktidarı  dize getirmeyi başaramayınca son kozları olan “darbe silahına” baş vurmuşlardır, aslında bu onların bu işi halledeceklerine inandıkları en etkili sonuç alıcı yöntem olduğunu bilmelerindendi, zira bunu  27 mayıs 1960 ta Adnan menderese karşı  Kenan evrenle 1980 de o günkü siyasi iradeye karşı , çevik bir ve diğer alçak paşalarla da  28 şubatta da tekrar Erbakan’a karşı denemiş sonuç almışlardı. Unuttukları tek şey bu milletin artık eskisi gibi susmayacağını bilmiyor hesap edemiyorlardı. Millet içten içe bir hesap günü gelecek ve yumruğu masaya tanka topa tüfeğe adeta bir balyoz gibi vuracağı günü bekliyordu. Aslında liderini bekliyordu. İşte o lider Davos ta o bağımsızlık ateşini yakan RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DI. Durdurulamayan TÜRKİYE 15 Temmuz gecesi büyük bir darbeye şahit olacaktı zira haçlı kafirler tüm güçlerini bu gece deneyecekti hem de bizden görünen sözde alnı secdeli görünen haşhaşilerle. O gece bize ait tüm silahları bize karşı kullandılar, ordumuzda, polisimizde, siyasette, gazeteci ve akademisyenlerde ve ekonomi de sıza bildikleri her mecrada yuvalanan asker, polis, gazeteci, yazar, akademisyen, ekonomist görünümlü tüm teröristleri içerde dışarda saldırıya geçirmişlerdi. Saldırı başlamış olayı fark eden bizler ve bizim gibi tüm kardeşlerimiz REİSİN çağrısını duymadan sokağa koşarken kimse dönüp evladına eşine bakmıyor helallik alıp sokağa koşuyordu abdestli olarak ve sonra REİS herkesi meydanlara davet edince adete ülke sokağa inmiş jetlere tanka eli silahlı cani katillere karşı koyuyordu burada olamayıp olmak isteyen diğer mümin kardeşlerimiz dualarıyla destek veriyordu. Bizim için “SEFER” başlamıştı kafirlerin üzerine, oluk oluk kanlarımız aktı bu kutsal toprağa, şehadete yürüdü aslanlarımız yaralanan kardeşlerimiz bir bir taşındı hastanelere ilk pansumanı yapılan tekrar koştu direnişe “şehit olmak için vatan kurtulsun İslam yurdu bu toprak haçlılara ganimet Ayasofya da kilise olmasın” diye. 15 temmuz gecesi kazanılan zafer yolundaki seferin taçlanması için Ayasofya da zincirlerinden kurtulmalıydı artık yavaş yavaş milletin bu arzusu ve fatih sultan Mehmet’in bedduasının da bu İslam yurdunun üzerinden kalkması ve kılıç hakkı Ayasofya’nın da aslına rücu ettirilip tekrar onun vakfiyesinde de yazdığı gibi ilelebet camii olarak kullanılması için milletin haklı bu talebine karşılık verilmesi gerekiyordu buna muhalif olan içimizdeki yerli işbirlikçilerin sürekli batı hayranlığı ve onlara biatının da artık sonu gelmeliydi. İlk ışık reisin camii statüsünü söylemesi ile ateşlendi, ilk tepkiye çok çatlak ses gelse de karşılık olarak, iktidar ve lider in dik duruşu ve onlara da destek olan MHP ve genel başkan devlet beyin destekleri de bu yolda çok önemli bir motivasyon oldu millette. 1934 ten beri Ayasofya ya vurulan zincir Danıştay kararı ile kaldırılsa da asıl mimar yine dik duran omurgalı ERDOĞANDI. Aslında bugün Ayasofya camii olarak tekrar hüviyetine kavuştuysa ilk ezan okunduysa bunun asıl kahramanları 15 Temmuz’da dik duran şehadete yürüyen gazi olan çoluk çocuk sokakta meydanlarda olan o kutlu seferde ölüme yürüyenler ve onlar sayesindedir. Zira 15 Temmuz gecesi Allah’ın da yardımıyla o gece o şanlı sefer ve direnişimiz ile artık bağımsızlığımız tüm dünyaya haykırıldı, “SEFER BİZİM ZAFER ALLAH’IN   diye…” bugün bakınca olan şudur 15 TEMMUZ SEFER AYASOFYA ZAFERİN ADI VE MÜHRÜDÜR…

24 Temmuz Cuma günü Ayasofya camiinde 1934 ten sonraki ilk cumada buluşmak dileğiyle…

İKİ CÜMLEDE ŞEHİTLER VE ONLARA VEFA ÜZERİNE…

Bu kutsal vatan topraklarının her metre karesinde şehitlerimizin kanları vardır. Öyle toprak diyerek basıp geçemeyiz.  Neslimiz olan gençlerimize geleceğimiz olan çocuklarımıza bunu çok iyi anlatmalıyız ki bir daha bu topraklara asla Fetullah gibi terörist başları bir daha sızmasın musallat olmasın bu şehitlerimize bir boyun borcumuzdur.  Şehitlerimizi asla unutmamalı ve unutturmamalıyız. Onların hatıralarına ve bıraktıklarına sahip çıkmalıyız. Evlatları evlatlarımız eşleri kardeşlerimiz anaları anamız babaları babamızdır. Bu vatana ve değerlerimize... Bu topraklarda onların aziz kanları olduğu müddetçe bu vatan daima payidar kalacak ve bizde sımsıkı sarılacağız vatanımıza ve değerlerimize…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime