PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Atatürk Döneminde ve Günümüzde Türk Kadını...
Yalçın Toker
YAZARLAR
7 Mart 2016 Pazartesi

Atatürk Döneminde ve Günümüzde Türk Kadını...

Birkaç haftadır bu sütundaki yazılarımda, AKP iktidarının millete yaşatmakta olduğu hayatla, Atatürk dönemi arasında medeni, dinsel, hukuksal çeşitli alanlarda karşılaştırmalar yapmaktayım..

Bugün de aynı konuya devam etmek istiyorum.
Şurası inkar edilemez bir gerçek ki,  bugün milletimiz mutsuzdur ve bunalımlar içindedir.. Hukuksuzluklar almış yürümüş.. Basın ve söz söyleme özgürlükleri ayaklar altına alınmış.. Kapatılan bir çok gazete ve televizyondan sonra cemaatçi dedikleri Zaman Gazetesini de mahkeme kararı ile kayyuma teslim ettiler..

Geçim sıkıntısı yoğunlaşmış, milletin büyük çoğunluğu açlık ve yoksulluk sınırı altında sürünmekte.. Çünkü son istatistiklere göre, yoksulluk sınırı; 4.143 lira imiş.. En az 50 milyon vatandaşımızın hayalinde yaşatabileceği bir rakkam yani..

Eğitimde düzen bozulmuş.. Yönetenlerin önceliği İmam Hatip Okulları.. Diğer normal okullarda seçmeli ders olarak Kuran ve Peygamberin Hayatının seçilmesi için öğrencilere baskı yapıldığı iddiaları var.. Terörün egemen olduğu Güneydoğu Anadolu’da okullar aylarca kapalı kalmış ve öğretim durmuştu..

Özetle, milletçe tam bir karamsarlık içindeyiz..
Dün sabah, ben bu satırları yazmaya başladığım sırada eşim günlük gazetelerimi getirdi.. Önce Sözcü’ye,Yeniçağ’a bakacağım.. Sözcü’nün manşeti; “AKP iktidarında türbanlı kadınları yerlerde sürüklediler” diye başlıyor ve devam ediyor: “Kabataş yalandı bu gerçek.. Erdoğan 2013’te geziciler için; Benim başörtülü bacılarıma saldırdılar, yerde sürüklediler demişti, ama yalan çıkmıştı.. Dün benzeri yaşandı..”  diyor..

Ve son olayların fotoğrafların fotoğraflarını veriyor.. Yüzleri gözleri kan içinde, yerlerde sürüklenen türbanlı kadınlar.. Bunlar Zaman gazetesine el koymaya giden kayyumun yanındaki polisler tarafından yapılmış kanunsuzluk manzaralarından örnekler..
Anayasamız ve kanunlarımızda “kadın-erkek, her alanda eşittir” diye yazar.. 

Peki uygulama ne?

AKP döneminde dinsel kurallar öncelikte..  Bu yüzden kanun ne derse desin, uygulamada kadın erkek eşit olamıyor.. Kadınlar şiddet görüyor, küçük düşürülüyor.. Kadın cinayetleri, kadın intiharları her gün katlanarak artıyor..

Son yedi yılda ülkemizde kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış. Tayyip Erdoğan ise bu konuda;  “Kadına şiddet abartılıyor" yorumu yapmıştı..
Hatırladığım kadarı ile Tayyip Bey, Kadın dernekleri ile yaptığı bir toplantıda; “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum" gibi bir söz söylemişti. Yanlış hatırlıyorsam bağışlasın..


Ama şu sözleri ise kesin: “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.."  Yani kadının doğum yapmakta bir tıbbi sorunu varsa, kürtaj yapılmasın.. Ne olsun peki, ölsün mü kadın?  
Kürtaj kalksın, küçücük kızlar imam nikahı ile evlendirilsin.. Dört kadına kadar eş alınabilsin.. İstenilen her halde bunlar.. 
Söz imam nikahı meselesine gelmişken, Tuğrul Türkeş’in evlenmesinden söz edeceğim sanılmasın..

Neyse.. Sıkıldım, buraya kadarki satırları yazmaktan.. Atatürk’lü günlere döneceğim..
Ve sözlerime her zaman yaptığım gibi bir kitabımdan(*) alacağım satırlarla başlayacağım:
Osmanlı döneminde, fert hak ve hürriyetleri, aile, miras hukuku alanlarına ait evlenme, boşanma, nafaka, miras, vasiyet ve vakıf gibi bütün medeni konular, Mecelle ile düzenlenirdi. Mecelle ise tamamen dinsel esaslara dayanmakta idi. Atatürk Türkiyesi’nde ise, bütün bu konular Türk Medeni Kanununa göre düzenlendi. O zaman dönemin en modern devletlerinden biri olan İsviçre Medeni Kanunu esas alınarak, bizim toplumumuza uymayan onun bazı maddeleri bizim yapımıza uyarlanarak 1926 yılında Medeni Kanun kabul edildi.

Bu sayede evlenme konusunda imam nikahı uygulaması kaldırılarak resmi nikah getirildi. Kadınlara uygar haklar tanındı. Tek eşlilik,  boşanma hakkı, mirasta kadın-erkek eşitliği, kadına serbest çalışma hakkıtanınması gibi haklar getiren aile sistemi kuruldu. Bu sayede toplumumuzun düzeni, yavaş yavaş bu modern ve Avrupai yaşamın uygulamaları yönünde gelişti..”

Peki, şimdi AKP ne yapıyor? Bunların yerine eski Osmanlı düzenini getirmeye çalışıyor..
İşte bir sonuç  da Yeniçağ’dan: Çalışma şartları açısından Türk kadını, 29 ülke arasında 28. Sıraya düşmüş.. Sonuncu K. Kore 29 ve biz 28 inci imişiz..”
Hal böyle iken, şimdi başka bazı olayları hatırlayalım..
   
 
ATATÜRKÜN BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA
BİR BAYANA SÖYLEDİKLERİ
 
Atatürk döneminde Medeni kanunun getirdiği kadın hakları, giyim-kuşam değişikliğinin yerleştirilmesi ve başörtüsünün ortadan kaldırılması falan, toplumda yavaş yavaş gerçekleşmekteydi.

Bu noktada, şimdi de Atatürk İstanbul’da isimli kitabımın(**) 46. sayfasındaki birkaç satırı okuyalım:
“17 Ağustos 1928 Cuma günü Atatürk, İstanbul’da Söğütlü yatı ile Moda’ya geldi. Ertuğrul yatına geçerek burada yapılan deniz yarışlarını izledi. Atatürk’ün gelişi top atışları ile karşılandı.

Atatürk akşam da, yanındakilerle birlikte Kalamış’a gitti, Belvü bahçesinde yapılan bir baloya katıldı. Orada coşkulu bir biçimde karşılanan Atatürk, dans eden çiftler arasındaki bayanların bir  çoğunun başlarını alelade bezlerle örttüklerini görünce, tanıdığı İhsan Bey isimli bir doktorun kızını yanına çağırdı.
Ona şöyle dedi:
“Hanımefendi, bu başörtünüzü çıkardığınız takdirde daha güzel olacağınızı tahmin ediyorum. İsterseniz bir deneyiniz.”
Bunun üzerine genç kız başörtüsünü çıkararak dansa öyle devam etti.
Buna çok memnun olan Atatürk, biraz sonra o kızla dans etti.. Bunun üzerine balkonda dans eden bütün bayanlar da başörtüsünü çıkardılar..  Dansa devam öyle ettiler.     
90 yıl önce kurulmuş olan bu medeni sistem yazık ki, AKP iktidarı dönemindeki uygulamalarla bozuluyor, toplumumuz adeta Osmanlı dönemindeki geri düzeye sürükleniyor..
Şu günlerde, yani 8 Mart salı günü Dünya Emekçi Kadınlar Günü.. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kutlanacak.. Tayyip Bey de bu münasebetle bir resepsiyon düzenlemiş ve çeşitli mesleklerden 250 hanım davet edilmiş.
Şu günlerde Türkiye’nin pek çok yerinde, kadına şiddet, tecavüz, tacize karşı gösteriler düzenleniyor..  İki gün önce de Kadıköy’de Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesi ile  bir yürüyüş yapılmıştı.. Bu gösteri yürüyüşüne izin vermeyen polisler, biber gazı ve tazyikli su ile kadınları yine yerlerde sürüklemişlerdi..  
Bakalım Tayyip Bey’in resepsiyonu yine Muhtarlar toplantısı gibi mi geçecek, göreceğiz..
 
(*) Atatürk İlke ve İnkılapları sa: 55/Yalçın Toker- Toker Yayınları. Kitap: Tel: 0535 3199349 ve [email protected]
(**) Atatürk İstanbul’da sa: 46/Yalçın Toker- Toker Yayınları. Kitap: Tel: 0535 3199349 ve  [email protected]
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 13:06
Kalemine sağlıklı devamlılık. Ellerine, gönlüne sağlık .Daha nice, güzel , aydınlatıcı yazılarını bekliyoruz. Ağacığım. ( Pakize Toker kardeşin. )
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime