PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Başdanışman, Milletvekili için kuleyi arayıp, 'Durdurun uçağı!' deyince, görevli bomba var sandı!
Talat Atilla
YAZARLAR
2 Nisan 2023 Pazar

Başdanışman, Milletvekili için kuleyi arayıp, 'Durdurun uçağı!' deyince, görevli bomba var sandı!

Uzaktan, özellikle İstanbul'dan bakanlar için Ankara kasvetli, puslu, protokole boğulmuş soğuk bir başkenttir. 
İstanbul'da yaşayanlar, sanki İstanbul'un denizini bardak bardak içiyormuş, sanki her gün Boğaz’da kulaç atıyormuş gibi "Denizi yeter! İstanbul başka bir şey kardeşim ya! " diye, Ankara'yı kıskandıklarını ustalıkla gizlerler.
Oysa, Atatürk sonsuz istirahatini Ankara'da yapar.
İstanbul'un en büyük mülki amiri Vali iken, Ankara da 'vali'ye hafiften bir selam verilip geçilir.
Çünkü...

İstanbul valisinin amiri dâhil devlet, tüm organlarıyla zaten Ankara'dadır.
Kızılay'a inince, sağından bakan, solundan cumhurbaşkanı geçer!
İstanbul'da trafik Pekin, Mumbai gibi karışıkken, Ankara'da su gibi akar.
İstanbul'da adres sormak için Türk bulamazsın, Angaralı seni evinin önüne katar getirir.
Ankara'da taksiye binmek için bir kaş-göz işareti, hafiften elleri yukarıya kaldırmak yeterliyken.
İstanbul'da binecek taksi bulunca, annesini arayıp "Anam. Garip anam, taksi buldum!" diye sevinç gözyaşları döken çok İstanbullu gördüm.

Hadi küçük bir itirafta bulunayım, mahzun İstanbullu da sevinsin.
İstanbul'un denizi güzel, boğazı muhteşemdir.

Biz Angaralılar İstanbul'u severiz! 
Bu kadar Boğaz havası yeter.
Boğaz'dan başlayıp, Ankara'daki TBMM'de biten gün yüzü görmemiş havadisi öğrenmeye hazır mısınız? 
Buyurun...
Sanıldığının aksine Ankara'nın siyasi havasına her zaman gri rengin hâkim olmadığını, bazen kapalı kapılar arkasında yaşanan olayların fıkraları aratmayacağını...
Anlatacağım olayla, Ankara'nın bu özelliğini bilmeyenler de öğrenecektir diye düşünüyorum.
Sezgin Tanrıkulu'nu bileniniz çoktur.
CHP İstanbul Milletvekilidir.
Hukukçu ve kendisini 'İnsan Hakları Aktivisti' olarak tanımlar.
Hafif peltek peltek konuşur.

CHP'lidir ama HDP'ye daha yakın bir siyaset çizgisi izler.
İşte o Tanrıkulu, CHP'nin bir etkinliği için Ankara'dan İstanbul'a gider.
Toplantıda laf lafı açar, vakit hızla ilerler. On dakika konuşması gereken konuşmacılar bir saat mikrofonu bırakmayınca, uçak saatinin yaklaştığını bilen Tanrıkulu saatine göz atınca, gözlerine inanamaz.
Uçağı kalkmak üzeredir ve Ankara'da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile  önemli randevusuna yetişmek zorundadır.
Yerinden zıplayarak dışarı çıkar. Başdanışmanı Durdağı Yıldırım’ı arar.
Aralarındaki diyalog şöyle gelişir:
- Alo, Durdağı uçağım kaçacak.
+ Hızlı git bence vekilim! 

- Ne hızlısı Durdağı. Yoldayım zaten ama yetişmem mümkün değil. Ne yapsak? 
+ Vekilim, o iş bende! 
- Ne yapacaksın? 
+ Vekilim sen rahat rahat git. Ben kuleden, pilottan hallediyorum.
- Ne kulesi, ne pilotu? Ciddi misin? 
+ Evet, evet. O iş tamamdır. 
Başdanışmanı olduğu Tanrıkulu'nun telefonunu kapatan Yıldırım, THY'nin yetkililerini arar. 
Üçüncü denemesinde ulaştığı bir THY yetkilisine durumu anlatır ama yanıt olumsuzdur.
Uçağın motoru çalışmış, tekerlekleri hareket etmiştir.
O sırada Tanrıkulu yeniden danışmanını arayarak "Olmayacaksa, bir sonraki uçağa bilet al Durdağı. Burada çakılı kaldım." der.

Başdanışmanın yanıtı yine nettir; 
"O iş bende. Şimdi hallediyorum!" 
Uçağın pistin yarısına geldiğini öğrenen, TBMM Danışmanlar Derneği Genel Sekreterliği görevini de yürüten Durdağı Yıldırım o panikle "Acil durum!" diye kuledeki yetkiliyi telefona ister.
Acil durum ifadesi geçince, kule yetkilileri "Acaba bomba ihbarı mı var" diye heyecanla telefona yanıt verirler.
Tanrıkulu'nun danışmanı "Uçağı acilen durdurmamız gerekiyor!" deyince, kule yetkilisi heyecanla "Hareket etti, havalanmak üzere. Ne oldu. Neden? " diye sorar.
Yıldırım'ın cevabı kule yetkilisini çileden çıkartır;
"Vekilim bekliyor, uçağı kaçırdı. Mutlaka binmesi gerekiyor!" 
Kulenin yanıtı sert olur! 

"Kardeşim dalga mı geçiyorsun, yüreğimiz ağzımıza geldi. Uçak kalktı. İşinize bakın lütfen!" 
O arada Tanrıkulu, cayır cayır başdanışmanını aramaktadır.
Telefonu açan Yıldırım "Vekilim kuleyi aradım, yine durduramadım!" deyince, Tanrıkulu "Kulen batsın. Kuleyi niye arıyorsun. Peki, ondan sonraki uçağı halletin mi? " diye sorunca, "Vekilim o iş bende. Şimdi hallediyorum" diyerek telefonu kapatır.
O yetkili, bu yetkiliyi arayım derken, ikinci uçak da kaçar! 
Sezgin Tanrıkulu, ikinci uçağın akıbetini öğrenmek için başdanışmanını arar ama o sırada başdanışman vekiline ne diyeceğini kara kara düşünmektedir.
Nihayet açar ve "Vekilim, uçaklar çok hızlı uçuyor. Bir türlü olmadı" der.

Tanrıkulu'nun "İkinci uçağa kaçta biniyorum kardeşim. Sen onu söyle!" deyince, Durdağı Yıldırım "Valla o uçak da kalktı. Ben de anlamadım!" 
Tanrıkulu'nun yanıtı; 
"Durdağı senin yapacağın işin...."

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Durdurun dünyayı
 2 Nisan 2023 Pazar 10:29
Silivriden Bakırköye gidiyoruz. çocuk cep telefonunu açtı yol tarifine bakıyor! Ben biliyorum yolu dememe rağmen. Elinde 30 mlynluk telefon varmış! Bununla ne’tçen diyorum? yolunu buluyorsun ya diyor! Başka? Bakırköydeki hava durumuna bakıyorsun? başka? Angaraya uçak bileti alıyon!!! Hiç Ankara’ya gittinmi? yok, hiç uçağa bindinmi? yok, Bakırköye ne zamanlar gidiyorsun? bir kere gitmiştim??. işyerin nirede? Trakyada!!! aynı işleri benim 1000 teelee lik telefon da yapıyor aslında! gerçek ihtiyacı olan o telefonu alamıyor pahalandığı için gereğinden fazla! O alamayan kişi, fotoğraflar dökümanlar belgeler güvenli transferler ekonomik işler yapacak oysa!!! Liyakat kelimesi ne acaba? ona da baksak mı bir ara?
 Misafir
 2 Nisan 2023 Pazar 01:15
Güzel pazar neşesi olmuş Atilla bey klavyenize sağlık...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime