PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu kadar tiyatro yeter, perdeyi kapatalım artık!
Talat Atilla
YAZARLAR
16 Kasım 2011 Çarşamba

Bu kadar tiyatro yeter, perdeyi kapatalım artık!

Pek az istisnaları olmakla birlikte, Cumhuriyet tarihi boyunca Türk medyası tarafsız olma kültürünü içine sindiremedi. Tarafsız olmak isteyenler de, dönemin iktidar gücüyle sindirildiler.

Tek parti döneminde, CHP de medyadan da tek ses çıkması için gereken her şeyi yaptı.

Ya Menderes dönemi?

Menderes de CHP’ye yakın medya tarafından ağır eleştirilere uğrayınca, bu sefer de kendisi basın kanunu çıkararak medyayı ablukaya aldı. Medyayı ele geçirmek Turgut Özal’ın da büyük düşleri arasındaydı. İki buçuk gazete kalacak hevesini Asil Nadir’i kullanarak gerçekleştirmeye çalıştı.

Medyaya baskı konusunda Çiller de diğer liderlerden hiç geride kalmadı.

Eşi Özer Çiller tarafından televizyonu/gazetesi olan bir medya gurubu oluşturularak, sevmedikleri gazetecilere aleni iftira attılar, hedef gösterdiler, sonra da kendi medyalarında ekmek parası için çalışan onlarca gazeteciyi bir mendil gibi buruşturarak kenara savurdular.

Yani her iktidar, ne kadar gücü yetiyorsa, medyayı o kadar baskı altına aldı.

AK Parti de bu konuda sürpriz yapmadı.

Medyayı karpuz gibi ikiye böldüler.

Medyanın yarısını kendilerine yakın yaparken, diğer yarısını da, bir kabağı oyar gibi oyup, içine de bade hesabı korku ve tedirginlik koydular.

Peki, iktidarlar medya katili de, bazı medya patronları, gazete yöneticileri ve yazarlar masum mu?

Asla…

Medya patronlarının çoğu, hemen hemen her dönem, gazete patronluğunu, servetlerini arttırmak için paravan olarak kullandı.

Firavun’un kuleleri gibi diktikleri plazalarda, gazetecileri de ruhsuzlaştırdılar.

İçeceği şarabın kalitesini seçecek kadar kendilerine yalakalık yapan gazetecileri, Ankara’da bodrum katından alıp, Boğaz’ın yalılarına taşırken, onuruyla çalışan basın emekçilerini kapı önlerine koydular.

Ya iktidarları yönetip, paralarına para kattılar, ya da yönetemedikleri iktidarlara bel altından savaş açtılar.

Tam da bu yüzden, haksızlık dahi yapılsa hiçbir medya patronuna içim cız etmemiştir.

Medya patronu olduysan, gerektiğinde doğruları söylemek adına tüm servetini kaybetmeyi göze alacaksın. Yok, servetini katlamak için medya patronu olduysan, medyan elinden gidince oturup, ağlamayacaksın.

Gazetecilik mesleğinin berber çıraklığı kadar itibar görmemesinin en büyük nedeni iktidarlar değil, bazı medya patronlarının para ihtiraslarıdır.

İktidarlar elbette medyada da iktidar olmak isterler. Siyasetin genlerinde bu var. Her şeye gücü yeten iktidarlar, niye medyada iktidar olmak istemesinler?

Boyun eğersen, boynunu alırlar.

Etik mi?

Mutlak gücü olan iktidarların etik kaygısı taşıdığına dair en ufak bir ipucuna tarih kitaplarında bile ulaşamadım.

 

Tesadüfün böylesi!

Bir arkadaşımdan öğrendim. 1977-1980 yılları arasında Ankara Demetevler 12. Caddenin oldukça ilginç sakinleri varmış. Daha doğrusu Demetevler’deki merkez iş hanında aynı dönemde ticaret yapan ve bugün önemli siyasi figürler haline gelen isimler olmuş.

Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek o dönemlerde merkez iş hanında Ülker’in kırık bisküvilerini satan bir dükkân işletiyormuş.

Aynı iş hanında, Gökçek’in hemen yanındaki müteahhitlik bürosu ise bugünün CHP’li Belediye Başkanı Fethi Yaşar’a aitmiş.

Bitmedi!

Merkez iş hanının bir başka sakini de gazeteci Metin Işık’mış.

Bir dönem vekillik, şimdi ise Hürriyet’in siyaset danışmanlığını yapan Işık’ın da o dönem Gökçek ve Fethi Yaşar’ın da iş yerlerinin olduğu merkez iş hanında bir matbaası varmış.

EGO Genel Müdürlüğü ve Milletvekilliği yapan Ömer Vehbi Hatipoğlu da o dönem 12. Caddede market işletiyormuş.

Ne iş hanıymış ama!

 

Televizyon aldı!

Belediye başkanlığı yaptığı dönemde kamuoyunun yakından tanıdığı bir sima (ki o sima belli bir dönem ortadan kaybolduktan sonra şimdi tekrar sahneye çıktı…) kısa süre önce orta ölçekte televizyonu satın almak için el sıkıştı. Ne olduysa bu işte bazı pürüzler çıktı. Bu gelişme üzerine televizyon olayını kendisine hırs yapan bu tanınmış sima kısa bir süre önce yayında olan bir televizyonu satın aldı. Duyduğuma göre yanına bir de gazete kurmayı hedefliyormuş.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 21 Kasım 2011 Pazartesi 14:53
12. cadde ile ilgili bölüm ilginçmiş hakkaten. Eski bir müteahhidin belediye başkanı olması Yenimahalle özellikle Şentepe'deki absürd kentsel dönüşüme olumlu katkı yapar mı? Anlaşılan o ki yapmaz. Orası yakın zamanda dünyanın en çirkin semti olmaya adaydır. Tepeler üzerine yapılan gecekondular yıkılıyor, yerlerine 15 katlı binalar dikiliyor. Çarpık, çirkin ve düzensiz. Sadece nefes alacak kadar bir hava. 5 katlı binanın yanına 15 katlı gökdelenleri yapanlara şehircilik ödülü verilmlidir. İlerde.
 hulya
 18 Kasım 2011 Cuma 12:48
Sn.Atilla gazeteciler tarafsız değil objektif olmalıdır.Mesela sizin sitenizdeki yazarlardan vitrinde sadece 5'i sabit durmaktadır, diğerleri görünmüyor.Görebilmek için aramak vs.gerekir.Tarafsızlık sözle değil genelde eylemle yapılırsa güzeldir.Yazarlar kısmını hareketli link ile dönüşümlü yaparsanız kimseye haksızlık olmaz diye düşünüyorum.
 Misafir
 17 Kasım 2011 Perşembe 21:48
Sayın Atilla Bakiselamlar sitesinde ki Safiye Usul'la ilgili yazının altında ki okur yorumunu okur musunuz? Türk Time Hakkında...
 Misafir
 16 Kasım 2011 Çarşamba 22:16
Sn Atilla, hiç kimse "TARAFSIZ" değil,buna sizde dahilsiniz,bende dahilim.Tarafsız Medya hayali ile yaşayanlar yanılırlar,zira kendilerine sorsunlar,"ben tarafsızmıyım" sorusunun cavabı ne imiş.Ben tarafım.Ülkemden yana tarafım.Ülkemi en iyi kim yönetiyorsa ondan tarafım.Taraf olduğum kadar da OBJEKTİFİM.Çünkü,bugün desteklediğimden iyisini bulduğum ANDA hiç düşünmeden DÖNERİM ve onu desteklerim.Bu yüzdende DÖNEĞİM,hatta DÖNEKOĞLU DÖNEĞİM.Anlatabildim mi?Yani bırakılan yerde OTLUYOR olmam.H.Tahs
 Misafir
 16 Kasım 2011 Çarşamba 18:10
Hic bir sey eskisi gibi olmayacak,her gün yayinlanan "beyin yikama" boyali basin cöplükteki yerini alacaktir.Istedikleri hükümetleri basa getirip istemediklerini düsüren basinin arkasindan aglamayiniz Atilla Bey.Türkiye bunlarin elinde olsaydi simdi Merkez bankasinda olan dövizler onlarin cebinde olacakti.Bazende bu gercekleride dile getirmekten cekinmeyiniz, sizede aslinda bu tür davranislar yakisir.Capanoglu
 Misafir
 16 Kasım 2011 Çarşamba 16:45
O belediye başkanı Gürbüz Çapan ilk bu yazınızı paylaştığınızda da Gürbüz Çapan demiştim bilmişim.Karadeniz TV'yi satın almış.
 Misafir
 16 Kasım 2011 Çarşamba 15:13
Türkiyenin medya tarihini bu kadar basite indirgeyen, sığ okuyan, olayları Menderes, Erdoğan ekseninde okumakla yetinen üstelik değer verdiğimiz sizin meslek mensupları bulunması, Basın olayının asıl sorunu. Oysa bşraz feraset sahibi olan herkes, bu dönemlerde ve hala medyayı kimin sevk ve idare ettiğini görür ve yazarken buna da atıfta bulunur. Yazık.
 Misafir
 16 Kasım 2011 Çarşamba 14:04
HİİİÇ ŞAŞIRMADIM ZERRE KADAR,,tahmin edebiliyoruz oturduğumuz yerden,,KEMİK kavgası herşey geri kalanı keriz,enayi ÜTÜLEME.....zombi
 TOTEM
 16 Kasım 2011 Çarşamba 12:59
Tahammülsüz ve samimiyetsiz olmamız.Şimdi gelelim basının büyük sermaye guruplarının elinde olması konusuna.Bu bence tüm dünyanın enbüyük sorunu ve medyayı güvenilmez kılan en önemli faktör.Peki bunda bizim hiçmi suçumuz yok?Aynı sermayenin gazetesini ve yazarlarını bir dönem alkışlayıp sonra sermaye yine kendi çıkarları doğrultusunda yön değiştirince vay efendim sermaye demek te bizim ikiyüzlülüğümüz değilmidir?Şunu unutmayalım ve hiç şikayet etmeyelim;BİZİ BİZİM GİBİ İNSANLAR YÖNETİR.
 TOTEM
 16 Kasım 2011 Çarşamba 12:55
TARAFSIZLIĞI İSTEYEN KİM? Sayın Atilla bu ülkede tarafsız bir basın yayın organı isteyen varmı?Peki farklı bir sese ve düşünceye tahammülü olan varmı? yok!Kimse bilgilenmek yada olayların aslını öğrenmeye çalışmıyor,herkesin derdi kendi inanç ve düşüncesini eniyi savunacak yazarı ve medya organını görmek.Son hamlenizle bir parça denge getirmeye çalışmış olsanızda iki vekil ve bir dolu aynı tornadan çıkmış yazar kadrosu ile objektif bir haber sitesi oluşturmanız ne kadar mümkün?Enbüyük sorunumuz-
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime