PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
DIŞ MİHRAKLAR, İÇ MİHRAKLAR VE HALK…
Haktan Kerem Ural
YAZARLAR
27 Aralık 2021 Pazartesi

DIŞ MİHRAKLAR, İÇ MİHRAKLAR VE HALK…

 

Çok eski değil daha eylül ayıydı, üzerinden sadece 3 ay geçti. Dolar henüz 8 küsurlardaydı. 10 lira olması düşüncesi bile yurdum insanının umutlarını tüketiyordu. Sonra birden altına odun atılmış ateş gibi harladı. Her gün biraz daha yükseldi, kimse ne olduğunu anlayamadı. Her gün biraz daha umudumuzu yitirdik. 10, 12, 15 derken 18’i gördü. 

Zamlar da peşi sıra geldi, temel gıda maddeleri ekmek dahil zamlandı. Fırsatçı zihniyet doları bahane edip zam üstüne zam yaptı. Bir gün 3 liraya aldığını ertesi gün aynı fiyattan alamaz hale geldi halk. Cebindeki parası eridikçe eridi.

İktidar her geçen gün biraz daha sessizleşti. Muhalefet her geçen gün sesini biraz daha yükselti: 20 lira olacak, 25 lira olacak diye sosyal medya alemi adeta felaket tellallarının meydanı haline geldi. 

Merkez Bankası’ndan müdahale üstüne müdahale geldi ama nafile, bir türlü durdurulamadı. Ta ki bir kabine toplantısına kadar. Cumhurbaşkanı çıktı, “Kur korumalı TL vadeli mevduat” diye bir sistem açıkladı. Cumhurbaşkanı konuşmak için her kürsüye çıktığında yükselen dolar bir anda düşmeye başladı. Akşam vaktiydi, kimse ne olduğunu anlayamadı. 2 saat içinde 12’lere kadar düştü. 

Halk şaşkındı, onca müdahaleye rağmen bırak düşmeyi, yükseliş hızını bile yavaşlatmayan dolara ne olmuştu? Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı “Kur korumalı TL vadeli mevduat” sistemi mi bu etkiyi yaratmıştı? 

İktidara göre vatandaş yeni sistemle birlikte TL’ye yöneldi, dövizler hızla bozduruldu, TL değer kazandı. Üstelik hala yastıkaltında 5 bin ton altın vardı, onları da sisteme kazandırmak gerekiyordu.  

Muhalefete göre ise Merkez Bankası, piyasaya yaklaşık 7 milyar dolarlık döviz sürdü. Bunu doğrudan değil kamu bankaları aracılığıyla yaptı. Üstelik Kur korumalı TL vadeli mevduat sistemi de sürdürülebilir değil. 

Son üç ayda yaşadıklarımız bunlar.

Şimdi aklımda deli sorular… 
1-Tüm dünya merkez bankaları faiz yükselteceğini davul zurna ile haber verip faiz düşüreceğini sır gibi saklarken, bizim ki niye faiz düşüreceğini her zaman davul zurnayla haber verdi?
2-Merkez Bankası son 3 ayda faizi enflasyonun altına çekerek TL’den kaçışı neden hızlandırdı? 
3- “Kur korumalı TL vadeli mevduat sistemi” kurları düşürmekte bu kadar etkiliydi madem, neden sistemi harekete geçirmek için 3 ay beklendi?
4- Sistemin açıklandığı o gece dolar 18 lirayken kimler döviz bozdurdu? Zira 3 ay boyunca Merkez Bankasının yapamadığını birileri yaptı, kim bunlar?
5- Bir de amacı dışında kullanılan krediler meselesi var, kim bunlar? Neden ifşa edilmiyorlar? 

Peki ışık hızıyla yapılan zamlar ne olacak? İktidar, fiyatlar düşmezse karşılarında bizi bulacaklar diyor ama raflara yansıyan kayda değer bir indirim yok. Göstermelik, ceza korkusuyla yapılan ufak tefek düşüşlerle göz boyamaya çalışılıyor. 

Ya sosyal medyadaki ekonomik tetikçilere ne olacak? Vatandaşta güven kaybı oluşturan, paniğe yönlendirenlere ne olacak? Bankalar batacak, devlet mevduatlara el koyacak diye algı operasyonları yapanlara ne olacak? Fransa’da, Amerika’da, İngiltere’de bunu yapabilirler mi? Asla. Alman bir gazeteci vardı Udo Ulfkotte, bir kitap yazdı “Satılmış Gazeteciler”di adı. Batılı gazetecilerin Amerikan istihbaratı yani CIA ajanı olduğunu söylüyordu. Türkiye’den de bazı gazetecilerin Alman istihbarat örgütü BND ve ABD’nin CIA’sına çalıştığını yazmıştı. Çok geçmeden de kalp krizinden öldüğü açıklandı. Sizce gerçekten kalp krizinden mi öldü? Ko-nuş-tur-maz-lar! NOKTA.

Batı, Türk toplumunu nereden kaşıyacağını çok iyi biliyor. Ekonomik ve siyasal algı ile toplumu çökertmeye yönelik hamleler yapıyorlar.  “Dış mihraklar” lafına çoğumuz güler geçeriz ama şunu hatırlatmakta fayda var. ABD başkanı joe Bıden seçim döneminde Türkiye’de Erdoğan’ı indirmek için “sandık darbesi” demişti hatırlarsanız. Nasıl olacaktı bu sandık darbesi? Bir ülkede kaotik bir ortam yaratmanın en kolay yolu ekonomidir. Kurlarla oynarsın, stoklarla, zamlarla desteklersin, sosyal medya trollerini de sahaya sürdün mü iş biter. Türkiye’de son 2 yıldır yapılan budur. Son 3 ayda ise sosyal medya terörüne hız verdiler. 

Ya iç mihraklar ne olacak? Milli bir duruşa sahip olmayan, batı özentisi bürokratlar, iş insanları, vatandaşlar. Şimdi tartışılması gereken, Kur korumalı TL vadeli mevduat sisteminin doğru ve yanlış oluşu değil, şu anda bunun yapılması gerekiyordu, yapıldı. Bu kriz durdurulamasaydı ülke tam anlamıyla kaosa sürükleniyordu. Bu sistemle zaman kazanıldı. Bundan sonra “dış mihraklar” ve içerideki uzantılarının yanlış algı yaratmasının önüne geçilmeli, yatırımcı ve üretici sıfır faizli kredi ile desteklenmeli, zincirin tepesindeki stokçular, karaborsacılar ifşa edilmelidir. Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı üretim ve istihdama yönelik tedbirler uygulanabilirse evet ekonomide yol alınabilir. Ama öncelikle iş dünyasına ve bürokratlara ardından da vatandaşa “ekonomik milli şuur” kazandırılması gerekiyor. 

Ve baskın seçim tartışmaları. Asgari ücrete yapılan zam oranında memura ve emekliye de zam yapılıp, kur nisan ayına kadar sabit tutulabilirse, Cumhurbaşkanı hükümete olan güvenin arttığına kani gelirse neden olmasın?

Bu siyasettir ve en iyi yapan kazanır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime