PAYLAŞ 

M. Kürşat Türker

Düşündüğü zaman insanın var olduğunun farkındalığına ulaştığını ve de içsel varlığında içkinliğe ulaştığında varlık ifadesini tamamladığını söyleyen filozoflar uzun asırlar var oldu dünya tarihinde .., düşünmeyen insanın ; dürtülerini tatmin için yeryüzünde dolaşan hayvanlardan farkının nitelik ölçeğinde yok hükmünde olduğu anlatılmıştır çağlar boyunca .., Özgürlüğü hiç düşünmeyen kölelere hürriyet isteğini haykıran Spartacüs gibi , insanların birbirine üstünlüğü olmadığını tebliğ eden İsa'da aynı çarmıha gerilirken , zaferlerini kutlarken gerinenlerin aynı güçler olduğunu düşünmeden edebilir mi hiç tarih bilen bir insan..? Günde üç öğün yemek karşılığında 16 saat çalıştırılan ve alınıp satılabilen kölelerin isminin, günde üç öğün parasının altında çalıştırıldığı halde işçi veya memur şeklinde telaffuz edilmesini dert etmeyenleri yöneten bir sistemde sistemin kutsanması , düşünmeyenlerin de var olduğunun delili değil midir ..? Düşünmediği halde varlık ifade edebilenlerin, devletlerin sevdiği kullar mertebesinde olmasının nedeni ; hanedanlık ve hükümranlık düşüncesi dışındaki tüm düşünsel ehliyetlerini kaybetmiş insanların yönetme mertebelerini işgal etmeleri olabilir mi yoksa ..? Devlet aklının sömürgesinde yaşayan bireylerin akılları ölçüsünde kudret atfedilen bir devlet ile içine helyum üflenmiş plastik balon arasındaki fiziki fark ; yükseldiği seviye ve patladığında çıkardığı ses dışında ne olabilir mesela..? Velhasıl insan olanın , sorular sorar ve cevaplar düşünürken, akıl coğrafyasında kendi varlığının vargısına varabileceğini iddia etmiş olan disiplin , felsefenin alanında kabul görmüştür . Bu tip bir farkındalık ise her zaman tüm devletlerin baş düşmanı olmuş , düşünmeye ilişkin tüm yolların sabote edilmesi alanı da siyaset zanaatının uğraş alanı olmuştur .., Söylenenlerin en geçerli delili ; yaşadığı çağlarda neredeyse tüm filozofların yargılanmış ya da yok sayılmaya çalışılmış olması , geçerli dini inançlar tarafından yok edilmeye ve dışlanmaya uğramış olmaları değil midir ..? Tarihte yok olmamış bir devletin olmadığını ve bugün yok olmadan kalanlarında yok edileceğini son kutsal kitap söylerken, düşünmeden varlık ifade edenlerin her daim var olacaklarını da anlamamız çok ta zor olmamalı .., Dinlerin mezheplere bölünüp kendi içindekileri öğütebildiği bir çağda imanı sloganlarda ve bayraklarda arayanların sonlarını , düşünenler düşünmek zorunda kalmamalı . Devletlerin acıma duygusu ile söylemek istediği de belki de , tersinir bir şekilde daha fazla acı çekmemeleri için düşünenler artık gözden çıkarılmalı.., Evine giren soyguncuya methiye düzenlerin , kendi katillerine madalyon takanların ve tecavüzcüsüne aşık olanların varlık ifade ettiği bir çağda düşünerek var olmayı kafaya takanların varlık ifade edebilecekleri en güvenli yer tımarhaneden başka neresi olabilir..? Keşif aleminden keşiş alemine düşen din sözcülerinin vaazlarına siyasetten icazet aldığı bir çağda , siyasetçilerin günahlarının tövbesiz yok sayılacağı bir inançtan başka dayanak var olabilir mi..? Sorular denizinde nefessiz kalana kadar düşünmek belli ki eski ve huzursuz edici bir eylem artık .., Sırf düşünürler düşünmeyi salık verdi diye varlığı sorguda arayan zihniyetlerden olmak yerine, koşulsuz itaatle ve şüpheden yoksun bir itikat ile , var olduğunu var saymak aslında ne kudretli bir güvenlik çemberidir .., Orada kalmak istersem çekinmeden şunu haykırırım ; Düşünmüyorum ve asıl ben varım , devranın havasını tüketir dışkısını artırırım , yalana boyun eğer ve yapabilirsem talana katılırım , Sonra da döner ve o büyük filozoflara nispet ve gururla şunu haykırırım ; " Düşünmüyorum ve de varım ! "