Muhalif gazetecinin referansı Bakan!
Bir süre önce AKP’ye mesafeli tavrı ve Wikileaks belgeleri sonrasında eskiden NTV’de Ankara Temsilcisi olarak görev yapan gazetecinin işleri iyice zorlaşmıştı.
Hükümetin bu temsilciye karşı koyduğu mesafe de bu gelişmeler üzerine bariz biçimde artmıştı.
Sonuçta NTV’de Nilgün Balkaç yeni temsilci oldu ve o gazeteci, NTV’de önce program yapması için başka pozisyona kaydırıldı nihayetinde de yollar ayrıldı. Daha doğrusu söz konusu temsilci, NTV’nin bu tavrını kaldıramayarak sessiz bir tepkiyle ayrılmak zorunda kaldı.
Geçmiş ve bugünkü iktidarların mazilerine baktığımızda, bu tarz gelişmeler bir şekilde kanıksadığımız realite haline geldi.
Ancak ilginç bir biçimde o temsilci, AK PARTİ’ye yakın bir kanalın Ankara Temsilciliği’ne getirildi.
Herkesin çok şaşırdığı bu gelişmenin perde arkasına bakınca daha ilginç bulgularla karşılaşıyoruz.
Erdoğan’ın istemediği Ankara Temsilcisi için başka bir televizyona referans olan kişi Kabine’nin çok önemli bir bakanı.
Evet, bu temsilci, o Bakan’ın kapısını aşındırmadı ama süreç bir şekilde böyle gelişti.
Aslında Başbakan Erdoğan’ın üçüncü son döneminde bu tip ilginç paradokslar hayli fazla. Köşk seçimleri sonrası kartların yeniden dağıtılacağını öngören herkes zaman zaman birbirine rağmen olsa bile mevzi kazanıyor.
Bu son gelişmenin Tayyip Erdoğan’a rağmen olması işin en ilginç boyutu…
Ferit Şahenk
NTV’nin patronu Ferit Şahenk’in dikkatini çekmekte fayda gördüğümüz önemli bir konu var.
Yalnız şimdiki iktidar döneminde değil, tüm iktidarlar döneminde siyaset ve medya ilişkileri her zaman sınırları zorlayan bir görünüm arz etmiştir.
Bazen de sınırlar delik-deşik edilmiştir.
Medya sahipleri de çeşitli gerekçelerle iktidarlarla uyum içinde olma ihtiyacı hissetmişlerdir.
Nihayetinde ticari bir işletme olduğu için medyanın iktidar unsurlarıyla iyi geçinmeye çalışması, belli ölçüde taviz vermesi anlaşılır bir durum.
Kamuoyu ve medya mensupları tarafından arzu edilen bu fotoğraf değildir ama yine de bunun tolere edilebilir tarafları olabilir.
Buraya kadar tamam.
Tamam olmayan şu;
NTV’de görev yapan bazı çalışanlarınızın, siyasi unsurlardan aldıkları güçle, “Falan gazeteciyi, falan siyasetçiye şikayet ederek işten ben çıkarttım. Beni şu siyasetçiler getirtti. Herkes haddini bilsin” diyerek, NTV’nin üzerinde oluşan/oluşturulmaya çalışılan negatif imajı güçlendirdikleri, Ankaralı gazetecilerin çoğu tarafından biliniyor.
Daha da ötesi; Bazı NTV çalışanlarının bu sözlerle NTV’nin bazı yöneticilerine bile gözdağı verdiği Ankara’da görev yapan gazetecilerin malumudur.
Bu öyle bir safhaya geldi ki, örneğin kısa süre önce Ankara’da bir bölümün sorumlusu olarak görev yapan gazeteci, NTV’yi arkasındaki 2 önemli siyasetçiyle, kontrol altında tuttuğunu açıkça ifade eder hale geldi.
Üstelik bu sözleri, Papermoon ve House Cafe gibi bilinen yerlerde dahi açıkça söylemekten çekinmediği gibi, bir çok gazeteci de bu sevimsiz tabloya şahit oldu.
Bu tarz yaklaşımların NTV gibi içinde iyi ve nitelikli gazetecilerin çalıştığı ciddi bir yayın kuruluşuna etkilerinin neler olacağını en iyi Ferit Şahenk muhakeme eder.
Şahenk’in bu yazının doğruluğu ya da yanlışlığını test edecek mekanizmaları muhakkak vardır.