PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
FLASHBACK : 70 CENT
M. Kürşat Türker
YAZARLAR
29 Kasım 2021 Pazartesi

FLASHBACK : 70 CENT

 

 

FLASHBACK ( ŞİİR ) :  " Çünkü onlar karılarını döverler. Seslerinin tonu yumuşak değildir. Dışarıda ezildikçe içeride zulüm kesilirler..!

Gazete okumaz ve haksızlığa, ancak kendileri uğrarsa karşı çıkarlar. Adım başı pınar olsa da köylerinde, temiz giyinmez ve her zaman bir karış sakalla gezerler. Çocuklarını iyi yetiştiremezler. Evlerinde kitap, müzik ve resim yoktur..., Köylüleri niçin öldürmeliyiz..? .., Çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler. Birbirlerinin evlerine ancak, ölümlerde ve düğünlerde giderler. Şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar. Gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır. Aldanmak korkusu içinde sürekli birbirlerini aldatırlar. Bir yere birlikte gitmeleri gerekirse karılarından en az on adım önde yürürler. Ve bir erkeklik işareti olarak onları, herkesin önünde döverler..., Köylüleri niçin öldürmeliyiz..? .., Çünkü onlar yanlış partilere oy verirler. Kendilerinden olanla alay edip tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar. Devlet ; Tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir. Devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar. Yiğittirler askerde subay dövecek kadar. Ama bir memur karşısında- bu da tuhaftır- ezim ezim ezilirler. Dindardırlar ahiret korkusu içinde. Ama bir kadınının topuklarından memelerini görecek kadar bıçkındırlar.., Köylüleri söyleyin nasıl kurtaralım..? "

 ( Şair Şükrü Erbaş tarafından yayımlanmış şiirden pasajların eklemlenmesidir )

 

70 CENT  :  1972 yılında Pragmatik siyaset adamı Demirel tarafından tedavüle sokulmuş olan " 70 cent'e muhtaç olmak " hali, siyaset tarihinde çokça mırıldanılmıştır. Tokyo büyükelçisine yatırılan maaş hesabında 70 cent eksik nedeniyle dışişleri tarafından ödeme yapılamamasına binaen sarf edilmiş bir siyasi malzemedir demek de mümkündür. Esasında hikâyenin başlangıcı da ayrı bir Flashback sayılır. 2. dünya savaşına askeri anlamda katılmamasına rağmen dünya çapındaki ekonomik buhran ve yoksunluklardan ülkemiz de fazlasıyla etkilenmiştir. Savaşa katılan birçok ülke gibi bizde de temel gıda ve tüketim mamullerinin çoğu karne ile verilmek durumunda kalmıştır. Savaşın bitiminde USA, İngiltere ve Rusya devletleri ganimet paylaşımı için Potsdam konferansında bir araya gelirler. Hatta Stalin, bugün USA tarafında tanklar ve kara araçları ile tahkim edilen Dedeağaç bölgesini 23 temmuz 1945 gecesi askeri üs olarak talep eder. Tabii olarak reddedilir.  Sonraki süreçte Türkiye ;  Mali ve askeri olarak destekleneceği ve komünizme karşı ileri karakol vazifesini idame ettireceği şekilde Marshall yardımları çerçevesinde Dünya bankasına 50 milyon dolar borçlandırılır. 1948-1957 yılları arasında süt tozu yardımı adı altında daha çocuk yaşta Türk insanının bedeni de deneysel bir çalışmaya kurban edilir. 2014 yılı itibariyle tüm dünyada Diyabet hastalığının genel nüfusa oranı yüzde 8.5 iken ülkemizde 14.7 olarak değerlendirilmekte olup çocuk yaştaki deneysel çalışmaların o çocuklar 50-60 yaşlarına geldiğindeki sonuçlarını da izah etmektedir. Yağ, şeker ve tüp kuyruklarından bahsedilen 70'li yıllardaki yaşanan olaylar da doğru analiz edilmelidir.  15 Ekim 1973 Arap-İsrail savaşı sonrası Akaryakıt fiyatları 8 ayda 4 kat artmış ve dünya çapında ekonomik buhran tetiklenmiştir. Dönem CHP-MSP iktidarı dönemidir. USA ve İngiltere'de dahi benzin yokluğu ve elektrik kesintileri meydana gelmiştir. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış harekâtı sonrasında ülkenin maruz kaldığı ambargolar neticesinde ekonomik sıkışmışlık hali daha da artmıştır. Siyaset 1975 de AP-MSP koalisyonu ile kendini revize ederken 70 cent'e muhtaç olma hali tam anlamıyla içselleştirilmiş ve akaryakıt, tüp gaz, şeker, margarin ve sigara kuyruklarının varlığı ile siyaset hayatı bir suiistimal nesnesi ile tanışmıştır. Netekim benzin vardı da biz mi içtik vecizesinin de imal tarihleridir.

                                                                Mevcut yaşam döngüsü itibari ile poliklinik sırası için internetten sıra bekleyen, gece yarısına gelmeden kül kedisi misali benzin istasyonlarına akın eden vatandaşlar en azından bilmelidirler ki ; Pandemi sürecinde kuyruk oluşmasının engellenmesine yönelik tüm tedbirler alınmıştır. Hastane koridorlarında bekleme riskini asgariye indiren internet kuyrukları ve temin edilemeyen ilaçlara ilişkin SMS ile bilgilendirme hizmetleri sayesinde Covid-19 yayılım riski minimuma indirgenmiş.., Benzin istasyonlarında araba içinde kuyruk oluşması hasebiyle yine risk çok düşük tutulmuştur. O eski yıllardaki gibi dip dibe kuyruklar artık ülke gündeminden kalkmıştır. Birileri çıkıp da 70 cent'e muhtaç dönemlerin ağızı ile siyaset yapmamalıdır. Gerçi verilmekte olunduğu tahayyül edilen kurtuluş savaşının kime karşı olduğu muğlak olsa da muhtemelen ; Başkanları ile arayı bulmak için lobi şirketlerine para akıttığımız USA olma ihtimali çok yüksektir. Ya da ; yol, tünel, köprü, havalimanı ve hastaneler gibi, hizmet alınmasa dahi vergilerden desteklenilen kuruluşların adli bir problemle karşılaşmalarını engellemeyi garanti eden İngiltere olabilir de. Veyahutta mavi marmara olayından sonra ticaret kapasitesini ara vermeden arttığımız kadim din düşmanı İsrail de sayılabilir. Fransa, BAE, Suudiler de olağan şüphelilerden adledilir. Velhasıl bu bakma biçimine göre mazeret denilen mefhum toplumsal bellekten bağımsız bir değişken olarak varoluşumuzu istila etmiştir artık..!

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime