NEREYE ?

Tunceli ziyaretinde..

Bağdaş kurup oturmuş bi’ ağaç altına.

Kim bilir ceviz dalı mı veren gölgesini alnına; ahududu mu, incir mi, erik mi.. Bağdaş kurup oturmuş Gazi Paşa, türü bilinmedik bi’ ağaç altına.

Kim bilir vişne yaprağı mı vuran çağladığı türküsünün şavkına.

Galoşsuz, sedirsiz, mindersiz, bırakmış cüssesini bir dal altına. Dudaklarından çözülen: Selanik mi, Vardar Ovası mı, Bülbülüm Altın Kafeste mi bilinmez ama;

Bahtiyar Gazi Paşa, türü bilinmedik bi’ ağaç altında..

Nasıl bahtiyar olmazsın kardeşim?

Amirinin buyurduğu işi tastamam teslim ettin diyelim. Ektiğin fidenin domates verdiğini gördün. Bir hastanı iyileştirdin. Salonda koltuğun yerini değiştirdin. Yeni aldığın plazma televizyonda en sevdiğin dizinin yeni sezonunu izledin.

Saadetlisin.

Adam ırzını kurtarmış koca memleketin. Nasıl bahtiyar olmasın canım kardeşim ?

İngiliz postalının altından çekip almışsın; teslim etmişsin Veli’nin kalemine, İstanbul türküsü söyletmişsin''

Nazıma:

İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık / İçimde kımıldayan bir şeyler gibi / Seviyorum seni / Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

Dedirtmişsin..

Yahya Kemal’e dün gece bir tepeden izletmişsin aziz İstanbul’u; pasaportsuz, vizesiz, sorgusuz / sualsiz.

Umut vermişsin Vedat Türkali’ye: Bekle demiş o.

Boşuna çekilmedi bunca acılar / Büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle / Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla / Mavi denizlerine yaslanmış beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle / Bekle bizi İstanbul. /

Yurdunun dört bir köşesinde hürce nefes alırken vatandaşın; şiir yazarken şairin, eğitim verirken öğretmenin, koca yerine okula giderken kızların, tarlasını sürerken çiftçin..

Anadolu’da bir dalın gölgesine yaslanıp türkünü işte böyle söylersin, güzel kardeşim.

Tunceli’de orman yangını çıktı..

İhtimal Gazi Paşa’nın gölgesinde türkü söylediği o ağaç da yandı. 22 gün oldu. Söndürülemedi yangın.

Sakarya Meydan Muharebesi 22 gün sürdü. Kemal Atatürk, 22 günde Anadolu’yu yeniden yurt yaptı.

99 yıl önce Ankara’ya kadar dayanan düşman, küreğin sapıyla geldiği yere kadar kovalanarak yaya gönderildi..