PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Türk Solunu Zorlayan Söylem; Kapıcının Çocuğu Okumasın mı?
Talat Atilla
YAZARLAR
5 Aralık 2010 Pazar

Türk Solunu Zorlayan Söylem; Kapıcının Çocuğu Okumasın mı?

Sol kelimesiyle anladığımız bir çok anlam vardır ama bana göre sol ifadesinin ana omurgası eşitliktir.

İşte tam da bu yüzden sınıfsal ayrımlar olduğu sürece sosyalizm denen olgu bir şekilde yaşamaya devam edecek.

Türk solu çok uzun bir süredir tüyleri yolunmuş bir kaz gibi şaşkın şaşkın ortalıkta dolaşmaya devam ediyor.

Neredeyse tüm mevzilerini sağ siyasete kaptırdılar.

Kadınların erkeklere ait olan takım elbise, kravat, kısa saç, hatta dominant olma gibi özellikleri erkeklerin elinden çalması gibi eğreti bir durum bu.

Eğreti olması gerçek olmasını engellemiyor tabi.

Sol, dünyada eski itibarını zorlarken Türkiye’de hala elitist bakış açısının pençesinde can çekişiyor.

Evrensel sol anlayışı bu toprakların genleri kabul etmiyor.

Ölüme, “Allah, Allah” diye giden bu toprağın çocuklarının Marksı rehber almasını beklemek olsa olsa inatçı bir duruş olabilir.

Ama gerçekçi olmaz.

Aynı çocuklara; Sol ideolojinin omurgası olan eşitlik ilkesiyle yaklaşırsanız, tüm ruhuyla sahip çıkacağından şüpheniz olmasın.

Türk solu yukarıda yazdığım satırların gerçekliğini benden daha iyi anlamasına rağmen inatçı duruşunda devam ediyor.

Arada sırada inanmadıkları halde popülizm yapmalarının  bir önemi yok.

Bilirsiniz; Samimiyeti olmayan söz geçişken değildir. Geçmiyor da.

Elinizdeki argümanları güncelleyemiyorsanız, sizi taklit edenlere karşı bile mağlup olmaktan kurtulamazsınız.

Bu satırlara kadar anlatmaya çalıştıklarım siyasetin dinamikleri.

İşin bir de idealist yanı var tabi.

Sol, siyasetin bu idealist yanıyla daha çok ilgili gözüküyor.

Kamu yararına çalışan vakıflar, dernekler gibi.

Devrimler referandumla, oyla olmaz” diyenler, şimdi, “Sivil darbe” diyorlar…

Demek ki, oyla darbe olurmuş.

O zaman oy alın.

Göbeğini kaşıyan adam diye küçümsedikleriniz sizin bile kabul ettiğiniz, ‘Sivil darbe’nin mimarlarıdır.

Sağ siyasetin uç noktasından gelen Tayyip Erdoğan giderek Türk solunun elinde argüman bırakmayacak gibi.

İmam Hatiplileri ziyaretindeki şu konuşmaya bakar mısınız;

Kapıcının çocuğu okumasın mı?

 

Ne kuvvetli, ne sihirli bir söylem olduğunun farkındasınız değil mi?

Kendisine bile itiraz eden Türk solunun bu sözlerime itiraz etmemesi mümkün değil.

Şunu diyeceksiniz;

Tayyip Erdoğan inanmadan söylüyor!

Olabilir…

Şunu da diyebilirsiniz;

Erdoğan önceden mağdurdu, şimdi değil.

Evet, bu da doğru. Katılıyorum.

Ama bu doğrular toplumsal birikmiş hafızayı resetleyebiliyor mu?

Türk solu, “Göbeğini kaşıyan adam” sözüne sarılmaktan vazgeçmediği sürece iktidar olamaz.

İnsan hiç değilse, “Göbeğini niye kaşıyorsun?” diye sorar.

Bu bile sorulmadı.

Yanıtını ben vereyim; 

Kaşındığı için…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 7 Aralık 2010 Salı 15:26
Çakma SOB, Çölaşanın bugünkü yazısı bu senin yazdıklarını açıklıyor. Karartmayı bırak da peşinden gittiklerinin rezilliklerini örtmekten vazgeç, millete faydalı bir iş yap. Nasıl olsa bir gün kullanmaktan vazgeçip kanala süpürecekler sizleri.
 Misafir
 7 Aralık 2010 Salı 13:34
Çakma Zeytinci, 28.05.2003 tarihli Hürriyet gazetesi ARŞİVİNDE, E.Çölaşanın yazısına bak.İlhan ağabeyinle birlikte Edelman efendiden,ABD nin yapılacak darbeyi desteklemesi için yapılan görüşme ile ilgili anılarını oku.Bunların ses kayıtlarını da,çok yakında bol bol dinleyeceksin,tabi İlhan abininkileride dinleyeceksin.Ç.Zeytinci.
 Misafir
 7 Aralık 2010 Salı 02:43
Zahmet edip E.Çölaşan'ın makalesinin linkini verse de zahmetten kurtarsa. Oyunlarına gelip hedef şaşırtmalarına alet oldum diye kendime de kızıyorum ama yine de yazmadan edemedim. Ya linkini ver, ya da linkini veremiyorsan ÇAMUR ATMAKTAN VAZGEÇ. Bu taktiği daha önce bunların ağababaları da uygulamışlardı, alışıktırlar böyle yalan yazmağa. Zeytinciler dürüst olurlar ama bu ÇAKMA zeytinci.
 Misafir
 7 Aralık 2010 Salı 02:39
Bu sıralar dış basından sızan belgeler yüzünden içerde RTE zorda ya, karartmaya başladılar. Bir taraftan eski yandaşyorumcular tam saha karartma uygularken, onlara destek için yeni ÇAKMAŞAHSİYETLER türetiliyor. Tipik bir CAMBAZA BAK taktiği. Çakma bir tanesi Çölaşan'ın 18 Mayıs 2003 tarihli makalesine gönderme yapıyor. O haftaya ait bütün E.Çölaşan makalelerine baktım, herhangi bir elçiyle ilgili tek satır bulamadım.
 Misafir
 6 Aralık 2010 Pazartesi 14:40
Mesela Sözcüde yazan "Emin Abi(!)" Çakma Ulusalcıların tamamının ağabeyidir."Çakma Ulusalcılar ABD Emperyalizminin baş düşmanıdırlar ya(!). Ağabeyleri Emin efendi 18 Mayıs 2003 de bakın Eski Gazetesi Hürriyette ABD Elçisi Edelman ve takımı ile hangi muhabbetlerde imiş.Ç.Zeytinci
 Misafir
 6 Aralık 2010 Pazartesi 09:41
"Hem akp li hem milliyetçi olunamazmış"(???).Sizin gibilere şaşıyorum, tabi Türk halkı da şaşıyor.Önce Milliyetçi olmanın ne anlama geldiğini öğrenmek lazım.Milliyetçi olmak,İsrailin Ortadoğudaki politikalarının avukatlığına soyunmak olmadığını siz ne zaman öğreneceksiniz sn 23.56 da yazan misafir.Milliyetçi Olmak,Yurttaşının gelir seviyesini,çağdaşı gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının standartlarına ulaştırmak için çalışmaktır.Mossad,CIA,İngiliz MI-5,örgütlerine hizmetkarlık yapmak değil.H.Tahsi
 teyze
 6 Aralık 2010 Pazartesi 00:22
Hasan Abi eskiden bir şey iddia eden iddiasını ispat etmek zorundaydı diye biliyorum ben.Wikilexten sonra O da mı değişti:) MAKİNTOŞ-8 adında bilgisayarda devrim yaratacak buluşunuzu Amerikan konsolosluğuna verdiğinizi duydum.Vermedim demekle olmaz,ispatlayın lütfen:)
 Misafir
 5 Aralık 2010 Pazar 23:56
Eline çekiç alan, herşeyi ÇİVİ gibi görmeğe başlarmış. Birkaç satır bilgisayar kitabı okuyan da her sorunu YAZILIMCI havalarında çözmeğe kalkışıyor. Hem Milliyetçi hem de AKPli olunamayacağını, biraz düşünme yetisi kazanan herkes bilir. Uğruna fedai olacak kadar kendisinde keramet bulanlar, sayın "kişi"nin Allah tarafından idareci diye gönderildiğine inanıyorlar, peygamberliğinin ilânı yakındır. Mübarek olsun
 Misafir
 5 Aralık 2010 Pazar 21:50
Teyze Makintoş Apple'ın 1960 lardaki,70 lerdeki kullandığı computer ve sürümü.Bugünkü programları bu cihaza yüklemeye kalksanız çalıştıramazsınız.Tıpkı bizim ÇAKMA SOLCULARIN kafasının almadığı gibi, Computer'in kafası almaz...Hele Windows-7 yi yüklemeye kalkarsanız, kafayı tam üşütür...Bu arada Teyze "bana 12 kaynaktan gelen habere göre, sizin İsviçre ve Kıbrıs Rum Bankalarında 28 Tane hesabınız varmış(!)...Olmadığını ıspatlayın lütfen. :)) H.Tahsin.
 teyze
 5 Aralık 2010 Pazar 21:12
Hasan Tahsin Abi MAKİNTOŞ nedur ne değildur öğrenecem diye ne çektim vee sonunda başardım.Yine tam ne işe yarar bilmiyorum ama bilgisayarla ilgili bir şey işte.Bu yorumu yazdım diye Türk solu bu sefer de benimle dalga geçmesin. MAKİNTOŞU BİLMEYEN TEYZELERin oyu geçersiz olsun demesinler:)
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime