PAYLAŞ 

M. Kürşat Türker

Bu yıl etkinlikler çerçevesinde , vatana ihanet pulunun arkasını yalama yarışması dahi planlanmış duyumlara göre .., ancak aynı dilin edebiyat yanı , bir çok sanat dalı gibi yok olmaya yüz tutmuş gözükmekte .., Oysa kırk cengaverin, Çin yapımı bir kaleye olan saldırısı da ,dişi kurdun sütü kadar beyaz bir hikaye idi nesiller evvel .., Görünen o ki ; Milli duyargalar partisinin tartamayabileceği ölçüde kayıplar mevcut ,milli nesillerin yaşayan bilincinde.., İşin analitik yanı irdelenmeye muhtaç ; Neticede bir parti başkanı vatana ihanetle suçlayacağı kişilere sınırsız destek vermekten çekinmemekte ise ; ruh bilimcileri buna politik borderline bozukluğu deyiverirler .., Bu arada yazının başlığından kopmaya niyetli değilim .., Bahsi geçen uluslararası yozlaşma festivaline , bir çok ülkenin yöresel kıyafetlerle katılacağını ön görüp de konuşmaya devam edersek şayet ; tarihin tekrarlanan döngülerinden birini yaşıyor olabiliriz .., Milli reseptörlerin sıklıkla uyarıldığı zamanlar vardır .., tarihte de .., genellikle uluslararası ölçekli yozlaşma dönemlerinin sonuna denk gelen zamanlar .., isimler çıkarır bu dönemler .., milattan sonranın Akhilleus efsaneleri olurlar .., Bazen lanetlenip bazen de kutsanırlar .., Fakat Milli hissiyatlarının duygulanım temelinde , romantizm ile temas içinde olduğunu da hesaba katarak gitmek lazım .., Çoğumuzun bilinçaltında mevcut olan romantik filmlerin yıldızları , esasen kapitalist dünyamızdan kaçırabildiğimiz değerli eşyaları gibidir hayal gücü kesemizin .., diğer taraftan ; " Arkeolojik eserden ev mobilyası yapmak cehalettir ! " .., Konuyu tekrar yöresel imgelerle devam ettirirsek şayet ; Yıllar yıllar evveli havaalanında teslim alınan malum zatın , yıllar sonra sebep olacağı şeyleri orada bulunan milli hassasiyetlere sahip bir karaktere film gibi göstermek mümkün olsa idi ..; O şahıs o uçağın düşürülmemesinin vatana ihanet olduğunu iddia edebilirdi.., Flashback tarzında düşünürseniz aynı milli hislerle siz de hak verebilirsiniz belki de ..? Fazla da evirip çevirmeden , konuyu sık sık getirmek zorunda kaldığım kapitalizm noktasından bakarsak şayet ; Kapitalizm son hamleleri ile milli ve ulusçu yapılanmaların bertarafına uğraşarak ömrünü uzatmanın peşindedir .., terminal dönemin konfor arayışı belki ? Paraya sahip olanların milli olmamaları gerekirken , tam aksine paraya sahip olanlar milletinin istenmeden doğduğunun dahi farkında değil kapitalist müritler.., bu müritlerden biri çıkıp ; " Aynı açmaz proleter diktatörlüğünde de mevcuttur . Yönetenler her zaman sınıfsal ayrıcalık talep etmişlerdir " diyebilir.., haksız da değildir hani .., Avrupa'da ; sokaklar ve meclislerde milli duyarga siyasetinin giderek arttığını göz ardı edemeyiz .., Avrupa birliğinin ömrü , daha önce fişi çekilmezse üç yıl sürer diyorlar.., Her neyse tekrardan bize dönersek ; Bu adamlar biraz özentidir , biz önden referandum konusu hakkında deneysel örneklemler sunalım demek istememiş olabilir bazı Avrupa ülkeleri .., denk gelmiştir muhtemelen .., Ancak sonu konfederasyona varabilecek bir referanduma ilişkin telkinler duyarsak şaşırmayalım .., ya da cezasını çekmek ve tedavi görmek üzere üçüncü bir ülkeye sevk edilebilecek kanser hastasına ilişkin bilgiler de olağan akışımızı bozabilir .., Bu tip durumlar zaten baskı altında tutulmuş milli duyguları aktive edebilir .., Antisosyal Müslüman lejyonlarının katliamlarından medet umma davranışı bile içten içe milli bir başarısızlığın itirafıdır , bahsi geçen romantikler için .., Ki bu durumlardan muzdarip olanlar mevcut olabilir .., Kapitalizm açısından ise trajikomik bir gidişattan bahsedilebilir belki de ; Düşmanlarına karşı kullanmayı pek sevdiği milliyetçilik silahıyla kaza eseri vurulmak , pek de gösterişli bir final olmaz netice itibariyle ..,
Bu festivaller yüz yılda bir yapıldığından genellikle her defasında ilkmişçesine yaşanır .., tabiatı gereği insanlar festival bitene kadar kontrolsüzce savrulup , festival sonlarında cenaze sessizliğine boğulurlar niye ise .., Ve son olarak ; Vicdanlarını geçici süre yok sayabilmenin suçluluğu ile yutkunurlar kalan ömürlerinde..,