ZORLU SÜREÇTEN GÜÇLENEREK ÇIKMAK

2019 un son tehlikesinden habersiz olan insanlar 2020 ye yepyeni umutlarla girmişti. Dünyanın her tarafında beklenti çok yüksek her şeyin bu yıl çok iyi olacağı duygusu hakimdi. 2019 da herkes yaşanan ölümler depremler coğrafyalarındaki problemler ve her türlü psikolojik harplerden yorulmuş ve umutlarını gelecek olan 2020 ye bağlamıştı. Oysa kimsenin bilmediği dünyada tüm DENGELERİ değiştirecek bir “sinsi görünmeyen ve tanımlanamayan düşman” ilk kez ÇİN de Vuhan şehrinde aralık ayında zuhur etmiş ve Çin dış dünyaya kapanı vermişti. DSÖ (WHO) Dünya sağlık örgütünün adını Covıd19 olarak tanımladığı bu anormal virüs karşısında dünya tedirgin olmuştu. Sonrası çok elim ve düşündürücü haberler ve görüntüler dünya gündemine bomba gibi düşmeye başlamıştı. Bir hastalık var ve bir türlü ne olduğu tespit edilemiyor ve tedavi şekli ve ilacı da yoktu. Koca şehir apar topar karantinaya alınıp tüm giriş çıkışlar yasaklanmıştı. Çok sert tedbirler uygulayan Çin 3 ay sonra her şeyi kontrol altına aldığını açıkladı. Bu duruma kimse anlam veremezken gözler DSÖ ye “DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜNE” çevrildi. Başta “PANDEMİ” ilan etmeyerek nerdeyse virüsün yayılmasına sebep oldu. Aslında DSÖ hiçte iyi bir sınav vermedi vermiyor. DSÖ nün bu tutarsız davranışı birçok komplo teorisini de beraberinde getirmekte. Üstelik bunu doğrulayacak birçok açıklamada bizzat bazı siyasetçiler tarafından dillendirildi. Hatta ABD başkanı Donald Trump direk DSÖ’yü krizi yönetememekle ve bazı küresellerin kontrolüne girdiğini ve Çin’i koruduğunu söyleyerek DSÖ ye yapılan fon ödemelerinin kesilmesi talimatını verdi. İlginçtir buna ilk tepki Bil Gates’ten geldi, buda ayrı ve irdelenmesi gereken bir konu.

Peki, bunlar olurken ülkemiz Türkiye de neler oluyor neler yapılıyor ne tür tedbirler alınıyordu bu tehdit için? Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başta sağlık ve ekonomi ve içişleri bakanlığımız ve tüm bakanlıklarımızla ve bilim kurulu ekibinin ortak akılla yürüttüğü çok önemli sosyal ve ekonomik tedbirler ve kararlar milli güvenlikte düşünülerek istişare içinde alınarak bugün hayata geçirildi. En yüksek risk gurubu 65 yaş ve üzeri ve kronik hasta ve 20 yaş altı vatandaşlarımız için sokağa çıkma yasağı uygulamaya alındı. İhtiyaçları vefa sosyal destek guruplarıyla evlerine ulaştırılmaya başlandı. Eğitim için de evden eğitim çalışması için çalışmalar tamamlanıp hayata geçirildi. TRT EBA TV faaliyete sokularak tüm öğrenciler evlerde eğitime alındı. Kurumlarda kendi bünyelerindeki ekipmanlar ve personelleriyle vatandaşlara hizmet vermeye başladı. Her ne kadar ufak tefek aksamalar olsa da dünya genelinde en etkin yardımlaşma hem ülkemiz içine hem de bizden yardım talebinde bulunan ülkelere yapılmaya başlandı ve bu yardımlarımız milletimiz adına cumhurbaşkanlığımız öncülüğünde yapılmaya devam etmektedir. Vatandaşlarımız her ne kadar alınan bu tedbirler karşısında ilk zamanlar zorlasa da dünya geneli ölümlerin artması ve virüsün hızlı yayılımı tüm vatandaşlarımızı bu kurala uyma konusunda ikna etmede etkili ve caydırıcı oldu.

Şimdi biraz geçmişe gidelim. Bir zamanlar temeli atıldığında bazı kesimler için ne gerek vardı, ülkede bu kadar hasta mı var? Bunlar israf / rant için yaptınız denilen o devasa şehir hastaneleri ve sağlık alanları için yapılan yatırımların bugün dünyanın içine düştüğü bu virüs belası karşısında ne kadar doğru ve kıymetli olduğu ve bizimde devlet ve millet olarak ne kadar şanslı olduğumuzu ortaya koymuş oldu. İşte bu projelerin hayata geçirilmesi ve millete kazandırılması da bunu akıl eden siyasi iradenin de ne kadar doğru işler yaptığının bir referans göstergesidir. Evet, siyasi irade bu yatırımları yaparken çok zorlu süreçler ve badirelerden geçmedi de değil. Şimdi bu salgına karşı alınan tedbirler doğrultusunda ülkemiz belli bir noktaya geldi. Ülkemiz Avrupa ve dünya geneli ölçekte değerlendirildiğinde ölümlü vaka/ yayılma/ve günlük yapılan test oranlarına bakacak olursak çokta karamsar bir durum öngörülmemekte.  Bunun sebebi etkili tedbirler kaynağında çözümler ve hızlı karar alma ve uygulama mekanizmasıdır. Şimdi belli periyotlarda sadece hafta sonu sokağa çıkma yasağı 30 büyükşehir ve Zonguldak ta uygulanmakta tüm şehir giriş ve çıkışlarında zorunlu görev hariç vatandaş seyahatleri sınırlandırıldı. Vatandaş bu zorlu süreçte her türlü basın iletişim kanalları ile bilgilendirilmekte. Devletimizin seferberlik halinde olması bize ayrı bir güven vermekte. Bizi üzen 2019 u geride bırakırken yeni umutlarla karşıladığımız 2020 bizi salgınla üzse de geleceğe dair umutlarımızı asla teslim alamayacak.

Biz bu zorlu süreci hep birlikte büyük TÜRKİYE olarak atlatacak ve bu dönemden GÜÇLENEREK çıkacağız.