'MEYDE BEKTAŞİ, NEYDE MEVLEVİ' NEYZEN TEVFİK

Yergici (heccav) bir şair olarak da büyük bir şöhrete sahip olan Neyzen Tevfik, kendisini 'meyde Bektaşî, neyde Mevlevî' diye tarif etmiştir. Tevfik, içerik olarak şiirlerinde çevresinde gördüğü haksızlıkları alaycı bir şekilde dile getirmiştir.
ABONE OL
Abone Ol
'MEYDE BEKTAŞİ, NEYDE MEVLEVİ' NEYZEN TEVFİK
Haberler / Portreler
31 Mayıs 2021 Pazartesi 00:46
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

TURKTIME / Çağdaşlarına göre sıra dışı bir tip olma Neyzen Tevfik'in bu sıra dışılığı şiirlerinin üslup ve içeriğine de yansımış, ancak bu durum toplum tarafından oldukça hoş karşılanmıştır. Tevfik'e gösterilen bu hoşgörü sadece hayattındaki zorluklardan değil, sanatındaki etkililikten ve cesaretten de ileri geliyor olmalı.

Yergici (heccav) bir şair olarak da büyük bir şöhrete sahip olan Neyzen Tevfik, kendisini 'meyde Bektaşî, neyde Mevlevî' diye tarif etmiştir. Tevfik'in dili aldığı eğitimin etkisiyle de daha çok eski tarz şiirin etkisindedir. Hem aruz hem de hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır. İçerik olarak şiirlerinde çevresinde gördüğü haksızlıkları alaycı bir şekilde dile getirmiştir.

GERÇEK ADI TEVFİK KOLAYLI'DIR

Nef'i ve Eşref'ten sonra Türk Edebiyatında taşlama türünün üçüncü önemli temsilcisi kabul edilir. Musikide de kendi tarzında bir başarı ve beğeniye ulaşmış olan Neyzen Tekvfik kimdir?

24 Mart 1879'da Bodrum'da dünyaya gelen Neyzen Tevfik'in gerçek adı Tevfik Kolaylı'dır. Tevfik'in kökeni, Bafra'nın Kolay beldesindendir. Çocukluğu Bodrum'da geçan Tevfik, ilköğrenimini Bodrum'da gtamamlamıştır. İzmir Lisesi'ni bitirmeden ayrılan Neyzen Tevfik, İzmir Mevlevihanesi'nde kendini yetiştirmeye başlamıştır.

İzmir'de Tokadizade Şekip, Tevfik Nevzat, Ruhi Baba, ve Şair Eşref gibi ünlülerle tanışan Tevfik, onlardan Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri almıştır. Şair Eşref'ten hicvi öğrenen Tevfik'in ilk şiiri 13 Mart 1898'de Muktebes dergisinde yayımlanmıştır.

İstanbul'da Galata ve Kasımpaşa Mevlevihanelerine giden Neyzen Tevfik, Fatih Medresesi'nde dört yıl okumuştur. Bektaşi tarikatına girerek Sütlüce Tekkesi şeyhi Münir Baba'ya bağlanmıştır.

YÜRÜMEYEN BİR EVLİLİK YAPTI

Tevfik'in dostları arasında Tevfik Fikret, Mehmet Akif, Uşakizade Halit Ziya, Ahmet Rasim, Tanburi Cemil, hacı Arif Bey, Yunus Nadi de vardır. Bir süre Mısır'da yaşayan Tevfik, Eşref'ın çıkardığı Deccal dergisindeki II.Abdülhamit'i yeren bir şiiri nedeniyle gıyabında idama mahkum edilmiştir. İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla İstanbul'a dönmüştür. Yürümeyen bir evlilik yapan Tevfik'in bu evlilikten bir kızı dünyaya gelmiştir.

1930 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda görevlendirilmiştir. 28 Ocak 1953 tarihinde bronşitten kurtulamayarak vefat etmiştir. Hem Mevlevî hem Bektaşî merasimi yapılarak Kartal Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Eserleri: Şiir; Hiç (1919), Azâb-ı Mukaddes (1924) Beste; Nihavent Saz Semaisi, Şehnazbuselik, Saz Semaisi

ESERLERİNDEN ÖRNEKLER;

Dörtlükler;

Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler;
Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
"Bizdeki kayda göre, şimdi o meb'us!" dediler...
---------------------------------------------------------
Kim demiştir kanun alınmıştır ayak altına,
Böyle bir halin vukuunda hamiyyet çiğnenir.
Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede,
Kaldırım olmazsa kanun-ı hükûmet çiğnenir.
---------------------------------------------------------
Felsefemdir kitab-ı imânım,
Taparım kendi rûhumun sesine.
Secde eyler hâkikatim her ân,
Kalbimin âteş-i mukaddesine.
---------------------------------------------------------
Gözünü aç daha meydan var iken,
Dizginin canbaz elinde Neyzen!
Girmedim ya kapısından baktım,
Cennet'i at pazarı sandım ben.
---------------------------------------------------------
Bî-namaz deyip beni Hak'dan uzak gören,
Sığmaz senin hayâline mihrâb ü mübrem.
Sen sade beş vakitte ararsın Allahını,
Ben her zaman onunla emîn ol beraberim.
---------------------------------------------------------
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,
Kürsî-i liyakat pezevenk, puşt olanandır!
---------------------------------------------------------
Hayliden hayli kalınlaştı yobazlık yeniden,
Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü.
Kara bir kinle taassub pusudan çıktı yine,
Yurdu şâhâne cehâlet yeni baştan bürüdü.
Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti,
Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti!

İkilikler;

Kâbe'den maksat varmaktır yâra,
Kör gibi tapınma kuru duvara.
---------------------------------------------------------
Mey'de Bektâşi göründüm, Ney'de oldum Mevlevî,
Meşrebim Mollâ-yi Rûmî, mezhebim Bektâşidir
---------------------------------------------------------
Üstüne alma fakat dinle samur kürkçüyü sen,
Nasıl olsa kabahat sahibini terk etmez.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime