Atakan Kayalar Olayı ve Acınası Halimiz

10 yaşındaki bir çocuğun, Atakan Kayalar’ın okumasının, bilmesinin, yaşından büyük sözler etmesinin “gündem olmasından” midemiz bulanmazdı.
ABONE OL
Abone Ol
Atakan Kayalar Olayı ve Acınası Halimiz
Haberler / Analiz
21 Şubat 2020 Cuma 10:33
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Cehalet hiç olmadığı kadar kurumsallaşmamış olsaydı…

Her hücremizle vasata teslim olmasaydık…

Entelektüellerimizle sokaktaki sıradan vatandaş arasındaki fark sıfırlanmasaydı

Üniversitelerimizin seviyesi ortaokul seviyesiyle eşitlenen liselerimizle eşitlenmeseydi…

Gerçek yazarların hepsinin kayıplara karışıp yerlerini yazanlara bırakmasaydı…

Akademi dünyamız gündüz kuşağı kadın programları seviyesinde fikir üretmeseydi…

Okuyor olsaydık, yazıyor olsaydık, hepsini geçtik, insanı insan yapan en asgari meziyet olan “düşünen canlılar” olarak kalabilseydik…

Sadece duygularıyla galeyana gelen organizmalar değil, beynini çalıştırıp muhakeme yapan organizmalar olsaydık…

10 yaşındaki bir çocuğun, Atakan Kayalar'ın okumasının, bilmesinin, yaşından büyük sözler etmesinin “gündem olmasından” midemiz bulanmazdı.

Ama öyle değil işte.

Eminiz pek çoğunuz Atakan Kayalar'ın videolarını izlerken adını koyamadığınız bir rahatsızlık yaşıyor, takdir duygularınızı peşine koyduğunuz “ama…” ile yarıda kesiyorsunuz.

Haklısınız.

Acı ama gerçek. Burası, artık böyle bir ülke.

Sanki burası en çok satan kitaplar listesinin uzak ara önde bir numarası, Jet Fadıl uyanıklığındaki Tuğçe Işınsu isimli, vatandaşın kodlarını çözmüş bir kızın okuyanlara tılsım verdiğini iddia ettiği kolpa kitap değil.

Öyle olmadığı için 10 yaşındaki bir çocuğun 5 ayda 250 kitap okuması, bu kitapların felsefe ağırlıklı olması, çocuğun okuduklarını ezberlemesi, ezberlediklerini tekrarlaması olay oldu.

Öyle ya; bizler, toplum olarak okumasak da “kitap fetişizmi” her zaman geçerliydi.

Kapağını açmadığı kitapları bir dekor olarak raflara dizen sonra gidip Survivor ve türevleri karşısında günlerini tüketen bir garabeti yaşıyoruz.

O yüzden; ayda iki kitap okumayan yetişkinleri Atakan ile gurur duymalarını anormal karşılamıyoruz.

O yüzden; bilginin, bilmenin ve bilenin her zamankinden daha değersiz olduğu acınası gerçekliğimizde boğulurken; epey sorunlu da olsa bir bileni görüp arınmaktan utanmıyoruz.

Sosyal medyada, gazetelerde, televizyonlarda koca koca adamlar, sonu en hafifinden narsistik kişilik bozukluğuna evrilecek bir savrulmaya 10 yaşındaki çocuğu itip duruyor.

Bilginin ve bilenin bir kez daha ırzına geçiyor, kitap okuyan o çocuğu komik kedi-köpek-bebek videoları tadında “viral” kılıp, bu viral salgının olası semptomlarını düşünmüyoruz.

Mutlaka görmüşsünüzdür… Atakan bir basın toplantısında annesini kenara itiyor, kameraları ve mikrofonları kendine istiyor ve o bildik ezberleri tekrarlıyor. Bu terbiyesizliği için çocuğu kim suçlayabilir? İki tık, iki reyting, iki fazla okur için çocuğu iki günde maymuna çevirenler mi? O reyting avcılarının potansiyel müşterileri mi? Hepsi ve daha fazlası belki.

Ama asıl yara Atakan’a açılmıyor.

Dedik ya vasat her zamankinden daha yaygınlaştı diye. Hah… Atakan tuğlası vasat binasına konan bir tuğla daha oluyor ve biz az biraz daha batıyoruz.

Paradoks gibi gözükse de tam da acınası halimize uygun bir final bu: Bu kez sefaleti, cehaleti ve vasatı kitapla, bilgiyle, felsefeyle yapıyoruz.

Aferin bize.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 Misafir
 21 Şubat 2020 Cuma 14:36
"Terbiyesizliğ" değil de "Yanlış davranışı" deseydik, sonuçta çocuk bu, niye terbiyesizlik olsun...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime