TURKTIME / Türkiye, erken bir seçim olmazsa 2023'te yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine hazırlanırken, ciddi ekonomik ve sosyal yansımaları olan bir döviz krizi yaşıyor. Hükümetin ekonomi politik tercihleri de, sorunları hafifletmekten çok krizi daha da derinleştirmekte.
Son 40 - 50 yıl içerisinde yapılan seçimlere baktığımız zaman genel anlamda kimlik siyasetinin seçimlerde, 2001 krizi sonrası yapılan seçimleri istisna olarak kabul edersek, belirgin olduğunu görüyoruz. Ancak görünüşe göre 2023'te yapılacak seçimlerin sonucunu ekonominin durumu belirleyecek.
Ekonomik krizin körüklediği bir ortamda siyasi kutuplaşma kaçınılmaz bir son olarak karşımıza çıkarken, ülkemiz da son elli yıldaki herhangi bir dönemde olduğundan daha fazla siyasi olarak bölünmüş durumda.
SİYASAL KUTUPLAŞMANIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
İki ideoloji veya iki farklı görüş arasındaki yüksek gerilim diyebileceğimiz siyasi kutuplaşmanın özellkleri arasında aşağıdakileri sayabiliriz;
Dünya görüşü: Muhafazakara karşı ilerici, özgürlükçüye karşı otoriter, dine karşı laik, milliyetçiliğe karşı küreselci...
İki partili veya iki siyasal eğilimli sistem: İki siyasi partinin veya iki siyasal eylimin olduğu sistemler kutuplaşmayı arttırır. Bu iyi düzenlenmemiş ve kazananın herşeyi aldığı bir başkanlık sisteminde daha kötü sonuçlar doğurabilir.
Dünya genelindeki siyasal sistemler incelendiğinde parlamenter sistemler ve farklı görüşleri içeren koalisyonlar daha iyi sonuçlar doğurmaktadır.
Medya: Belirli bir dünya görüşünü veya partiyi destekleyen medya kutuplaşmayı daha da derinleştirebilir. Buna karşı kutuplaşmayı azaltmak ve toplumsal bütünleşmeyi sağlamak için her düşünceye yer veren nesnel medya.
Düşmanlaştırma: Siyasi kutuplaşmanın olduğu bir ortamda, partiler, kendi tabanını konsolide etmek için karşı tarafı düşmanlaştırabilirler. Bu kısa vadede kazanım elde ettirebilir, ancak uzun vadede sonuçları çok yıkıcı olabilir.
Uzlaşamama: Siyasi kutuplaşma derinleştikçe uzlaşmayı engeler, biz ve onlara döner. Bu da zamanla toplumsal fayda sağlayacak pratiklerin dahi engeleyecek durumu oluşturur.
İstikrarsızlık: Siyasal kutuplaşma diğer tarafa karşı kazanma amacıyla kuralları çiğneme ve normları ihlal etme eğiliminin olduğu son derece gergin bir durumdur. Bu da sistemi istikrarsız hale getiren bir çöküşle sonuçlanır.
Geri tepme: Meydan okunduğunda insanlar dünya görüşlerini sertleştirme eğilimindedir. Ortaya konulan fikir kabul edilmiyorsa, zorlamak karşı tepkiyi geliştirecektir. Bu son derece yaygın bir durumdur.
SİYASAL KUTUPLAŞMAYI NASIL TERSİNE ÇEVİREBİLİRİZ?
Siyasi kutuplaşmayı tersine çevirmek için önce onu yaratan sosyo, siyasal ve ekonomik koşulların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ancak bu uzun bir dönemdir bölünmüş olan toplumu birleştirmek için tek başına yeterli olmayacaktır.
Sosyo siyasal ekonomik koşullar ortadan kalktıktan sonra üste sıraladağımız durumlarıda ortasan kaldıracak adımlar atılmalıdır. Ayrıca, tüm siyasi aktörlerin kutuplaşmaya karşı aktif bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Bu koşullar sağlandığı durumda siyasal kutuplaşma tam olarak ortadan kalkmazsa bile etkisini yitirir.