PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Balinalar kadar empati lütfen!
Talat Atilla
YAZARLAR
19 Eylül 2014 Cuma

Balinalar kadar empati lütfen!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,  14 vatandaşımızın başvurusu üzerine, “Türkiye zorunlu din dersi uygulamasına derhal son vermeli.”  kararını verdi.
İfadeye lütfen dikkat;
“Derhal!”
Bu kararda; Hukuk ve asgari nezaket kurallarının ne kadar zorlandığını anlamak için hukukçu olmaya gerek yok.
Simit satan vatandaşımız da, Avrupa’daki hamburger paketçisi de, üslubun, içeriğin önüne geçtiğini görüyor.
Bir de içeriğe bakalım;
İsmindeki, “Zorunlu” kelimesinden dolayı,  zorunlu din derslerinin  ilk bakışta demokratik görünmemeye müsait bir algısı var ama acaba gerçekte öyle mi?
Beraber düşünelim;
Türkiye’den beklenilen şu;
Öğrenciler; Antartika’daki kambur balinalardan zorunlu olarak haberi olsun ama sosyal ve ahlaki yaşamına dair hayati bilgilerden zorunlu olarak mahrum kalsın.
Sözde demokrasi adına yapılan, demokrasiyi kullanarak ortak paydalarımızı yok etmek değil mi?
Talep şu;
Alevi vatandaşımız, Sünni vatandaşımızın, Sünni vatandaşımız Alevi vatandaşımızın hangi parametrelerle din anlayışına sahip olduğunu bilmesin!
Bütün düşmanlıkların temelinde bilgisizlik yatmıyor mu?
Alevi Sünni’yi, Sünni Alevi’yi tanıdıkça aradaki mesafenin kaybolacağı açık değil mi?
Bizi birbirimizden uzaklaştıran her adım, bu topraklara karşı kurulmuş bir tuzaktır.
Alevi vatandaşlarımızın toplumun bir kesimi tarafından yanlış anlaşıldığı, kendilerini ifade etme alanlarının daha geniş olması gerektiği görüşlerine bende katılıyorum.
Hangi mezhep, hangi dine mensup olursa olsun, din ve vicdan özgürlüğü ana sütü gibi helaldir.
Kim neye inanıyorsa, inandığı gibi yaşamalıdır ama bizi bizden ayıran, uzaklaştıran unsurları değil, birleştiren unsurlara da hepimiz saygılı olmalıyız.
Hiç kimse; Öğrendiği, anladığı, empati yaptığı bir bilgiden ürkmez.
Bir Sünni, “Ben Alevilerin hassasiyetlerini bilmek istemiyorum!” derse, bir Alevi, “Ben Sünnilerin neye inandıklarını bilmek istemiyorum!” derse, işte o zaman gönül köprümüz sallanır.
Tarihimiz şahit ki, biz, birbirimizi seviyoruz.
Anlamak, empati yapmak da eksiğimiz olabilir ama bunu becerebiliriz.
Kainat sevgi üzerine yaratıldı.
Sevgi; müstakil değil, hisseli bir tapudur.

*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 21 Eylül 2014 Pazar 19:39
demek empati peki atilla talat siz empatinin tarifini biliyormusunuz.bizler acaba sizlere empati duyuyormuyuz.geçiniz bir kalem lütfen o kelimeden bahsetmek için tüm insanların yani o ikiye ayrılan bizlerin hislerimizi bilmeniz lazım.
 Misafir
 20 Eylül 2014 Cumartesi 07:20
şairin dediği gibi, "bir dokun bin âh dinle kâse-i fağfûrdan". Sayın yazar "empati lütfen" dedi ya, neler çıkıyor empati yapacak. Bu da son empati önermesi,"CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma maden ocağı faciasıyla ilgili bilirkişi raporundan cinayet çıktığını bildirdi". Devenin neresi doğru ise AKPnin de o hesap, hangi işlerini ele alsak dökülüyor. Temiz bir işleri yok, http://www.turktime.com/haber/CHP-li-Oren-den-sok-aciklama-/303366
 Misafir
 19 Eylül 2014 Cuma 06:15
AKPnin ve başının yaptıklarını aklıbaşında insanların gözünde sevimli göstermek için çok çabalıyorsunuz, madem yüzde elli iki arkanızda neden bu kadar zahmet? "Baş" bile o kadar değer vermiyorken o kalan yüzdekırksekize mi şirinlik çabası? Koyverin gitsin, balkon konuşmasıonda da öyşe yapmadı mı? Ya o sayı gerçekleri yansıtmıyorsa? Kimilerini çıktıkları "taht"ta bile dikenüstüne oturmuştan beter eden soru veya SORUN bu. Şirinlikten öte, gülünç olmaya doğru gidiş var galiba.
 Misafir
 19 Eylül 2014 Cuma 02:52
mezarlıkta caminin abdest alma yerine de bir uğrayıver. 2 cm 3 cm çıkmış çeşmelerden yıkanacaz diye elinin ayağının kirli duvalara değdiğini , güya ayak dayama demiri diye yapılmış tam üstüne su akıp üstüne sıçrayan üstüne sümkürülen demiri de bir görüver. yüzlerce fetvada sıçramış çirkef için verilen hükümlerden habersiz ,hijyenden habersiz ibbyi mi yazarsın , camiye gelen cemaatin ne şartlarda abdestliğyle zerre kadar ilgilenmeyen imam efendileri mi yazarsın bilmem.cenazeye gelene empati yap!
 Misafir
 19 Eylül 2014 Cuma 02:47
empati dedin de ne anlatayım bak sana ben : karacaahmet mezarlığına uğra bir ara. büyükşehir belediyesinin cenaze hizmeti kepazeliğini gör. yıkanan cenaze için tabutun aktarılacağı tekerlekli sedyeyi cenaze sahplerne çektren görevlileri mi ararsın ,biçare kadınlardan koca tabutu sedyeye koymalarını isteyenleri mi ararsın ? cenaze namazında ölen kişinin adını söylemeden 3 kere 4 kere er kişi niyetine diiyen , 3 kere 4 kere hatun kişi niyetine deyip namaz kıldıran imamları mı ararsın ? (1)
 Misafir
 19 Eylül 2014 Cuma 02:38
o "empati" denilen şeyi "çaresizlik"ten peşine takıldığın şahısa da sordun mu sayın yazar? Bize anlatmak istediğin "şey" ile "O"nun anladığı ve herkesi havuç-sopa desteğiyle "ikna" edeceği "şey" aynı değil, ona tapanlar dışında herkes bunun ne demek olduğunu havuç-sopa desteğiyle "seveseve" öğrendi. Şimdilik bu kadar "zülfüyare dokunmak" yeter, saygı ve sevgiler bizden efenim.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime