PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Başbakan Hiç Bu Kadar Haklı Olmadı…
Talat Atilla
YAZARLAR
21 Kasım 2011 Pazartesi

Başbakan Hiç Bu Kadar Haklı Olmadı…

Dünyaca ünlü Time, Başbakan Erdoğan’ı kapak yaptığı sayısına, “Erdoğan’ın yolu” başlığını uygun görmüş. Bence çok zeki bir başlık değil ama nedense, Time’a kapak olunca, atılan başlığın, konulan fotoğrafın, yazının içeriğinin de bir önemi kalmıyor.  Aslında Time’a kapak olmanın neden bu kadar önemli olduğunu bilen bir fani de yok.

Önemli mi? Önemli. Bitti…

Bu algı bile Amerika’nın Türkiye’ye her daim yaptığı illüzyonunun diri olduğunu göstermesi açısından uyarıcı bir öneme sahip.

Daha da ötesi, Amerika diye bir devletin olmadığı, Obama’nın, “Netenyahu ile her gün görüşmek zorundayım” açıklamasıyla belgelenmiştir. Amerika’nın ruhu da, bedeni de İsrail’e aittir.

Tam da bu yüzden Time’ın Erdoğan ya da başka bir Türk’ü övmesi,  ya da eleştirmesinin benim gözümde zerre kadar önemi yok.

Nokta…

Time’ın editoryal yetersizliği attıkları başlıktan bile belli.

Time, “Erdoğan’ın yolu” yerine, “Erdoğan’ın gücü” başlığını atmalıydı. Erdoğan’ı tanımlayacak tek kelime gerekiyorsa, bu ancak güç olabilir.

Başbakan,  sahip olduğu gücün her zerresinin farkında ve gerektiğinde tamamını tereddütsüz kullanabilecek bir fıtrata sahip. Erdoğan’ın bu özelliği hem kendisi, hem de Türkiye için bazen avantaj, bazen de dezavantaj olabiliyor.

Erdoğan’ı gerektiğinde eleştiren, gerektiğinde hakkını vermeye çalışan bir yazar olarak hayretler içinde kaldığım bir konu var.

Erdoğan’ın özellikle bir senedir PKK ve uzantısı KCK, siyasi aktörleri BDP’ye karşı izlediği cesaretli politikaya her nedense hak ettiği destek bir türlü gelmiyor.

Türk medyası, entelektüel kesim ve siyaset cephesi,  toptan kabul ya da toptan ret kültürünü bir türlü aşamıyor.

Söz konusu olan Türkiye’nin üniter yapısı bile olsa, egolarını aşamayan, içindeki kin putlarını kıramayanlar,  Erdoğan’a kinlerini bahane ederek, Başbakan’ın siyasi tarihinde belki de en doğru tavrı olan teröre karşı net duruşuna bile destek vermiyorlar.

İşte bu yüksek egoyu asla hoş görmem. Bu ego, kişisel tatminini Türkiye’nin bütünlüğünün bile önüne koyacak kadar alçalıyor. Bu nasıl bir aşağılık komplekstir ki, “Türkiye çökerse çöksün, yeter ki sevmediğim siyasetçinin doğrusuna bile doğru demeyim” anlayışı ortaya çıkabiliyor.

Başbakan’ın yüzlerce hatası oldu ve bunları eleştirdim. Gerektiğinde eleştirmeye devam da edeceğim ama özellikle PKK/KCK’ya karşı gösterdiği muazzam dirayeti çok mert ve cesur buluyorum.

Başbakan’ın doğru yaptığına inandıkları halde ego ve kinlerini yenemeyerek PKK/KCK konusunda Başbakan’ı yalnız bırakan güruhun tamamını PKK’nın çanak yalayıcısı ilan ediyorum.

 

Fenomen

Neden, nasıl olgunlaştığını çoğu kez bilemesek de toplum olarak bazı insanlara görünmez bir dokunulmazlık veririz. Bu dokunulmazlık verdiğimiz insanların hatalarını, eksikliklerini, hatta gaflarını bile bağrımıza basarız. İbrahim Tatlıses’in kadınlarını dövmesine, Kemal Sunal’ın cimriliğine, Emel Sayın’ın yapmacıklığına, Ajda Pekkan’ın estetiklerine biraz da bu yüzden tahammül ederiz.

Sevgimizin içini doldurmak için gayret bile göstermeden onları kayıtsız şartsız severiz.

Her şeyi bilen, akıllı tiplere bu toplum dokunulmazlık payesi vermez. Biraz da delilik bekler.

Bir çeşit, “Delidir, ne yapsa yeridir” sevimliliği içinde bu simaların tüm hataları gözümüzde görünmez olur. TV8 Ankara temsilcisi Erkan Tan’da bu tanımlamalara cuk diye oturan bir isim.

Üstelik konjonktürel olarak bıçak sırtında icra edilen siyaset programı yapmasına rağmen, moda deyimle; ne candaş, ne de yoldaş demeye kıyamayacağınız bir isim Erkan Tan…

Muhatabına en kritik soruyu, bir bardak su içer gibi sorduğunda bile, konuğunun suratında, “Tufaya geldim” izlenimi oluşturmayan bir televizyon ustası…

Erkan Tan’ı kendi kulvarında fenomen yapan, ne aldığı yüksek reytingler, ne de sonradan çimen gibi fışkıran gür saçlarıdır!

Tan, hata yapma hakkını korkmadan kullanmasının yanında, televizyon seyircisine, “Ben sizden daha akıllı değilim.” hissini vermeyi becerdiği için bir televizyon fenomenidir.   

 

 

Akdoğan döndü, Besli gitti!

Başbakan Erdoğan’ın baş danışmanı Yalçın Akdoğan genel seçimlerde Ankara Milletvekili olunca, bu görevinden ayrılmıştı. Başbakan’ın isteği üzerine Akdoğan baş danışmanlık görevine tekrar döndü. Başbakanlıktaki bir başka ilginç hareketlenme de, Erdoğan’ın diğer yakın çalışma arkadaşı Hüseyin Besli’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na danışman olması oldu. Akdoğan açısından baktığımızda problem yok ama Besli’nin Başbakan danışmanlığından Bakan danışmanlığına geçiş yapmasında bir tenzil-i rütbe var gibi. En azından görünen kısmı öyle…

NOT: BU YAZI TALAT ATİLLA'NIN GÜNEŞ GAZETESİ'NDEKİ KÖŞESİNDEN ALINMIŞTIR...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 24 Kasım 2011 Perşembe 15:51
Olaylara asla objektif bakamıyoruz.Yorumlara bakıyorum yine derin ve keskin bir fanatizm var.Bazı arkadaşlar bu olayı bir savaş yada fener Gs. derbisi sanıyorlar.Neden doğruya doğru yanlışa yanlış demek bu kadar zor geliyor bize.Neden önce kim söylemiş diye bakmak zorunda hissediyorsunuz?Neden doğru yada yanlış kavramlarınız kim söylediye göre değişiyor?Sayın Atilla böylesine keskin fanatizmin olduğu bir ortamda gazetecilik yapmak zor sizi çok iyi anlıyorum.Allah sabır ve kolaylık versin!
 Misafir
 23 Kasım 2011 Çarşamba 13:01
turktime iyice ilginç bir hal aldı. ben yazarları tasnif edeyim siz işin içinden çıkın bakalım. patron talat atilla: light muhafazakar, light ulusalcı hard vatansever... başyazar rahmi turan: ulusalcı, atartürkçü... yayın yönetmeni ersin tokgöz: solcu, vicdani retçi, vatan milletle işi olmayan entel... aytun çıray: aslen dp'li, sonradan chp'li... bülent kuşoğlu: aslen o da merkez sağcı ama sonradan chp'li. biraz daha muhafazakar gibi. nuran yıldız: ulusalcı, atatürkçü... abdullah abdülkadiroğlu: cemaatçi... gönül saray: tipik sağcı... nesrin yanık: pek anlayamadım. romantik... eli hece: o bu dünyadan değil zaten. safile usul: ulusalcı. rana elik: orta yolcu... murat muratoğlu: henüz yeterli veri yok. şimdilik ekonomist diyelim... seçin beğenin alın.
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 18:24
Demek PKK'lı teröristlere özel temsilci gömderen, Türk yargısını Habur'da soytarıya çeviren, ağzını her açtığında şehitlere tepki kusan bir Başbakan'ı "mert" buluyorsunuz Sayın Atilla? Ya sizin mertlik anlayışınızda bir sorun var, yada "iki eleştir, bir yala"şeklindeki çakal gazeteci numarasına başvuruyorsunuz.
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 14:24
bayılıyorum yaaa erkan tana bi adam ancak bu kadar içten ve sevgi dolu program sunabilir. ben bakmam yazarla yazdığı kişi kanka mı dost mu kardeş mi doğruluğuna bakarım. övülecek adam övülür abi. erkan tan değerdir. övülmesi gerek! time da iyi kapak oldu ha bizim gündeme. artık yeter bedelliyi konuşalım.
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 14:12
Be kardeşim nedir bu medyada keller sağırlar birbirini ağırlar çıkmazı? Ne gerek var şimdi Erkan Tan'a bu kadar övgü düzmeye. Tamam anladık arkadaşsınız, kankasınız, durmadan birbirinizi programa davet edip, köşelerde cilalıyorsunzuz da iyi ama biz salak mıyız? Anlamıyor muyuz yani bu ucuz karşlıklı parlatma numaralarını. İtibar kazandığınızı, birbirinizin reklam değerini artırdığınızı mı sanıyorsunuz? Bilin ki yanılıyorsunuz. Sadece mde burkulması bırakıyor bu tavırlar..
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 11:15
Sn.Talat Atilla bey,bizde bir hastalik var dogrular devamli batar,Babam CHP li ise bende öyle olurum Babam FB li ise bende öyle olurum babamin yanlislari benim dogrum oldumu bu zihniyetler devam ettikce tabiki yazinizin icerisinde oldugu gibi bunlar terör örgütlerine bile yardim ve yataklik yaparlar önemli olan sevmedigim siyassetci iyi olmasin dedirtmek icin.Mr.bY
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 11:03
nasıl teröre tavır almaymış bu,2004-2007 de yapılan terörle mücadele yasasının değişikliklereine bakın göreceksiniz.siz herhalde bu milletin hepsini biat eden cami cemaati sayıyorsunuz.az kalsın eşkiya başını serbest bırakacaktı 2004 yapılan değişiklikle,müzakere masalarında yakalandılar.karayılan denen eşkiya başı pazarlığı deşifre etti.bunlar ortadayken bu yazı yağcılıktan ve saptırmadan başka birşey değildir.
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 10:57
Sn.Atilla!bende size,hz isa'nın güzel ve derin sözü ile cevap vereyim,"Yer yüzü ile Gök yüzü evlidir,hiç bir şey gizli,kalmaz"burdan çıkarımınız ne olur bilmem,lakin,ezoterizim ile ilginiz,yoksa var olanı bulun bu sözü,sorun.Saygılarımla.
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 08:26
Onun icin erisilmezsin Atilla Bey,bana inanmiyorsaniz yazinizi tekrar okuyun bana hak verirsiniz,"Ekmeyi ekmekciye vermek" bugünlerde her kesin yapabilecegi erdemlik degildir.Capanoglu
 Misafir
 22 Kasım 2011 Salı 00:02
9 yıldır başbakan olan birisi bir derece haklı olabiliyorsa bu konuda,be methiyemidir?eleşirimidir?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime