PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bildiğiniz Gibi Değil… İşte Lordlar Kamarası
Talat Atilla
YAZARLAR
14 Aralık 2010 Salı

Bildiğiniz Gibi Değil… İşte Lordlar Kamarası

Lordlar Kamarası kitabını D&R mağazalarından ve www.dr.com.tr  den temin edebilirsiniz.

20 yıldan fazladır gazetecilik yapıyorum. Tüm gazetecilik hayatımda meslektaşlarımın meslekte yükselmenin olmazsa olmaz koşulu saydığı bir lobiye sahip olmak, bir gruba yakın olmak, güçlülerle güçlü ilişkiler kurup bunu başarıya tahvil etmek gibi olmazsa olmazlar benim için hep önemsiz oldu. Hep, neysem o oldum.

 

Kendimle neden başladım yazıya? Şundan;  çok değer verdiğim gazeteci ağabeylerim hep “Yaşadıklarını yazmalısın Talat. Hafızanı bu güne kadar yazdıklarının dışında okurlarınla paylaşmalısın. Her şeyi bırak, bu mesleğine karşı görevin” dedi. Özellikle Emin Çölaşan'ın, "hatıralarını gelecek kuşaklara muhakkak bırak" sözleri bende etkili oldu.

Haklılardı muhtemelen. Ama hep ertelemiştim bunu. Ancak bir yere kadar. Sonunda yazdım.

Uzun zamandır hazırlıkları sürdürülen kitabım Lordlar Kamarası baskıdan çıkmak üzere. Sanırım önümüzdeki haftadan itibaren tüm kitapçılarda yerini alacak.

Önsözünü iki değerli gazeteci ağabeyim Emin Çölaşan ve Uğur Dündar’ın yazdığı ve Bilgi Yayınevi tarafından yayınlanan Lordlar Kamarası aslında bir anlamıyla yukarıda bahsettiğim tüm o lobilere girmeden, ilişkilere basıp yükselmeden, tek başına bir gazetecinin verdiği mücadelenin hikâyesi.

Ama ben, hikâyenin sadece bir tarafı, daha doğrusu tanığıyım. Lordlar Kamarası’nda gazetecilik hayatıma başlama serüvenimi okurken Turgut Özal’ın hiç bilinmeyen bir yüzüyle tanışacaksınız, o günlere gideceksiniz.

Tayyip Erdoğan’ın bir gazeteciye yazarlık teklif etmesini okurken bu günkü kudretli Başbakan’ın ilk günlerine şahit olacaksınız.

Emin Çölaşan’ın Habertürk’ten daha başlamadan kovulmasının perde arkası bilgilerini ilk kez okurken medya ile ilgili bir ders daha çıkartacaksınız.

Çalıştığım radyonun basıldığını okurken bir Bakan’ın hem neler yapabileceğini hem nasıl gaflet içinde olabileceğini göreceksiniz.

Çok tartışılan Uğur Dündar’ın eşi ile ilgili haberlerin aslında nasıl bir kurgu olduğunu önemli bir polis şefinin ağzından ilk kez öğreneceksiniz… Gökçek’in tekrar aday olma sürecinde AKP genel merkezini nasıl bastığını… Aydın Doğan’ın desteği ile Basın Konseyi’ni nasıl mahkûm ettirdiğimi… Çok ünlü bir gazetenin bir bürokratı nasıl tehdit ettiğini… Ezandan rahatsız olan gazeteciyi… Türkiye’yi titreten Kenan Evren’in bir şemsiye karşı nasıl titrediğini… Baykal’a benzetilmenin bu ülkede dava konusu olabileceğini ve bu içtihadı bir Ankara Temsilcisinin meydana getirdiğini… Bugün 28 Şubat mağduru diye nemalanmaya çalışanların dışında da 28 Şubat mağduru gazetecilerin olduğunu ve asıl mağdurların ses çıkarmadığını… Çiller ile ilgili çok ilginç anekdotları… Umur Talu’nun vicdanının sadece bu güne has bir haslet olmadığını ve gecikmiş bir özrü… Şamil Tayyar-Muharrem Sarıkaya vakasını… Bekir Coşkun’un Habertürk’ten kovulmasının perde arkasını… 7 kurşun sıkıp kalpten öldü denilen medya patronunun yakının olayın aslını hangi gazeteci tarafından öğrendiğini… Meclis’teki trilyonluk makam arabası skandalında yaşanan baskıyı… Ve birkaç yıl öncesine damga vuran Ufuk Güldemir-Uğur Dündar kapışmasının hiç bilinmeyen detaylarını…

Bu kitabı okurken bir yandan beni okuyacaksınız ama diğer yandan beni unutup yakın tarihin perde arkasına dalacaksınız.

Bu kadar da değil. Hepsi gündeme damga vuran çok çarpıcı Turktime röportajları da kitapta yer alacak. EMİN ÇÖLAŞAN, UĞUR DÜNDAR, BEKİR COŞKUN, CEM UZAN, KEMAL KILIÇDAROĞLU, NUMAN KURTULMUŞ, FEHMİ KORU, CAN ATAKLI, FATİH KARACA, ADNAN OKTAR, TAMER KORKMAZ, SABAHATTİN ÖNKİBAR, AYTUN ÇIRAY, MAHMUT KOÇAK, AYŞE SUCU röportajları kitap için tekrar düzenlendi.

Şaşırabilirsiniz belki. Ama zaten biz gazeteciler de sizi şaşırtmak, gördüğünüz hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmadığını göstermek için yok muyuz?   

 

Lordlar Kamarası kitabını D&R mağazalarından ve www.dr.com.tr  den temin edebilirsiniz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 4 Ocak 2011 Salı 11:22
Erkleşme amaçlı guruplaşmalar ülkemizdeki pek çok meslek camiasında da var. Partilerde, kooperatiflerde hele hele üniversitelerde. Herkes işini mükemmel yapacağına bulunduğu kurumdaki erki ele geçirmeye çalışıyor gibi. Ve, ülkemizde çoğunlukla liyakat değil itaat ilkesi geçerli oluyor. Sonuçta ülkemiz aşırı insan, zaman ve para savurganlığında. İnsanlarımızın, özgüven azlığı ile gelecek kaygılarının çokluğu lordlaşmaya yol açıyor gibi. Sürdürülebilir istikrarsızlık etkenlerinin sonucu mu acaba?
 Misafir
 4 Ocak 2011 Salı 11:05
Sayın Atilla, Dün TV8'deki söyleşinizi dinlerken kitabınızdan haberdar oldum. Henüz okumadım. Anladığım kadarıyla medyamızdaki erk olma amaçlı guruplaşmaları ortaya koymaya çalışmışsınız. Güzel ve cesur bir deneme. Şu üç noktaya değinmem gerekmekte. "Lordlar Kamarası" isim olsun sıfat olsun halkımızın anlayabileceği bir şey değil sanırım. Sonra erkleşme amaçlı gurup değil guruplar var. O nedenle kitabınızın ismi keşke tekil değil çoğul olsaydı. Bir de (devamı ikinci iletimde)..
 Misafir
 3 Ocak 2011 Pazartesi 14:54
kitabınızın anlatımı çok sıcak yalın anlaşılabilir akıcı olmuş devamını bekliyorum mutlaka tebrikler...
 Misafir
 3 Ocak 2011 Pazartesi 11:05
Kitabı gerçekten bir solukta okudum.. Son zamanlarda hem anlatım dili ile hemde konu bakımından okuduğum farklı bir kitap Elinize sağlık talat bey..
 Misafir
 26 Aralık 2010 Pazar 14:09
Sn.Atilla bey sizin demokrasiye ve okuyuculara verdiginiz öneme binayen size hayranim.Cizginizi muhavaza yapacaginiza olan inancimi hic bir zaman kaybetmedim,bundan sonrada kaybetmiyecegim.Dogrular nerdeyse sizinde orada olacaginizi söylememe gerek yok,öyledir efendim.
 Misafir
 26 Aralık 2010 Pazar 13:33
Değerli yorumcu dostlarım; Önsöz derken Sayın Emin Çölaşan ve Uğur Dündar'ı kastediyorsunuz. Değerlendirmelerinize saygı duymakla birlikte şu notu da eklemek isterim; Mesela Emin Çölaşan önsözünde şöyle yazmış, "Talat Atilla ile dünya görüşlerimiz aynı mı? Hayır!" Bunu şunun için yazdım. Ön yargılarımıza teslim olmayalım.
 Misafir
 26 Aralık 2010 Pazar 13:19
Sn.Atilla bey,kitabinizi tek bir sart ile alacagim ve cevreme tavsiye yapacagim,önsözü bende okumayacagim ve arkadaslarimada okumamalari hakkinda telkinde bulunacagim.Anlayisiniz icin tesekkürler.
 Misafir
 25 Aralık 2010 Cumartesi 15:29
sn ATİLLA sizi kutluyorum kitap gerçekten müthiş güzel kaleme alnmış sıkılmadan ve zevkle okudugumu belirmek isterim okumamak büyük kayıp olur diye düşünüyorum e.çölaşan önsözde şöyle bir bakmak için elime adım tümünü okudum diyorya işte aynen öyle eline alan benim gibi bırakamayacak eminim...
 Misafir
 25 Aralık 2010 Cumartesi 14:37
Atiila bey,yaptiginiz güzel calismayi yazacaginiz önsöz ile siz yesillendirseydiniz daha fazla kitlelere ulasabileceginizden emin olun.Yinede sizin imzanizin oldugu bir kitap cok ilgi uyandircaktir.Kutluyorum.
 Misafir
 25 Aralık 2010 Cumartesi 01:48
Önyargınız, belki önsözleri okuduğunuz zaman bile dağılabilir. Kitabı okuyunca yok olur.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime