PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu kadar zincirleme SKANDAL nasıl olabilir?
Talat Atilla
YAZARLAR
3 Mart 2016 Perşembe

Bu kadar zincirleme SKANDAL nasıl olabilir?








Her şey Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği “tutuksuz yargılansınlar” kararı ile serbest bırakılmalarından sonra  “Bu kararı tanımıyorum, saygı da duymuyorum” sözlerinden sonra başladı.
Doğrusu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bu kararı tanımıyorum” sözleri tartışmaya açık olduğu gibi; bundan sonra işine gelmeyen kurum ya da kişilerin, işine gelmeyen hukuk kararları için, “Tanımıyorum” yolunu açması anlamında da sıkıntılı sözler.
Buraya kadar tamam.
İyi de; ya Anayasa Mahkemesi?
Verdiği kararları gerçekten yasaya dayanarak mı, yoksa şartların getirdiği hukuku bize dayatarak mı veriyor?
Elbette yüksek mahkemenin verdiği her kararın, herkesi tatmin etmesi mümkün değil.
Hukuki kararlar bazen siyasi sonuçlar doğurduğu için kimine göre doğru, kimine göre yanlış olarak algılanabilir.
Bunda da bir problem yok ama, ya Anayasa Mahkemesi kararlarını anayasa ve hukuk kriterlerini gözetmeden veriyorsa?..
İşte o zaman; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bazı kararlarda, hukukun içine iliştirilmiş siyasi damar taraması yapmak zorunlu olacaktır.
Değerli okurlar;
Sizi Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir kararın perde arkasına götürmek istiyorum.
Üstelik yorum bile yapmadan…
Çünkü hepsi belgeli…
Bu sefer KARAR Anayasa mahkemesi’nin değil, SİZİN!
Buyurun…
 
ANAYASA MAHKEMESİ "KESİNLEŞME TARİHİNİ" YOK SAYDI!
 
Tarih 28.06.2001.
İstanbul’da kol kola kaldırımda yürümekte olan akraba 3 bayana araba çarpar. Bayanlardan birisi bu kaza sonucunda vefat eder, diğer iki bayandan birisinin karaciğeri alınır, diğerinin vücudunda bir çok kırık meydana gelir. Raporlarla kesin olarak tespit edilir ki; sürücü, yüzde yüz kusurludur. 2001’de başlayan dava ancak 2014 yılında sonuçlanır.
Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2002/543 esas sayılı dosya ile devam eden dava tam 13 yıl sürer ve 26/03/2014 tarihinde kesinleşir.
Ve tam da bu noktaya dikkat!
Kararın kesinleşme tarihi, “KESİNLEŞME ŞERHİNDE” çok açık olarak belli iken, Anayasa Mahkemesi kararın kesinleşme tarihini izah edilemez ve anlatılamaz bir büyük yanlışlıkla 23/09/2012 olarak belirledi.

BU KADAR ZİNCİRLEME SKANDAL NASIL OLABİLİR?

1) İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk mahkemesi’nin 2002/543 esas 2010 394 karar no ile 26/03/2014 olan KESİNLEŞME TARİHLİ kararı, Anayasa mahkemesi, tamamen hayali bir tarih vererek 23/09/2012  olarak NEDEN değiştirdi?

2)  Anayasa Mahkemesi, “KESİNLEŞME ŞERHİ” olan açık olan tarih yerine, hayali        bir tarih verdikten sonra, “ZAMAN BAKIMINDAN YETKİSİZLİK” diyerek, davanın        kabul edilemez olduğuna karar verirken, İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk                mahkemesi’nin 2002/543 esas ve 2010 394 kararını neden TANIMADI?

3)  Anayasa Mahkemesi yazı işleri söz konusu kararda Anayasa Mahkemesi’nin görev          tanımlamasını yaparken şu ifadelere yer veriyor; “ANAYASA MAHKEMESİ ANCAK          KESİNLEŞEN NİHAİ KARARLAR İÇİN İNCELEME YAPABİLECEKTİR…

4)  İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk mahkemesi’nin 2002/543 esas 2010 394 karar no ile       kesinleştiği halde, Anayasa Mahkemesi NEDEN “YETKİSİZLİK” kararı verdi?

5)  Anayasa Mahkemesi, bizzat kendi ifadesi ile “KESİNLEŞEN NİHAİ KARARLAR İÇİN      İNCELEME YAPABİLİRİM” diyorsa, kesinleşmeden karar verdiği diğer davalara              bakabilmek için kendisinde nasıl KARAR YETKİSİ bulduğunu kamuoyuna açıklamakla      yükümlü değil midir?

Yani Anayasa Mahkemesi aynı dava hakkında farklı karar veriyor.
Daha da fenası; tarihleri dahi yanlış okuyarak...
İlk kararında mahkeme kararı kesinleşmiş olmasına rağmen, kesinleşmemiş diyor.
İkinci kararında ise, mahkeme kararı 26/03/2014 tarihinde kesinleşmiş olmasına, üstelik bireysel başvuru da yapılmasına rağmen, bir önceki yanlışını örtmek için tekrar kesinleşme tarihini 2012 olarak yazıyor.
Bu kararlara itiraz hakkı da olmadığı için Anayasa Mahkemesi kendisini kurtarmak için yanlışını gizliyor ve mağduru bir kez daha mağdur ediyor.

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 25 Mart 2018 Pazar 18:30
AYM kararı,AYM'nin genel içtihadı ile uyumlu, karar düzeltme istenmediği icin, temyiz sonucunun teblig tarihi bireysel basvuru tarihi icin esas alınır.
 Misafir
 11 Mart 2016 Cuma 10:28
Sayın Atila : OECD der ki: Türkiye ağaç katliamında dünya 3. Böyle bir ülkede elbette HUKUK çok önemli olmayabilir ama AKP'yi kapanmaktan da eleştirdiğiniz AYM kurtardı hukuk herkese LAZIM. 16.50 Bölgenin kralı olacağız yeni sisteme itiraz eden eski cumhurbaşkanı ve ekibi olsa da onlara maddi destek olanlar içeri alınabilir tarzı fikirlerini gördük...Psikiyatr olmaya soyunmuşsun bu seni aşar...Bir fikrin varsa yaz senin yorumundan !!!! sonra yorum olmayacaksa yorum kriterlerine eklensin.
 TOTEM
 8 Mart 2016 Salı 16:50
Sosyal medyayı hakikaten kronik ruh hastaları sarmış durumda bazen bu mecrada bulununca kendimi bile sorgulamaya başlıyorum bu ruh hastalarının arasında ne işim var diye!! Sayın ATİLLA Allah aşkına şu cemaat bebesini bir gün alın karşınıza da ne kadar gazı varsa boşaltsın:) kuru gürültü diye bir tabir var bizde bu vatandaş ta kuru gürültü yapıyor ve kendince yorumlarını üstte tutma çabasında:) bu yorumu gülümseyerek yazıyorum zira komik çocuk hakikaten. ne çok ruh hastası var aramızda yazık.
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 22:05
Herhangi bir ilimizde herhangi bir yolda halkımıza mesela 50 kişiye AYM nedir diye sorun 10 tanesi bilemez çoğu AVM anlar..Bundan olsa gerek AB bize 3 milyar verip Suriye bekçiliği yaptırıyor ama parayı AB kontrol edecek..Onlar da güvenmiyor biliyorlar işin künhünü.
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 21:25
Siyasetimiz: Ankara'da birkaç hakim varmış Canlara nasıl hakim olalım...Medya havuza daldı Hukuk gukuk oldu.AYM de ilerde AVM yapılırsa tam manzaraya uygun olacak.AKP li Bülent Turhan önce Can kararına sevindik dedi sonra yargı darbesi....Dön baba dönelim...AYM'ye hukuka ne gerek her yere AVM ve duble yol...Şam'da cuma hayali kurarken Kilis'te kanalizasyonlar tıkandı...Ülen PUTİN mahvettin projeleri..Ne güzel kılacadığ cumayı..Gel gelmez cuma geeelllll...Oynatırlar sonra saha dışına koyarlar.
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 19:53
Talat Atilla çok iyi bir Erdoğancıdır.Olabilir tabi.Ayrıca koca CHP tek başına dağıttı baksanıza.Vallahi tebrikler Talat Atilla.Nazlıaka'ya bu yaptığını Melih senelerdir yapamıyordu.Bir celsede bitirdin kadının işini...
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 19:51
Totem yine çıkmış kimseyi kaale almıyor olan aklınca(!)...
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 19:10
Ülkede son 2,5 yıldaki siyasetin özeti: Yerli yabancı kasetler HASIMLARI hısım, zalimleri mağdur, denizleri göl, erkekleri ürkek, terörün sebebini sayın yaptı.
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 18:37
Talat Bey, Bir devletlu acaba çok da karşı olduğu sistem tekliflerini içermesine rağmen acaba neden anayasa masasından kalkamıyor ? Üstelik ülkeyi 90'lı yıllara çevirecek teklifleri meclise sunuyor...Akla ilk N-akitte yayımlanan görüntüler Denizler Tuğrullar geliyor.Her şey planlı gidiyor...Büyük planı bilmiyoruz İlahi olanını...
 Misafir
 7 Mart 2016 Pazartesi 17:16
Sayın Atila gazetecisiniz..Çerçeve indireni yazdınız AKP'deki Mason vekili de yazsanız İstanbul'dan vekil, üstelik dün şunları bunları bitirecek denen sonra içeri giren ve sonra mağdur ilan edilenlerden anlı şanlı BİR'inin avukatı...İzmir'de orduevine başörtülüleri yine almamaya başlamışlar...Birilerinin biti ....Mağdurlar ya..Türkiye eski Türkiye'ye döner mi eski ve paçalarını kaptıkları yeni derinlere rağmen...Birileri milleti bitirme rüyasını yeni kankalarıyla 2.Kez mi görüyor?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime