PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Devlet Adamlarımızla İlgili Hatırlatmalar...
Yalçın Toker
YAZARLAR
1 Ağustos 2016 Pazartesi

Devlet Adamlarımızla İlgili Hatırlatmalar...


 
Millet olarak hüzün dolu günler, haftalar yaşadık.. Hala da yüzlerimiz gülmüyor.. Şehitler gelmeye devam ediyor.. Devletin bütün kademelerinde, yargıda, Orduda gözaltılar, tasviyeler, tevkifler sürüp gitmekte.. Her yanımız tarümar..
Bu hüsran dolu günlerde televizyon haberlerini izlemekten de bıktım artık.. Lig maçları da hala başlamadı ki, sporla teskin olabileyim..
Tek çareyi, bilgisayarımın başına geçip, kitap pdf’leri üzerinde çalışmakta buluyorum..
İnternete her girişimde facebook’tan, twetter’dan mesaj yağmurları başlıyor..
İsterseniz o maillerden ve kitaplarımdaki satırlardan bazı bilgileri sizlerle de paylaşayım..
İğneadalı bizim balıkçı Enver Şanlı’nın paylaştığı bir face’le başlayayım..  
ATATÜRK’ÜN BİR SÖZÜ (Sabiha Gökçenden):
“Atatürk bazan beş on dakika yemeğe başlamaz, yaveri gelip kulağına bir şeyler söyledikten sonra yemeğe başlardık. Bir gün bunun sebebini Atatürk’e sorunca, “sen karışma, yemeğine devam et!” dedi.
İyice merak ettim, gittim yaverine; “Sen Paşanın kulağına ne diyorsun da yemeğe başlıyoruz?” diye sordum.
Yaver bana, gözleri yaşartan şu cevabı verdi: “Birlikteki tüm Mehmetçik yemeğini yedi, artık yemeğe başlayabilirsiniz Paşam!”
Acaba şimdikilerin Saraylarındaki yemek geleneği nasıldır? Tüm fakir fukara karnını doyursun ki, biz de onlardan sonra yemeğe başlayalım mı diyorlar?..
Geçelim bir başka mesaja..
 
MHP’Lİ BİR GRUBUN FACE’İ:
 
“Genel Başkanımız Sayın Bahçeliye... 
Sayın Genel Başkanım; 
Bu 15 Temmuz ihanetine karşı sergilediğiniz tavır, Türk Milletine yaptığınız birlik çağrısı ve uzlaşmacı tavrınız toplum tarafından takdirle karşılanmıştır. 
Bizler de ÜLKÜCÜler olarak bundan gurur duyduk. 
Bu takdir toplayan uzlaşmacı ve birleştirici tavrınızı ÜLKÜCÜ camiaya karşı da sergilemenizi arz ediyoruz. 
MERAL hanımdan Sinan OĞAN'a, Koray AYDIN'dan Ümit ÖZDAĞ'a ve ne kadar kırılmış, küsmüş, kendisini dışlanmış hisseden ÜLKÜCÜ varsa hepsine kucak açın, bir çağrı yapın.. 
Hepimiz bir araya gelelim.. Şu içimize sokulmak istenen fitne-fesada fırsat vermeyelim... Sorunumuzu bir "Aile" havasında çözelim.. 
Ölümlü kalımlı bir dünyadayız sayın Genel başkanım... 
Gelin bu güzelliği, bu büyüklüğü yapın... 
İnanın çok büyürsünüz.. Çok takdir toplarsınız.. 
Arz ederiz sayın genel Başkanım...”

Mesajlara hiç dokunmadan olduğu gibi naklettim.. Okuyunuz, yorumunuzu kendiniz yapınız..
ALPARSLAN TÜRKEŞİN SÖZÜ:
Türkçü müsünüz İslamcı mısınız sorusuna Başbuğ Türkeşin cevabı: “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız.”
KADEVE
Şimdi de, üzerinde çalışmakta olduğum, oğlum Serhat’ın hazırladığı SEÇME FIKRALAR(*) isimli kitaptan birkaç satır:
“Bir toplantıda sohbet edilirken bir soru sorulur.
Soru şöyledir:
“DEVE ile KADEVE arasında ne fark vardır?”
Bir çok cevap verirler.
En doğru cevap şöyledir:
“Birinin kesilme sebebi Demirel, ikincisinin ise Özaldır.”
Kitap 1987 baskısı olduğu için, fıkralar da o devrin siyasileri Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi Devlet adamları kaynaklı..
Bilgilendirme:
Değerli yazar Yavuz Donat, o zamanlar bir yazısında olayı şöyle anlatmıştı: 
“İnegöllü Kadri Güçlü (sonra DYP milletvekili oldu), Kemalpaşa'dan İlhan Özen'i (DYP ilçe başkanı) aradı, bir"deve" istedi. Deve alındı, İnegöl'e getirildi.  "Demirel'in Bursa ziyareti öncesi" günlerce gezdirildi.
Polis, jandarma, siyasi iktidar "rahatsız oldu." Devenin dolaştırılması "yasaklandı." 
Demirel "Bursa il sınırında" bu deveyle karşılandı. 
Süleyman Bey "deveyi bağışladım" dedi ama...
Halk tepki gösterdi: 
- Bağışlamak Allah'a mahsustur... Deve kesilecek. 
Ve Deve kesildi. 
Demirel'in, İhsan Sabri Çağlayangil'in, Cavit Çağlar'ın, Necmettin Cevheri'nin, İsmet Sezgin'in, NahitMenteşe'nin üstü başı kan oldu. 
***
Dün Kadri Güçlü ile "o günleri" konuşuyorduk.
Dedi ki: 
- Deve var ya deve... Mübarek hayvandır... Demirel'i Başbakanlığa, Çankaya'ya taşıyan işte o deveydi. 
Görülen o ki "daha çoook develer kesilecek."

 
ÖZAL VE KDV
 
KDV (Katma Değer Vergisi) 1985 yılında Turgut Özal'ın Başbakanlığı döneminde yasalaşmış ve yürürlüğe girmiştir. Mal ve hizmet vergisi olarak uygulanmaktadır.
Özal’ın KDV ile kesmeye başladığı vergi oranları zaman içinde Demiral’in devesi gibi büyümüş, Hükümetler değiştikçe değişmiş, artmış, binbir harcamalara kaynaknık etmiştir.. Hala da vatandaşın sırtındaki önemli bir yüktür.  
 
(*) SEÇME FIKRALAR/Serhat Bayram- Toker Yayınları - Tel: 0535 3199349 ve  [email protected]
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime