PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dikenden Bal Yalayan Adam: Erdoğan
Talat Atilla
YAZARLAR
1 Temmuz 2010 Perşembe

Dikenden Bal Yalayan Adam: Erdoğan

Hayat, düşünmemize fırsat vermeyecek kadar hızlı geçiyor.

Hiç kurumayan bir akarsu gibi…

Akıyor, yalnızca akıyor…

Bu hengame içinde bir adım geriye çekilip kendi hayatımızın fotoğrafını çekebilsek, kimbilir, hangi ilginç karelerle karşılaşırız.

Burnumuzla oynarken başkasına yakalandığımız an gibi…

Ruhumuzu gösteren aynalar henüz yapılmadığına göre, ruhumuzu görmek için dostlarımızın bizim için ne söylediklerine bakacağız…

Tırmandıkça uçurumlar biraz daha dikleşiyor çünkü…

Bu kadar girizgahı kimin için yaptığımı yazının başlığından zaten anladınız.

Eleştirirken bile, “Kuran çarpsın niyetim kötü değil!..” demek zorunda kaldığımız bir başbakanımız var.

Çok kızıyor…

Her eleştiriyi, siyasi meşruiyetini tartışmaya açmakla eşdeğer görüyor.

Kızmanın, bağırmanın, kendi karizmasını beslediğine inanıyor.

Hata yaptığını kabullenmekten nefret ediyor.

Herhangi bir hatasından dolayı özür dilediğini işiten bir fani, niye bu kadar öfkeli olduğunu bilen bir canlı yok!

Hangi bilimin alanına girdiğini araştırmaya, bilim adamları bile cesaret edemiyor!

Bu kadarı fazla ama!

Ananı da al git” dedi, “Kasımpaşa jargonuna” verdik.

El Kadı’ya “Kefil” oldu, “Müslüman kardeşliği” dedik.

Özel bir medya grubu oluşturdu, “Kartele iyi oldu” dedik.

Daha dün uğruna dünyayı yıktıkları başörtülüler unutulurken, rujlu başörtülü bayanlar ciplerin içinden egzoz dumanı fırlattılar, “Hep sarışın güzel kadınlar mı boy gösterecek… “ dedik…

Daha dün bir bayanın gözüne bakamayan birileri, metresler tuttular, “Günah kimin tekelinde?” dedik…

Ama bir dakika!

Daha dün terörist devlet dediklerinize Türkiye’nin toprağını kiraya verme niyeti, bu neyin nesi peki?

O kadar da değil!

Aslında öyle değil” demek bile bir siyasi beceriksizliktir.

Azerbaycan’ı can evinden vurmaktan son anda vazgeçerken de bu milleti incittin, “Bu toprakları İsrail mi temizleyecek?” sorusuna cevap aratırken de….

Günah…

Ayıp…

Fena…

Yakışmıyor…

Buyur aynaya bak lütfen!

İstanbul İl Başkanı iken ne nurlu bir yüzün vardı…

Kararıyorsun…

Yapma…

Dikenden bal yalanmaz…

Kötü olmuş

Star Gazetesi'nin yeni sayfa düzeni çok kötü.

Tıpkı Zaman Gazetesi'nin yeni mizanpajı gibi.

Herşey illa değişmek zorunda mı?

Değişim tabi ki iyidir ama, öncekini aratmamak kaydıyla!

Gerçek olmayan herşey ölüyor!

Aristonymus'un, "Hayat, en kötü insanların genelde en iyi koltuklarda oturduğu bir tiyatrodur" sözünü severim.

Dikkat ederseniz genelde diyor, istisnaların hakkını teslim ediyor...

Aristonymus'un unuttuğu bir şey var ama;

İyi koltuğa oturanlar plastikse, sürekli oturamıyor.

Mesela Tarkan...

Görünmezliğin büyüsü bile Tarkan'ı kurtarmaya yetmedi.

Güneş görmüş kar gibi eridi Tarkan.

Bitti.

Kenan Doğulu'nun bile çok gerisinde kaldı.

Demek ki neymiş?

İmaj hiç birşey, gerçek herşeydir!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 24 Haziran 2009 Çarşamba 13:59
SAYIN ATİLLA;Site eski gazetecilik etiğine dayalı tarafsız ve hakkaniyetli tutumunu yitirmiş,keyfiyete dayalı ve okuyucusunu hiçe sayan bir tutum sergilemeye başlamıştır. gazeteler ve gazeteciler çoğunlukla büyüdükçe küçülürler.sizlerde bu yola girmeyiniz lütfen. bukadar eski ve istikrarlı bir okuyucusunun soru ve taleplerine duyarsız ve duvar olabilecek keyfiyette editörlerin olması sizede siteyede zaman içerisinde kaybettirir.tabii büyük ihtimalle editör bu yazımıda yayınlamaz.neyse...
 TOTEM
 16 Haziran 2009 Salı 16:48
SAYIN ATİLLA;Sizin ve diğer saygıdeğer yazarların daha güncel yazılarını görmek isterim.haber sunuş şekliniz çok iyi ama yazar köşeleride daha renkli ve hareketli olursa sevinirim.hızımı alamadım sizlerlede cebelleşmek istiyorum:)
 ramazan
 15 Haziran 2009 Pazartesi 14:36
Devlet özelleştirilen kurumlarda işsiz kalanlara sahip çıkmak için geçici statüyle kamu kurumlarına işe alıyor.Fakat bu yolla sosyal adalet sağlanırken bir taraftanda yeni mağduriyetler oluşuyor.21 bin geçici işciyi her yıl on ay çalıştırıp 2 ay işten çıkarıp Bakanlar kurulu kararıyla tekrar işe alıyor.4/c'lilerin maaşı aynı işi yapan kadrolu personele göre daha düşük ve döner sermaye imkanlarından yararlanamıyor ve izin konusunda farklı uygulamalar yapılıyor.Dr raporu ile kanıtlanan hastalıklarda bile farklı uygulamalar yapılıyor.Daha bunlar saymakla bitmiyor.Bizler bu sorunlarımızı yeni bir yasal düzenleme ile çözümünü istiyoruz. www.özelleştirmemağdurları.com
 TOTEM
 12 Haziran 2009 Cuma 13:20
Aslında yalakalığı hiç sevmem ama yiğidinde hakkını vermek gerektiğinide biliyorum.hergün olayları anında en güncel hali ile buraya aktarmanız ve gazetecilik adına tarafsızlık etiğini bu derece gözetip kollamanız gerçekten takdire şayan. bu sebeple sizi ve tüm ekip arkadaşlarınızı yürekten kutluyorum.sayın Atilla
 Nevzat Dağlı
 9 Haziran 2009 Salı 17:22
MAYIN sinirlenmesi MAYIN sinirimi bozuyor benim, Şekerimi fırlatMAYIN kızarım. İmalı sözlerden titriyor tenim, Sabırımı zorlatMAYIN kızarım. Ben işi bilirim sakın korkMAYIN, Girin araziye MAYIN yok sayın. Birgün elbet olur senin de payın, Küllü közü harlatMAYIN kızarım. Kibar olun, karşımızda durMAYIN, Kãrlı bu iş, şevkimizi kırMAYIN. Hata varsa, yüzümüze vurMAYIN, Ona buna horlatMAYIN kızarım. Biz vatan severiz, değişsin kanı, ‘Hayın, MAYIN’ deyip, sıkmayın canı. ‘Vatan. Millet’ deyip, dostu, düşmanı, Üstümüze hırlatMAYIN kızarım. Yıllardır tanıyıp gördün bizleri, Var mı üstümüzde kuşku izleri? Nurlu ufuklara dikin gözleri, MAYIN ile tırlatMAYIN kızarım. Satsan, kiralasan bundan ne çıkar? Sınır orda, tel örgüyü kim yıkar? Birgün gelir Nevzat yazmaktan bıkar, Aferinle parlatMAYIN kızarım. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
 
 7 Haziran 2009 Pazar 23:12
sizi msnme ekledim ismim kübra yazdıklarınızı okudum ama benm sorularım daha çok gazetecilik ilgili
 Tarhan Tekelioglu
 7 Haziran 2009 Pazar 01:59
Helal olsun
 TOTEM
 6 Haziran 2009 Cumartesi 16:00
SAYIN ERDOĞAN HAKKINDAKİ ELEŞTİRLERE KATILMAMAK MÜMKÜN DEĞİL.BENDE NİYET OKUYUCUSU DEĞİLİM AMA MAYINLI ARAZİLER İÇİN SANKİ BİRİLERİNE SÖZ VERİLMİŞ İNTİBASI UYANDI BENDEDE.VERİLMEMİŞ OLSADA YERLİ YADA YABANCI BİRİLERİNE BU TOPRAKLARIN VERİLMESİ SON DERECE YANLIŞ BÖLGEDE İNSANLARA İSTİHDAM SAĞLANMASI VE BÖLGE İNSANININ DEVLETİNE GÜVENİP BAĞLANMASINI SAĞLAYABİLİRDİ BU TOPRAKLAR.BU BİR FIRSATTI BENCE VE BİR MİLYAR DOLAR BEDEL BU FIRSAT İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR BEDEL OLMASA GEREK.APK POLEMİĞİ İSE YAKIŞMDI
 saffet sancak
 6 Haziran 2009 Cumartesi 12:01
Özür meselesi yüzük meselesi gibi... Hakem olayında yüzük çıkarılmıştı
 saffet sancak
 6 Haziran 2009 Cumartesi 11:49
Kim özür diliyor ki özür dilemek bizim toplumuzda hatayı işlemekten daha büyük suç olarak görülüyor.... Aynayı kendimize tutalım... Özür dilemiyi kim seviyor ?Kendisi aşağılanmış kaybetmiş olarak görmüyormuyuz ?Millet böyle düşünür niye ben özür dileyeceğim kim özür dilemek istiyorsa o özür dilesin demiyormuyuz ? Özürü karşımızdan bekleriz :))
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime