Muhalefetin olay yeri raporu

HDP: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yapay bir dille denediği uzlaşma kültürünü içselleştirmeli. HDP Marksist siyasete öykünme yerine, Türkiye gerçekliğini realize etmeli. Arkasına aldığı Kandil’e güvenerek siyaset efeliği yapmak yerine, kendi özgül ağırlığına güvenmeyi öğrenmeli. Elbette oy alan her siyasi parti saygıya değer ve meşrudur ama ırkçı ve silahla dizayn edilen güç; önce sahibini, sonra çevresini zehirler. İnsan öldürerek kazanılan zafer, haksızlığın tescilidir.

MHP: Büyük bir siyasi gelenek üzerine oturan MHP’nin son zamanlarda makas değiştirmesini riskli görüyorum. Devlete saygısı ile bilinen MHP’nin, Devlet memuru olan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e yaptığı eleştirinin parti tabanında hoş karşılanmadığını düşünüyorum. MHP Lideri Bahçeli ve MHP’nin 12 Eylül Ülkücülerini temsil eden tabanla kimyaları bir türlü uyuşmadı. Oysa, 12 Eylül tabanı olarak adlandırdığım kesim, geniş ve domino etkisi yapma gücüne sahip bir potansiyele sahip. MHP, tabanından AK Parti’ye kayan oyları tam da bu yüzden durduramıyor. Devlet Bahçeli’nin şimdiye kadar izlediği siyaset, 12 Eylül Ülkücüleri arasındaki duygusal bağı onarma noktasında ümit vermiyor.

CHP: Mehmet Bekaroğlu gibi Atatürk’e, “KEFERE KEMAL” diyen bir siyasi aktörün CHP’ye moral aşısı olarak enjekte edilmesi, CHP’nin geleneksel tabanında hayal kırıklığı meydana getirdi. Özel hayatında alçak gönüllü olmasına rağmen, siyaset yapma zeminini sert bir zemine oturtan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “GANDİ KEMAL” imajını elleriyle öldürmesinin, kendisi adına talihsizlik olduğunu düşünüyorum. Bu ve başka nedenlerden dolayı CHP’nin geleneksel tabanının bir bölümünü Doğu Perinçek’in ismi Vatan olarak değişen partisine kaptırma ihtimali var.

Talat Atilla/Güneş

Yorum Ekle

Yorumlar

Misafir
7 Mart 2015 Cumartesi 02:00

sorun pekeke olmaktan çıktı, asıl aramıza sokulan nifak, kendi içimizden. Elif çakır'ın avukatı bile Kabataş hikayesinin yalan olduğunu haykırırken, birleştirici olmasını beklediğimiz kişi inananları bile birbirine düşürecek hareketten kaçınmıyor, tekrar aynı masalı ısıtıp asıl bölünmeye çanak tutuyor. Ağaç, köküne inen balta için ne demiş? Ahhh ne yapayım ki sapın benden... Bizimkisi de o hesap.

Misafir
6 Mart 2015 Cuma 01:35

kutular-kasalar-mangırlar ortaya saçılınca sorulmuyor akepeyi kimler sattı diye. mevzu cehepe olunca hemen ortaya çıkılıyor, ne beyaz türkler kalıyor dokunulmadık, ne de kürtler, maaşın hakkını vermek gerek tabii. bu arada elbette asıl maksat, tam da seçimin arefesinde kaçaksarayın ve onun sakininin millete maliyetini unutturmak, yüzde otuzbeşleri daha fazla düşmeden yüzdekırkküsurlara, hem de herşey mübah kılıfıyla, çıkartmak.

TOTEM
4 Mart 2015 Çarşamba 15:39

Kaybedecekler siyasal olarak ta hiçbir etki ve güçleri olmayan bu elitist yapı sokaklara sürecekleri militanlarını da kaybedince hükümsüz olacaklarını biliyorlar ve bu endişelerinin bu paniklerinin gerçek sebebi bu barış olacak diye çok korkuyorlar. ama Kürtler artık kimsenin piyonu olma niyetinde değiller işte bu yüzden Kürtler bizi sattı mı? diye birbirlerine soruyor bizim Beyaz Türkler.Bu yapının saffı yok ne ondan ne senden ne benden onların tek saffı var onlar kaostan yana. bunu bilin.

TOTEM
4 Mart 2015 Çarşamba 15:35

Yıllar önce barış sürecini savunup Pkk artık tekrar silahlara dönemez demiştim ve yine yakın zamanlarda Beyaz Türkler dediğimiz kendini ülkenin gerçek sahibi olarak gören elitist yapının Kürt ve Alevi vatandaşlarımızı cepheye sürüp onları asker olarak kullandıklarını söylemiştim zira bu bu elit burjuvanın çocukları Avrupa Amerika beslemesi yapılarda meydanlara çıkacak polisle çatışacak maça yok. işte bu yüzden şimdi çözüm süreci başarılı olursa meydanlara sürebilecekleri militarist güçlerini-

Misafir
4 Mart 2015 Çarşamba 13:27

muhalefet cephesinde olnları Talat Atilla'dan, iktidar cephesinde olanları da FuatAvni'den öğreniyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları

Hiç mi düşünmüyorsunuz?

3/2/2015

Ağır çelişki

2/23/2015

Özgecan Namus Şehididir

2/21/2015

Tacizci çocukların anneleri!

2/18/2015

Ah Özgecan! Şeytan utandı bizden!