PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
SOKAK LAMBASI
Ersan Yıldız
YAZARLAR
8 Ocak 2021 Cuma

SOKAK LAMBASI

 

 

‘İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.’ dedi Robert Bosch. 

 

On iki çocuklu orta sınıf çiftçi bir ailenin on birinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Bir tamirhanede çırak olarak başladığı iş hayatında zirveye tırmandı.  

Mucitti; ateşleme distribütörü, far sistemi, elektrikli korna, elektrik marşı, akü ateşlemesi onun zihninden, ellerinden çıktı. 

‘İnsanlığınızı asla unutmayın ve ilişkilerinizde insan onuruna saygı duyun’ sözünü de o etti. 

Günde sekiz saat çalışma süresini uygulayan ilk sanayicilerden biriydi. 

 

Doğru düzgün ticari rekabetin bile olmadığı bir dönemde: ‘İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.’  

Dedi, Alman vatandaşı Roert Bosch. 

 

O sözden yüzyıl kadar sonra, 23 Nisan 2019’da.. Uzattı mikrofonu muhabir, keman çalan pırıl pırıl bir kız çocuğuna: 

‘Akademik olarak hayalin nedir?’ 

‘Almanya Köln Üniversitesinde okumak istiyorum’ dedi çocuk. ‘Tıp okumak istiyorum’ diye davam etti ve çekinerek ekledi.. 

‘Belki Alman vatandaşı olurum.’ 

Boğaziçi Üniversitesinin demir kapısına asma kilit bile vurulmamıştı Arife Vildan Bakar bu hayali kurduğunda. 

Evine internet bağlatamadığı için çaresizce komşusundan hat çekmek üzere çatıya çıkan babasının peşinden gitmemiş; çatıdan düşmemiş, ölmemişti sekiz yaşındaki Çınar Mert, EBA’ya girmek için.. 

Yaşıyordu hâlâ.. 

Emine Bulut, Dilek Kaya, Neşe Orhan, Pınar Gültekin, öldürülmemişti daha. 

Arife Vildan Bakar bu hayali kurduğunda; güveniyordu yine de üniversitelerin siyasete alet edilmeyeceğine, Çınar Mert güveniyordu yerli ve milli eğitime, matematiğe, fiziğe, fen bilgisine.. Kadınlar güveniyordu hayata geçecek İstanbul Sözleşmesine. 

 

‘İnsanların güvenini kaybetmektense’ diyordu Robert Bosch ‘para kaybetmeyi tercih ederim.’   

Yüzyıl önce.. 

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı ‘Çocuklarıma kahvaltı ettiremedim. Onlar aç kalmasınlar diye dilenmekten geliyorum şimdi. Çıkma diyorlar, bu durumda nasıl çıkmayayım.’ diyen anneye: 

‘Geber.’ 

Dememişti. 

Tarancı: / Memleket isterim / Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun / Kış günü herkesin evi barkı olsun /  

Demişti ama; 

Elazığ depreminde evinden barkından olmuş perişan ailenin çadırına kafasını sokup : ‘Mutlusunuz değil mi, bu çadırları aldınız, soba yanıyor, çayınızı demlediniz, mutlusunuz..’  

Dememişti ‘ana akım medyanın’ muhabiri. 

Korona denilen illet baş göstermemiş, Sağlık Bakanlığı; hasta, vaka, ölü sayılarını gizlememiş, her şey ortaya çıktıktan sonra da: ‘asemptomatik’ diye yeni bir terim uydurmak zorunda kalmamıştı, işin sonunda.. 

Güvenmiştik oysa; 

Sunay Akın’ın dizelerinde geçen / Vapur iskelesi, ya da tren istasyonundaki / Saatin doğruluğu kadar.. / 

Sağlık Bakanına. 

Şiirin devamında giden sevgilinin yastıkta bıraktığı çukurundan bahseder, bir de annesinden kalan çukurdan şair; ki göbeğinde durur o. 

Arife Vildan Bakar Alman vatandaşı olma hayali kurduğunda, Sağlık Bakanının hayal kırıklığımızda bıraktığı çukura yer açılmamıştı daha. 

Güvenmiştik ona. 

/ Vapur iskelesi, ya da tren istasyonundaki / Saatin doğruluğu kadar.. / 

 

‘İnsanların güvenini’ diyordu Roert Bosch.. ‘kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.’ 

 

Rakamlara, makamlara, dev bütçeli kurumlara, milyar dolarlık medyaya, aşıya güvenin kalmadığı.. Dahası çocukların geleceğine güvenemediği bir dönemde; 

Geçtiğimiz hafta.. 

 

‘Türkiye’nin en güvendiği gazeteci ve televizyoncuları’ açıklandı. 

Birinci sırada; 

Bir sokak lambası vardı. 

 

Hani elektrikler kesildiğinde perdeleri sonuna kadar açıp, en azından önünü görmek için ışığından faydalandığın sokak lambası. 

Kesildiğinde elektrikler; dibine çömelip, aydınlığında dersini çalıştığın, ödevini yaptığın sokak lambası. 

Sabahın karanlığında çocuğunun elinden tutup, altında servis beklediğin sokak lambası.. 

 

Uğur Dündar vardı yine birinci sırada. 

 

 

Hani aydınlığına hep ihtiyacımız olan, memleketin sokak lambası.. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Azim
 14 Ocak 2021 Perşembe 11:03
Harika bir yazı olmuş. Tebrik ederim.
 Samedoo
 13 Ocak 2021 Çarşamba 23:44
Müthiş, çok etkileyici olmuş ??????
 Misafir
 12 Ocak 2021 Salı 18:22
Yazılarınızı okumaktan çok büyük keyif alıyorum. Bu günlerde sizin gibi hem yazdığına vakıf, hem de dürüst kalem bulmak çok zor. İnanıyorum ki gelecekte bir gün ilham verdiğiniz bir yazar da sizi yazacak, tıpkı sizin sayın Uğur Dündar''ı yazdığınız gibi. Kaleminiz eğilmesin, tebrikler...
 Ayhan ilengiz
 10 Ocak 2021 Pazar 01:14
Yaşadığımız olayları çok güzel yorumlamış. Ülkemiz yoksulluğun pençesinde inlerken, İktidar iktidarda kalmak için , hayali gündem peşinde. Tşk Ersan Yıldız. Tşk Uğur Dündar
 Sadık Yeşil
 9 Ocak 2021 Cumartesi 17:24
Eğitimden uzaklaştırma değil eğitime yaklaştırmak gerekir.
 Misafir
 9 Ocak 2021 Cumartesi 16:05
Bir solukta okudum. Şiir gibi bir yazı olmuş. Tebrikler.
 Melike AKÇAM
 9 Ocak 2021 Cumartesi 13:18
Muthis bir yazi tebrikler
 Abdullah Şen
 9 Ocak 2021 Cumartesi 09:57
Kaleminize sağlık, ne güzel yazmışsınız.
 Gülten
 8 Ocak 2021 Cuma 22:41
Memleketimin her zaman güvendiği ve de her zaman güveneceği gururumuz Uğur Dündar sağolasın var olasın.
 Ergin ADIGÜZEL
 8 Ocak 2021 Cuma 22:40
Ardahan Göle Yiğitkonağı köyünde 9 kardeşdik babam ın1970 yılında İnce Memedi okudüğunu hatırlıyorum abilerim 2 si üniversite bitirdi 2si memur bende 41 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım emekli oldum 2kızım var biri devlette ingiliz ce öğretmeni diğer kızım yar doç .Şimdi köyümüzde okul kapalı ne olacak bu köylülerin hali .Ben yatılı okullarda okudum .
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime