1.Soytarılar Enternasyonel Sempozyumu öncesi son ulusal toplantı... Toplantı odasında 3 kişi yere bağdaş kurmuş oturmaktadır.., Medya patronu soytarı ( MPS )- Sendika başkanı , Muhafazakar soytarı ( MS )- Halkla ilişkiler , Bürokrat soytarı ( BS )- Genel sekreter , Genç soytarı ( GS )- Konuk soytarı ..: Odada çeşitli meslek gruplarından 10 kadar soytarı yerini almıştır...
MPS : Kelle koltukta mesai veren tüm soytarı kardeşlerimiz adına , hepinize hoş geldiniz diyor ve vakit kaybetmeden önünüzde duran bildirgeye geçiyorum.., Bildirgede ; Özellikle medyada, dalkavuk , yavşak , yardakçı , yalaka gibi tabirlerle mesleki itibarımıza yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı belirtiyoruz..
O esnada kapı çalar .., İçeri genç bir soytarı girer...
GS : Merhaba , ben sendika üyeliği için gelmiştim ..., ( Gelen kişi , daha bıyıkları yeni terlemiş seyreklikte , yüzü mülayim , adeta tornadan çıkmış genç bir şahıstır ...)
MPS : Buyur içeri gel .., şöyle otur ..., geleneğimiz gereği tahtta , taburede ya da koltukta oturmayız..., Söyle bakalım hangi birimdensin ...?
GS : Öyle büyük bir mertebe değil ..., şube müdürlüğü düzeyi diyelim ...,
MPS : Olsun genç arkadaşım ..., aramızda gazeteciden sanatçıya , cemiyetten partiliye her mevkiden insan var merak etme ..., sonuç itibariyle hepimiz meziyetlerimizden dolayı sendikanın içindeyiz...
MS : Onlar zaten gelip geçici makamlar ..., unutma ki " Soytarı doğulmaz ..., olunur ..."
Genç soytarı başıyla onaylar ,
GS : Burada hafta sonları ücretsiz Reverans derslerine başlayacağınız doğru mu ?
MS : Doğrudur .., Bazı şerefsiz ve deyyusler bizim hürmet selamımızı rüku ile benzeştirmek yoluyla iftiralar etmekteler .., Alınları secdeye sürünmemiş soytarılar ...!
BS : Dolayısıyla kursun ismi reverans kursudur...
MPS : Gelelim gündemimize .., biliyorsunuz 1.Enternasyonel toplantısına bir temsilcimiz gidecek ..., bu hususta görüşleriniz nelerdir ...
MS : Baştan söyleyeyim ki bu toplantılarda hiç mesleğimize uygun tavırlar görememekteyiz.., Yok efendim klasik müzik eşliğinde Şekspirin eserlerinde soytarılar, yok kral lear toplantıları falan .., zaten İngilizcemiz de pek yok ... yani ben gitmem ..
MPS : Bende şu sirk gösterilerinden ne anlıyorlar anlamıyorum... ( Bu esnada genç soytarıya döner )
Peki senin İngilizcen nasıl ...?
GS : Ben 4 dilde yavşayabilirim efendim ...
MS : Yavşamak kelimesi yasak ..., Dikkat et ...
BS : Peki ya alması gereken dersleri nasıl yetiştireceğiz...? Pek zaman kalmadı ..
MPS : Ben soytarılar tarihini anlatırım hafta sonu reverans dersi sonrası.., Kişiliğin törpülenmesi ve yok sayılması dersini sen verirsin .. ( Bürokrat soytarıya döner )
BS : Olur efendim de , soytarılar tarihi dersini daha önce verdiniz mi ...?
MPS : Unutma biz soytarıyız .., Ne var ki ..., Soytarılık 3000 yıllık bir meslek olup asla hak ettiği itibara kavuşamamıştır deyip başlarız derse ...
MS : Hele tanzimat sonrası ülkede yok sayılan bir çok değer gibi bizim de mesleki itibarımız yerle yeksan edilmiştir ... Kaçak çalışmaya itilmiş birçok yetenek adeta yok olmaya yüz tutmuştur .., Neyse ki bu liberalizm sayesinde eski itibarlı günlerimize hızla kavuşacağız...
BS : Asırlarca sigortasız çalıştırıldık ...
GS : Peki ama neden sendika kurdunuz o zaman ...?
.. Kısa Sessizlik ..
MPS : Her neyse ..., özetle yurtdışında bizi temsil edecek bir soytarı olarak, sorgulamak yerine yok sayıp oynamanın bizim tavrımız olduğunu bilmen gerekir ... Unutma ki ; Yüzyıllar boyuncu var oluş maksadımız hükmedeni mutlu etmek , ona sadakatle hizmet etmektir...
MS : Şu nükteyi unutma ; " Kralı temellük et .., Şayet kral yoksa halka tezelzül et ...! "
BS : Cennetin Krallığı filminden çaldınız değil mi ...? ( Güler )
MS : ( BS ye döner ) ... Yavşak ...,
Sayfa başına git
