PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
DTP’ Şunu İstiyor; “Ne Alırsak Kardır Ama Bizi Federasyon Keser…”
Talat Atilla
YAZARLAR
1 Temmuz 2010 Perşembe

DTP’ Şunu İstiyor; “Ne Alırsak Kardır Ama Bizi Federasyon Keser…”

DTP, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin Güneydoğu’ya ilişkin batı illerimizden farklı olarak pozitif ayrımcılık anlamında yatırımlar yaptığı zaman bile bunun adını kapı arkalarında, “APO HARACI” diye adlandırdılar.

Ve halen bu psikolojik savaşa devam ediyorlar…

DTP ve bu alanda siyaset yapanların PKK dışında söyleyecekleri sözleri çok sınırlı.

PKK bittiği zaman DTP’nin de siyaset alanı bitiyor.

Bu yüzden DTP’nin PKK’nın bitmesini istediği yönünde ciddi kuşkularım var…

Peki, Kürt asıllı vatandaşlarımızda mı öyle düşünüyorlar?

Bu sorunun cevabı da doğrusu çok kolay değil.

Hemen hemen her evden dağa bir yakınını göndermiş ya da yakını kendi inisiyatifiyle çıkmış Kürt vatandaşlarımızın da kafası karışık.

İntikam duygularını taze tutanların yanında, diğer çocuğum yaşasın diyenlerin varlığı da az değil.

AK Parti hükümetinin kardeş kanını bitirme yönündeki çabaları çok amatörce.

Oysa, terör çok profesyonel.

Hükümetin kendi diliyle de ifade ettiği gibi, “RİSK” aldığı bir dönemde bile DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, “Öcalan’ı unutturmayız, Öcalan olmadan çözüm olmaz…” diyebiliyor.

Gerilim ve gerilimin diğer adı Öcalan olmadan DTP’nin siyaset yapamayacağının en açık göstergesi bu açıklama değil mi?

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Emine Ayna’nın kendi aralarında rol dağılımı yaptıkları belli.

Türk, ılımlı lideri oynuyor, Ayna ise gerçek görüşe ayna tutuyor.

Ahmet Türk şu sözleriyle açık verdi aslında.

Şöyle dedi; “Kırmızı çizgilerimizi dayatmadan hükümet ne verecek görelim…

Bu şu demektir;

Ne alırsak kardır, bu karın üzerine kendi bildiğimizi koyarız…

Tarihe not düşmek gerekirse, şunu yazmak isterim;

DTP, gerçek adıyla PKK, asla Türkiye Cumhuriyeti ile barışmayacak…

Önce Federasyon, sonra devlet emellerinden vazgeçmeyecekler.

PKK ve DTP kendi politikalarında oldukça istikrarlılar.

Hiç geri adım atmadılar aslında.

Hatta, PKK silah gücü anlamında en zayıfladığı şu anlarda bile.

Dikkat edin; PKK, kalleş mayınları dışında askerimize zarar veremiyorlar.

Bu kadar tükendiler.

Bitmediler ama çok zayıfladılar.

Sürekli geri adım atan Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri oldular.

Demirel, “Kürt realitesini tanıyorum” dedi.

Yılmaz,”AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” dedi.

En önemli psikolojik eşik şu kelimeyle geçildi; “Halkların kardeşliği…

Bu kelime çok büyülü…

İçinde iki büyü birden var…

1)     Kürtlerin ayrı bir halk olduğu vurgusu…

2)     Hiç kimsenin karşı çıkamayacağı, BARIŞ  kelimesi…

Ayrı bir halk olduğunu kabul ettiğin, cenazelerinde açtıkları bez parçalarına, “Aman olay çıkmasın” diye göz yumduğun bir olgu, dışarıdan etki olmasa bile artık kendi kendini besleyecek duruma gelmiş demektir.

PKK unsuru hemen hemen her dönem Türkiye’nin en büyük güç alanlarından, önce gizli, daha sonra açık destek bularak bu hale geldiler.

Türk siyasetçilerinden, Türk medyasına kadar her yerden…

Arık final vuruşu yapmak istiyorlar….

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın,”RİSK ALIYORUZ…” sözlerinin arkasında bu saydığım tespitlerin bir bölümünün olduğundan şüphem yok…

Türk’e ait hangi hak, Kürt vatandaşlarımızda yok ise, bunu sağlamak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Devlet olma borcudur.

Bunu tartışmıyorum bile ama sonuç alınmayacağı açık olan bu denemenin maliyeti konusunda ciddi endişelerim var.

Devlet verdiğini geri alamaz.

Bu sefer de verecek ama PKK şemsiyesi altında toplanan tüm gruplar yine ikna almayacaklar.

Ve PKK lobisi şu fırsatı kaçırmayacak; VURMASAYDIK, ALABİLİR MİYDİK?

Bu kardeş kanı elbette bitmeli, bu böyle gitmez ama yolun bu yol olduğuna, bu yola asfalt dökenler bile inanmıyorsa, ben niye inanayım?

Niye?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 sakin
 27 Ağustos 2009 Perşembe 00:19
totem,"BU ÜLKE TÜRK IRKININ DEĞİL,BÖYLE BİR IRKTA YOK ZATEN" (25 ağustosta yazdığın yorumdan alıntı)! bu yorum sana mı ait yoksa dublörüne mi!? hergün bir ipte oynuyorsun totem! iki dediğin birbirini tutmuyor! bu ülke türk'ün değilse fransa fransızın,çin de çinlinin değildir demek ki sana göre! yahu oralarda böyle birşey söylesen sana tuhaf tuhaf bakarlar sana bu adam kafayı fena yemiş diye! bak ruslara! bu işi ne de güzel hallediyorlar(!) napalm bombalarıyla! orada da söyleyebilir misin bunları
 TOTEM
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 23:12
SAKİN;CİDDEN ÇOK YORUCU BİR İNSANSIN!!BEN TÜRK YOKTURMU DEDİM?? SEN DEĞİLMİSİN BU ÜLKEDE TÜRKLER ASLİ UNSURDUR DİĞERLERİ YAN UNSURDUR DİYEN??Sedemi gözlemci gibi kıvırmaya başladın yoksa??baştan aşşağı çelişkisin.hem sürekli türklerin efendi olduğunu diğer ırkların ülkeye sığınmış ve türklerin şefkatine mazhar olmuş insanlar olduğunu söyleyeceksin sonrada sıkışınca utanmadan türkler yok sayılıyor diyeceksin.bu ülkede yaşayan tüm halklar eşit ve ülkenin sahipleridir.artık uzatıp sıkma insanı...
 sakin
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 21:27
emsâl gösterilemeyecek tek milletde türk milletidir!benim dedelerim de bu ülke için savaştı diye üç beş tane dedesini sayanlara bu milletin bu topraklar için haçlı savaşlarından bu yana din için vatan için verdiği şehitlerin çetelesini tutmaya kalksak herhalde buna hesap makinaları yetmezdi!sıkışınca şehit dedelerinden dem vuranlar nedense bu milletin dedelerini hesaba katmak hiç akıllarına gelmiyor!bu milletin tarihte oynadığı rolü unutup türk diye birşey yok diyebilen cahile ne cevap verelim?
 sakin
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 21:19
türk bu ülkenin mayasıdır! bu maya olmazsa bu ülkede maya olarak kullanacağın başka bir unsur yoktur! tğürk bugüne kadar bu ülkede yaşayan hiçbir etnik gruba efendilik taslamamış fakat başka ülkelerde efendilik taslamak adına neler yapıldığını yaşamamış olan bazı kesimler türk'ün bu alicenap duruşunu her zaman suistimal etmeye kalkışmışlardır.kendi varlığı için hassasiyet göstermeyi faşizm olarak niteleyemezsin! nitelersen eğer dünyada faşist olmayan tek bir millet gösteremzsin! ki bu konuda >3
 sakin
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 21:12
mert kardeş,tartışmayı baştan beri izleyebildin mi bilmiyorum ama ben kendi adıma,kendim için istemediğim hiç bir şeyi hiç bir kimse için istemedim.ama islama kanını canını madi manevi herşeyini veren ve de vermeye devam eden türk milletini yok sayıp,onu tıpkı tanzimatta yapılanlar gibi güçsüz bulduğu(akllları sıra!) yada konjonktürden istifade ederek ayrıştırmaya,kendi kimliğini unutmadığı halde "türk kimliği öne çıkarılırsa BÖLÜCÜLÜK yapmış olursun" diyebilen aklıevvellere ne cevap verilir? <1
 mert tankut (3)
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 18:39
Ülkede kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayı ihanet addeden bölücü ulusalcılar şu soruyu cevaplasın; dıştürkler (yurtdışında başka ülkelerin egemenliğinde yaşayan azınlık soydaşlarımız) için istedikleri ve gayet normal bulduğu temel insan haklarını, güzel ülkem için atamın da dediği gibi birlikte savaştığımız, birlikte ülke kurduğumuz vatandaşlarımız için isteyebiliyorlar mı? Bu soruya durüst cevap verin, insan mısınız yoksa faşist misiniz öğrenelim!
 mert tankut -atamın sözleri faşistlerin kulakları çınlasın-
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 18:33
“... Kerkük’ün şimalinde [kuzeyinde] Türk olduğu gibi Kürt de vardır....Vatandaştırlar, yekdiğerine karşı hürmet-i mütekabile ile riayetkardırlar [birbirlerine karşılıklı olarak saygılıdırlar] ve yekdiğerinin her türlü hukukuna [haklarına], ırki, içtimai [toplumsal], coğrafi hukukuna daima riayetkar olduğunu tekrar ve teyid ettik ve cümlemiz [hepimiz] bugün samimiyetle kabul ettik. Okuyun, cahil kalmayın, militan kalmayın, faşist kalmayın, en önemlisi insan vicdanına sahip olun...
 mert tankut -atamı dinleyin sahte milliyetçiler-
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 18:29
Fakat bu hudut dahilinde tasavvur edilmesin ki anasır-ı İslamiye’den yalnız bir cins millet vardır. Bu hudut dahilinde Türk vardır, Çerkes vardır ve anasır-ı saire-i İslamiye vardır. İşte bu hudut memzuç bir halde yaşayan, bütün maksatlarını bütün manasıyla tevhid etmiş olan kardeş milletlerin hudud-ı millisidir. nasır-ı İslamiye’nin her birinin kendine mahsus olan muhitine, âdâtına, ırkına mahsus olan imtiyazatı bütün samimiyetle ve mütekabilen kabul ve tasdik edilmiştir. Erzurum Kongresi.
 sakin
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 16:47
sen o konudaki hatanı bile anlayıp kabul etmemişsen sana hiç bir konuda hiçbir şey anlatılmaz! milleti eblehlikle abuklukla suçlayacağına sen kendi abukluklarına bak önce! inandığı allah'a bile bunu yapan biri türk milletine neler yapmaz ki? işte senin yaptığın gibi saçmalayıp durur! bir gün yok sayar,ortada türk milleti diye birşey yok der,ertesi gün türk'lük benim üst kimliğimdir,yurt dışına çıkınca türk olduğumu söylüyorum der! her tarafın çelişki senin! kendi yazdıklarını okuyor musun hiç?
 sakin
 26 Ağustos 2009 Çarşamba 16:39
sen utanmadan o konuyu bir daha mı açıyorsun totem? sen değil misin allah'ın 99 isminden biri olan EL CEBARR'ı köpeğine isim olarak koyan? sen değil misin bu 99 isim "allah'ın ismi değil" "allah'ı niteleyen sıfatlardır" diyen?..isim ya da niteleme! ne farkeder? allah'ın ismini köpeğine koyamayacağın gibi,allah'ı niteleyen bir sıfatı da koyamazsın isim olarak köpeğine! annenin,babanın,sevdiğin kızın isimlerini ya da nitelemelerini de köpeğine isim olarak koyabiliyor musun allah'a yaptığın gibi?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime