PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gazeteciye evini sattıran vekil kim?
Talat Atilla
YAZARLAR
22 Kasım 2013 Cuma

Gazeteciye evini sattıran vekil kim?

Ankara'nın tanınmış gazetecilerinden SKY TURK Ankara Temsilcisi Sedat Yazıcıoğlu Gaziosmanpaşa'da manzaralı bir ev satın alır.

Mutlu başlayan ev satın alma hikâyesi bir süre sonra kâbusa döner.
Kâbusun adı; CHP Genel Başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'dur.
Sabah 6'da koşu bandında spor yapan Tanrıkulu'nun gök gürültüsünü andıran sesleri yüzünden Yazıcıoğlu ailesinin gözüne uyku girmez.
Soluğu Tanrıkulu'nun yanında alan Yazıcıoğlu, "Sezgin Bey gürültünüz yüzünden tadımız tuzumuz kalmadı. Sporunuzu lütfen sabah 9'dan sonra yapın" ricasında bulunur.
Tanrıkulu'nun yanıtı oldukça rahattır;

"Sporda mı yapmayalım!"
Bir iki günlük sessizliğin ardından CHP'li Tanrıkulu gürültü mesailerine kaldığı yerden devam edince, Sedat Yazıcıoğlu yeniden Tanrıkulu ile konuşmayı dener.
Bu seferki yanıt, tam fıkralıktır!
"Gürültüyü yan komşu yapıyor!"
Sinirlenen Yazıcıoğlu, "Sizi Kemal Kılıçdaroğlu'na şikayet edeceğim" diyerek Tanrıkulu'nun yanından ayrılır.
Sabah 6'daki sporuna ara veren Tanrıkulu bu sefer de gecenin 2'sinde koşu bandına çıkmaya başlar.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, Tanrıkulu'nun telefon konuşmaları, Yazıcıoğlu'nun evinden duyulacak kadar yüksek tonda yapılır.

Bardağı taşıran son damla;

Tanrıkulu’nun evinden sık sık topuklu ayakkabı seslerinin gelmesi olur.
Ortamın iyice gerildiğini gören Yazıcıoğlu için iki seçenek vardır.
Ya mevcut durumun daha da gerilmesine göz yummak, ya da evini satmak!
Yazıcoğlu zor seçeneği işaretler ve evini satar.
SKY TURK Ankara Temsilcisinin evini sattığı kişinin durumunu bilmiyoruz ama tahmin edebiliyoruz!
Allah yardımcısı olsun!

 

Milyonluk skandal büyüyor!

Birkaç gündür Ankara’da yaşanan milyonluk bağış skandalını kaleme alıyorum.

Hatırlayalım;

İş yapmayan 14 minibüs sahibinin, işlek hatlara sahip olmak için, her biri ayrı ayrı, bir futbol kulübüne 120 şer bin TL bağış yaptığını yazdım.

Minibüsçüler Odası Başkanı Hacı Gani medeni cesaret göstererek aradı.

Gani, “Bu bağış normal değil. Ben hiç kimseye telkinde bulunmadım. Bu olaylara şahit olduğumda da, ‘Beni karıştırmayın’ diye uyarıda bulundum” şeklinde konuşarak yazdıklarımı doğruladı.

Her nedense bu skandal karşısında, olayların göbeğindeki ANKESOB Başkanı ve bağışların yapıldığı Ankara Gücü Kulübü’nün başkanı Mehmet Yiğiner saklanmayı tercih etti.

Sanırım, birkaç defa yazılır ve unutulur diye düşünüyor ama fena halde yanılıyor.

Yazdıklarıma fikri takip yapmak gibi kötü bir huyum var.

Başta minibüsçüler ve futbol kulüpleri olmak üzere Ankara esnafı, “para karşılığında bazı minibüsçülerin işlek hatlara taşınmasına” çok tepkili.

Beni arayan bazı futbol kulüp başkanları, “Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören bu haksız rekabete el koymalı” şeklinde görüş bildirdiler.

Bana göre; bu skandalın üstüne gidecek kişi dürüstlüğünden kimsenin şüphesi olmayan Ankara Valisi Alaattin Yüksel’dir.

Yargı da üzerine düşeni sanırım yapıyor.

 

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 23 Kasım 2013 Cumartesi 00:13
Tayyip gidiciymiş! hazret böyle karar verdi neden? dershaneleri kapatacakmış! Peki buna kim kızdı? Hoa efendi? neden kızdı? kendi istedikleri tipte insan yetiştirme projeleri sekteye uğrayacak sonuç= Tayyip gitmeli birde utanmadan eşinin adınıda zikredip saldırıyorlar acaba bu tavır size bir başka yapıyı hatırlatıyor mu? Al birini vur ötekine.
 Misafir
 22 Kasım 2013 Cuma 20:56
milli eğitimde birileri gizli gizli taslak hazırlamışlar... güneydoğudaki mehmetçik dersaneleri de kapatılacak mı? hükümetin gücü yeter mi ona? yetmez! hükümet gidici!!! tayyip ve emine saltanatı bitti artık!
 hulya
 22 Kasım 2013 Cuma 13:11
Bu yazıya yorumum S.Tanrıkulu villada oturmuyor,ses izolasyon‎u olmayan kötü bir apartman dairesinde oturuyor.CHP'li vekiller fakir:))
 hulya
 22 Kasım 2013 Cuma 13:08
E.Özkök'ün misyoner gibi davranarak habercilik yapmadığı her haliyle belliyken Sn.Atilla'nın tıpkı bir misyonermiş gibi tepki göstermesidir yersiz dememdeki ama.Demek istediğim: Laik'liği içselleştirmek,inançlarını siyasete alet etmeyenleri hor görmemek demektir.Eğer biri çıkar Budizm'i türk siyasetine alet ederse tepkimde ayrım olmayacaktır.
 hulya
 22 Kasım 2013 Cuma 13:03
Bir önceki yazıda,Sn.Atillayı yersiz bulmanın yersizliği hala olduğu yerde duruyor ve eeee yani ne demek istiyorsun? diyen arkadaşa cvp:Budizm bir inanıştır.İnsanlar böyle,böyle,böyle davranırlarsa daha mutlu olduklarına inandırmaya çalışılan bir inanış.Yani hedef atarixa'ya ulaşma çabası(Hayatın amacı stresten uzak huzurlu bir yaşam).Tek tanrılı inanışlarda da nihai hedef atarixa'ya ulaşma çabasıdır.Cehennem Budizm'de de ve neredeyse tüm inanışlarda var..dvm.var..
 Misafir
 22 Kasım 2013 Cuma 11:31
Yıllar ve yıllar var ki, düşkünler diyârı şu mübârek ülke, taşıyla-toprağıyla, canlısıyla-cansızıyla, mü’miniyle-kâfiriyle hasretle inledi ve böyle bir liderin yolunu gözledi. Bu uğurda elli defa yalancı mumları güneş zannedip alkışladı.. yüz defa ateşböceklerini yıldız sanıp arkalarına düştü… ve bilmem kaç defa da kırkharâmîleri Kâbe yolcusu sanarak içlerine girdi. Öyle anlaşılıyor ki, daha bir süre bu hicranlı arayış devam edecektir.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime