PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
KAPICININ CUMHURİYETİ
Ersan Yıldız
YAZARLAR
30 Ekim 2021 Cumartesi

KAPICININ CUMHURİYETİ

 

 

Apartmanın oyun alanında başlar hikâyesi ‘kapıcı’ çocuğunun.

 

İlk sınıf farkı, ilk dışlanma, ilk kimlik tespiti.

İlk aşağıdan yukarı doğru bakma işleri orada öğrenilir.

İlkokul birinci sınıfın ilk gününde pekiştirir kapıcı çocuğu, idealist öğretmenin o sihirli cümlesiyle kim olduğunu..

‘baban ne iş yapıyor ?’

‘doktor öğretmenim.’ der biri.. ‘polis öğretmenim.’ der ötekisi.. ‘mühendis öğretmenim.’ ‘muhasebeci öğretmenim.’ ‘veteriner öğretmenim.’ ‘mimar öğretmenim..’

Ve beklenen an gelir;

Ve saç telinden ayak parmaklarına kadar titreyen, yüreği ağzında, henüz altı kış görmüş göreceğinden başka, boğum bi’ gırtlak:

İrkilerek ses verir;

Mahallenin meskûn mahalinden kalma o acı tecrübeyle, yutkunarak.

‘Kapıcı öğretmenim.’

 

Sınıfta fısıltıların, kıkırdamaların başlamasıyla beyninde tekrarlanır durur aynı cümle, zil çalana..

‘kapıcı öğretmenim’ ‘kapıcı öğretmenim.’ ‘kapıcı öğretmenim..’

 

Belki anne / babasından; herkesin eşit olduğunu, insanların işiyle, fiziğiyle, konuşma şekliyle, medeni haliyle, tercihiyle, eğilimiyle dalga geçmenin insanlık dışı bi’ davranış olduğunu öğrenmiş bir yavru çıkarsa şansına, ‘hadi gel ip atlayalım’ der..

‘kapıcı öğretmenim.’ İp atlarken de zihninde gelir - gider. Düşmez lanet olası afakan, minicik yakasından.

Dönüş yolunda da bırakmaz, ama satılmamış bir liman vardır evde; bi’ hıçkırmalık, bi’ nefes almalık, bi’ sığınmalık dal bekler evde. Dudaklarının ucuna konuşlanmış hazin bir tebessümle..

Limanın hali de yavrudan pek farklı değil ya;

Henüz sildiğin merdivenin kurumasını vicdan sahibi biri çıkarsa iki satır bekler, Filiz hanım çöp poşetini vaktinden önce kapı önüne koyup altın gününe gider. Numan bey, keyfi yerindeyse ‘günaydın’ der.

Derya hanımın boklu entarisini kabul etmezsen eğer yardım mukabilinden; ne kıçının kalkması kalır, ne üç kuruş bulunca artık tamah etmemen ‘yepyeni’ dona pabuca.

Liman tecrübelidir, alışkındır sert dalgalara. Dudaklarının ucuna konuşlanmış hazin bir tebessümle, Elif gibi dimdik durması gerekirken eğilmiş yavru Elif’in boncuk boncuk akan gözyaşlarını siler.

Ne var ki, yarası hep sınıfta, mahallede, parkta, apartmanda açılmaz ayrımcılığın.

Çıkar cumhurbaşkanı ‘her evde araba var, kapıcısında araba var.’ der..

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta katıldığı bir toplantıda memleketin refah seviyesinin altını çizmek için: ‘her evde araba var.’ dedi.

‘kapıcısında araba var..’ diye ekledi.

Alnının teriyle çalışarak, merdiven silerek, çöp toplayarak, apartman sakinlerinin para eder atıklarını biriktirip satarak ikinci el bi’ araba alınamazmış gibi, ‘o bile..’ der gibi.

‘kapıcısında araba var.’ dedi.

İhtimal dalga geçerek soracaklar yarın Elif’e ‘babanın arabası var mı?’ diye. İhtimal..

 

Neyse.

 

Dün Cumhuriyet Bayramıydı. Bin tarifi var cumhuriyetin. Bin türlü anlatsan yetmez, sayfalarca kelime cumhuriyetin tek bir fazileti etmez.

En kısadan anlatmak gerekirse: ‘Kimsesizlerin kimsesidir cumhuriyet.’

Çocuğuna bayram hediye eden yumuşacık kalpli anadır cumhuriyet. Kula kul olmaktan sıyrılıp, insanca yaşamanın kapısını açan anahtardır cumhuriyet.

En üst makamın dahi milletin maaşlı memuru olduğu, gelip geçici olduğu, asılın millet olduğu rejimin adıdır cumhuriyet.

Elif’in gözyaşı akıtmadığı toprağın adıdır cumhuriyet.

 

Sen hakkınca yaşayıp, kıymetini bilemediysen, çayı da sevdiysen.

 

Ne yapsın sana Cumhuriyet ?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 9 Kasım 2021 Salı 02:58
üç adet "şahıs" beğenmemiş makaleyi, "Sen hakkınca yaşayıp, kıymetini bilemediysen, çayı da sevdiysen. Ne yapsın sana Cumhuriyet ?" denmesi dokunmuş besbelli. "Onlar" da "hakkınca yaşayıp, kıymetini bilemeyen ve çayı da seven"lerden olsa gerek. Popülist-sahtekâr-hırsız siyaset bugünün ürünü değil elbet. 1946'larda başladı VATANDAŞ yerine KUL, bir torba avanta, bir parça beleş arsa karşılığı OY devşirme politikası. Bugünküleri suçlamıyorum, elbette onlar da öncekilerden ne gördülerse uyguladılar.
 Semih
 1 Kasım 2021 Pazartesi 07:06
Cumhurriyet ülkemizin taviz verilmemesi gereken değerdir değeri bilinmelidir dünyada hic bir yönetim şekli asla cumhuriyetin yerini tutmamaktadır
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime