PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Pek yakında, bu sinemada!
Talat Atilla
YAZARLAR
18 Nisan 2014 Cuma

Pek yakında, bu sinemada!

16 Nisan 2014 tarihli Hürriyet’in manşetini elime aldığımda, önce Hürriyet’in İzmir eki sandım ama dikkatli bakınca, gazetenin ana manşeti olduğunu anladım.
İzmirli Fatih Çekirge, İzmir’in Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, “CHP’nin mutfak problemi var.” mealindeki sözlerine gazetenin yarısını ayırmış.
Daha doğrusu, Enis Berberoğlu bir şekilde ikna edilmiş.
Peşin hükümlü değilim.
İzmir’in Belediye Başkanı manşete çekilmez mi?
Elbette çekilir.
Gerektiğinde, köy muhtarını da manşete çekersiniz ama içinde sıra dışı hiçbir bilgi, özel haber, toplumu, partiyi sarsacak tek yeni kelimeyi söylemeyen bir belediye başkanını manşete çekerseniz, bu sırıtır.
Sırıttı da!
Şunu hissettim röportajda;
Kocaoğlu, CHP’de bir liderlik yarışı olursa, “Ben buradayım!” demiş.
Hürriyet de, bu PR’a destek vermiş.
Ya da PR fikrini Çekirge vermiş.
İkisinden biri ama hangisi?
Okurlarım benden zekidir.
Şu misal ile anlatayım;
Eskiden ne Google, ne internet olmadığı için sinemalarda filim başlamadan önce, ileride gösterilecek filimin fragmanı seyirciye tanıtılır ve şu replik kullanılırdı;
Yumrukların konuştuğu bu muazzam filmi, Saner Film siz sayın seyircilere gururla sunar…
Başrol oyuncuları ağdalı bir tonlamayla, “Cüneyttttt. Arkınnnnn… Filizzz Akınnn..” şeklinde, tek tek tanıtıldıktan sonra, bugünkü tanımlamayla, PR’ı yapıldıktan sonra, sinemadaki davudi sesin, final repliği şu olurdu;
Pek yakında, bu sinemada!
Eskiden filim yapımcıları görünmez insanlardı.
Filimlerin afişlerine isimleri dev bir şekilde yazılsa bile, Türkan Şoray’a bakmaktan, Arzu Okay’ı kesmekten, Mine Mutlu’ya dikiz atmaktan fırsat bulup, merak bile edilmezdi!
Ama şimdi fırıncıdan, medya patronuna, kasaptan holding patronuna kadar herkes şeffaf cam bir bardağın içinde görünür halde yaşıyor.
En az oyuncu kadar, filim yönetmeni ve yapımcı da merak ediliyor.
Hadi empati yapalım;
Kocaoğlu manşetinin hiçbir art niyet taşımayan, amiyane tabiri ile ‘KIYAK’ bir manşet olduğunu kabul edelim.
İyi ama ortada manşete çekmeye değer gazetecilik olmadığını bilecek kadar deneyimli insanlar yönetiyor Hürriyet’i!
Tam da bu yüzden, Mustafa Sarıgül’den, Aziz Kocaoğlu’na kadar siyaset dizaynı için yapıldığı düşünülen PR’ların perde arkasında, “Aydın Doğan mı var?” sorusu, gündemden düşmüyor.
Doğan’ın muhtemelen bazı PR’lardan haberi bile yoktur ama yapımcının sermaye koymadığı hiçbir filimin gişe yapmadığını en iyi seyirci bilir!
Haksız mıyım Sayın Aydın Doğan?
 
 
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 20 Nisan 2014 Pazar 16:10
Bu işin sonu nereye varır, ülke yeniden vesayet günlerine geri mi döner Sarrafı aklayanlar devlete iyiden çöreklenir de muhalif herkesi ezer mi hiç önemli değil.Önemli olan kimin yanında durduğunuz hırsıza bayrak fonu yapanlarla olmaktan o karede olmaktansa ölmek daha iyi.İnsan onuru nedir? Bir kelime midir sadece onur, isim midir? Bayrağımızı hırsızın yanına dikenler kıtalarda onu indirmek için herkesin havuza dalacağını sanan sonradan görmezlerdir.Bu halk hırsıza yol vermeyecek inşaallah.
 Misafir
 20 Nisan 2014 Pazar 12:35
Sn yazarın yazı başlığı Sarrafın havuzda aklanmasını akla getirdi.Sinemada değil ekranda FİLMLER...AK filmler KARA oyuncular...ARKA FONDA DA BAYRAĞIMIZ YUH.
 Misafir
 20 Nisan 2014 Pazar 12:13
filmin sonu belli chp hep figüran
 Misafir
 18 Nisan 2014 Cuma 23:33
Yazacak bir şey yok.13.36 anlatmış durumu.
 Misafir
 18 Nisan 2014 Cuma 13:36
çocukken annelerimiz, istemediğimiz sevmediğimiz bir yemeği, bizlere yedirmek için ne maskaralıklar şaklabanlıklar yaparlardı, şimdi sıra bizlerde. Okuyucunun dikkatini, muktedirlerin istemediği ve asıl canalıcı soruların sorulmasından uzaklaştırmak için ne cambazlıklar yapıyoruz ama değil mi? CAMBAZABAK oyunu bile yanında hafif kalıyor. "Zaman sana uymazsa sen zamanı uydur" ilkesizliği, günümüz medyatörlerinin ekmek kapısı, daha ötesi var mı? KASALARIN, PARALARIN, SAATLERİN HESABInı sormayın.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime