Ilıcak Kutsal Çıkar İttifakına Tam Akredite Oldu

Nazlı Ilıcak durduk yerde Ahmet Hakan için neden gözünü karartıp kendi gazetesinin yazarına çaktı? Sabah yönetiminin açıkça git mesajını neden üstüne almadı? Hangi kazancı kaybını göz ardı etmesini sağladı? İşte o analiz...
ABONE OL
Abone Ol
Ilıcak Kutsal Çıkar İttifakına Tam Akredite Oldu
Haberler / Analiz
17 Mart 2010 Çarşamba 22:32
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Sabah’ta kopan kıyameti biliyorsunuz. Sevilay Yükselir’in bitmek tükenmek bilmeyen Ahmet Hakan hesabı yüzünden bu kez kendisiyle aynı gazetede yazan Nazlı Ilıcak’la karşı karşıya geldi.

 

Bu kural değişmiyor. Ahmet Hakan’a dokunursanız, cevabınızı yalnızca Ahmet Hakan’dan almazsınız. Hatta çoğu zaman Ahmet Hakan değil, onun adına “kutsal çıkar ittifakı”nın tetikçi oğlanları ve kızları taarruza geçer. Üstünüze üşüşürler.

 

Her ne kadar en zayıf halkalarını uyuşturucudan kurban verseler ve arkalarına bakmadan o halkayı unutsalar da, o “kutsal çıkar ittifakı”nın geri kalan üyeleri birbirine çok fena bağlı, çok fena adanmış bir görüntü sergiliyorlar ne zamandır.

 

İşte tam da bu noktada, en yapay zeminde kök salmaya çalışan ve en göz önünde olan ittifak üyesi Ahmet Hakan olduğu için “ittifak yemininin birinci maddesi” Ahmet Hakan’ı korumak üzerine yapılmış durumda. O yüzden herkes bir yere kadar kendi hesabına çalışır ancak Ahmet Hakan’a dokunmayagörün…

 

Ancak bu kez Hakan’ı koruma işi kıyıdaki köşedeki kızlar ve oğlanlara bırakılamayacak kadar ciddiydi. Çünkü Yükselir el artırmıştı. Daha üstlerden bir yerden müdahale şarttı.

 

İlk ateşi ittifakın onursal başkanı, onların tabiriyle “abisi” Hıncal Uluç yaktı. Gazetesinin yazarı Ilıcak’ı ayıpladı, üstü kapalı mesajlarla sözde nasihatte bulundu. Ama Yükselir bu resti gördü, anında yanıtını verdi ve Uluç kavgadan düştü. Çünkü maksat hâsıl olmuş, “atış serbest” komutu çıkmıştı.

 

Derken herkes “o malum gazetedeki oğlanlar ve kızlar” harekete geçecek diye beklerken durumdan görevi bir başka Sabah yazarı, Nazlı Ilıcak çıkardı. Hem de ne çıkarma... Sonrasını zaten biliyorsunuz.

 

NAZLI ILICAK NEDEN TOPA GİRDİ?

 

Burada; her dönem mutlaka bir odağın yaman savunucusu olarak kendini konuşlamış, hep “mücadeleci yiğit kadın” rolü kesen, ama yiğitliğini hep bir tarafa yamanarak kotaran Ilıcak’ın son dönem savruluşuna daha yakından bakmak lazım.

 

Ilıcak’ın son dönemine bakınca şaşırtıcı bir şekilde Ahmet Hakan’ı göreceksiniz. Ahmet Hakan eski mahallesinden kopup yeni mahallesinde kabul görmek için hep itirafçı kimliğini yüceltti, yeni yoldaşlarına eski mahallesinden bol bol kullanışlı malzeme sundu, destek görmek için destek verdi, dönekliğini yüceltti ve sonunda “OLDU!” Zor bir yoldu tuttuğu belki ama… OLMUŞTU.

 

Az biraz farkla da olsa Ilıcak da yaman bir kabul görme mücadelesi veriyor. O az fark şu: Ilıcak aslında o mahalledendi. Ama konjonktür gereği bir ara diğer mahalleye uğrar gibi oldu. Ve o algıyı üzerinden atmak için çırpınıyordu.

 

Onun için; 66’sından sonra tatminsizlerin teşhir mecrası Twitter dersleri aldı, ortama aktı.

 

Onun için; “kutsal çıkar ittifakı” ne zaman nereye çağırsa koştura koştura gitti.

 

Onun için; en içli köftelerini onlar için hazırlayıp evinin başköşesinde onları ağırladı.

 

Onun için; üstüne hiç vazife olmadığı halde gözünü karartıp durduk yerde Ahmet Hakan için kendini ortaya attı.

 

Çünkü Ahmet Hakan’la aynı dertten muzdariptiler: “Bizi aranıza kabul edin ne olur? Gidecek başka yerimiz yok. Tek başımıza var olmayacak kadar falso dolu hayatımız. Koruyun ve var edin bizi!”

 

Sonuç?

 

Şu: Sabah’ın patronajı özel izin vererek yazı günü olmamasına rağmen Sevilay Yükselir’e yazı yazdırarak bu cevvalliğinin cevabı verdi. “Haddini ve yerini bil” dendi.

 

Ama Ilıcak ne üstüne alındı bu mesajı, ne de ortalama bir onurun gerektirdiği gibi, mesajın gereğini yaptı.

 

Çünkü diğer tarafta birinci kuralı nasıl canla başla savunduğunu gösterip artık “kutsal çıkar ittifakı”na tam akredite olmuştu. O kazanç, yediği darbeyi yok hükmüne bürüyebilecek kadar evlaydı. Bürüdü.

 

Ve…

 

Ahmet Hakan gibi Ilıcak da “OLDU!”

 

Aferin!

 

TURKTIME/ANALİZ

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 Misafir
 13 Nisan 2011 Çarşamba 14:44
Nazlı Ilıcaklı sinirlediren devamlı yalaka bir tiptir ama Sevilay Yükselir tam çamur.Ben onun Fatih Altaylı'ya nasıl yaltaklandığını ekranda gördüğümde midem bulanmıştı.Bu kadın sınır bilmez.Ayıp ona iş verende.
 Misafir
 31 Mart 2011 Perşembe 19:54
MİLLİ İTTİFAK..iktidara karsı tek yürek olmalıyız.mhp.dp.sp.tp.tantan.hepar.hatta dsp türker.h.başta birleşme bu ittifak hükümet olur yüzde 30 gecer.akape attaaa muhalefete... sayın bahceli b.bakan olmak istemezse o başka.
 Misafir
 27 Mart 2011 Pazar 21:12
10 şubat perşembe 17.45.başka söze hacet yok.kısa ve öz tarif etmiş.sağolsun.bende ilave ediyim:hızlı koşan atın .oku seyrek olurmuş...
 Misafir
 10 Mart 2011 Perşembe 23:26
yıllardır tanırım. tercüman gazetesi zamanından hep kim iktidar oluyor onu tutar. ilginç bir kişilik.
 Misafir
 10 Şubat 2011 Perşembe 17:45
terazisi tezekten olanın dirhemi Bo...tan olurmuş
 Misafir
 26 Ocak 2011 Çarşamba 22:28
Nazlı ya yakışır
 Misafir
 4 Kasım 2010 Perşembe 11:16
gerçek vatandaşın yazdıkları doğru değil "kadife eldivenli ihtilal" yazısıyla ılıcak 12 eylüle karşı çıkmıştır. kocası taraftardı 12 eylüle. onun için araları açolmıştı kocasıyla. onuniçin bulvarı çıkardı. 12 eylüle karşı çıktığı için tercümanı kapattırdı.
 Gerçekvatandaş
 10 Eylül 2010 Cuma 00:07
12 Eylül öncesi yazıları ile resmen TSK yı göreve yani darbeye çağıran, 12 Eylül Darbesini o zamanlar candan alkışlayan, gazetedeki köşesinde övgüler düzen ve iki yıl sonrasında da 1982 Darbe Anayasasına yıldızlı “Evet” diyen Nazlı Ilıcak’ın ta kendisi idi.. Şimdi ise 12 Eylülün eli bayraklı karşıtı ve darbecilere yargılama yolu açan değişikliklere hararetle “Evet” demekte.. İşte size “Şeytanın bile aynı ağızla hem soğuğa ve hem de sıcağa üflediği için şaşa kaldığı” güvenilmez insanoğlu’na bi örnek..
 Misafir
 9 Eylül 2010 Perşembe 21:46
12 Eylül öncesi yazıları ile resmen TSK yı göreve yani darbeye çağıran, 12 Eylül Darbesini o zamanlar candan alkışlayan, gazetedeki köşesinde övgüler düzen ve iki yıl sonrasında da 1982 Darbe Anayasasına yıldızlı “Evet” diyen Nazlı Ilıcak’ın ta kendisi idi.. Şimdi ise 12 Eylülün eli bayraklı karşıtı ve darbecilere yargılama yolu açan değişikliklere hararetle “Evet” demekte.. İşte size “Şeytanın bile aynı ağızla hem soğuğa ve hem de sıcağa üflediği için şaşa kaldığı” güvenilmez insanoğlu’na bi örnek..
 Misafir
 8 Eylül 2010 Çarşamba 15:31
bu tipler kendileri montajlamaya muhakkak bir yer bulurlar geçimleri oyüzden kimin kayığına binerlerse onun küreğini çekerler kimin düğününe giderlerse onun zurnasını çalarlar bunlara türk edebiyatında dönek derler

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime