Ve Hülya Avşar Tekrar Görünmek İster!

ABONE OL
Abone Ol
Ve Hülya Avşar Tekrar Görünmek İster!
Haberler / Analiz
29 Ekim 2008 Çarşamba 23:10
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Yaşı geçmiş, devri bitmiş, filmleri izlenmeyen, olmayan sesinin kısıldığı, artık magazin idolü dönemlerimin sonuna gelmiş olduğu için artık görünmeyen ve fakat varlığını medyada görünmek üzerine kurmuş olan Hülya Avşar’ın geçtiğimiz günlerde “Güneydoğu sorununu kadınlar ve anneler çözer” diyince, bu sözün “Benim görünmeme sorunumu gündemin en sıcak ve hassas konusu Güneydoğu-Terör sorunu konusunda aykırı çıkışlarda bulunmak çözer” anlamına geldiğini Avşar’ı parlatanlar dahil herkes biliyordu.

 

Öyle ya, ne zamandır piyasası kapanmış, Sadettin Saran’ın uzatmalı sevgili haberlerinden başka bir haberin öznesi olamamış, Avşar kaynaklı “Başbakan Erdoğan hırçın mı yoksa uslu kedi mi?” de iki gün kullanılıp aynı hızla kenara atılmıştı.

 

Peki ne yapsın Avşar?

 

Bu yaşında artık kimsenin dönüp bakmayacağı frikiklerinden mi versin, Saran’ı terk edip yeni bir PR ilişkisi ile mi arz-ı endam etsin? Mastürbasyon yaptığı sahneyi en fazla bir daha anlatıp gündeme gelebilirdi, onu da tüketmişti. Kaya-Feraye-Avşar üçlü geniş ilişki muhabbetleri zaten sıkmıştı…

 

Peki ne yapmalı?

 

Bingo…

 

Bildiniz…

 

Bunca zamandır medyada görünürken yığdığı yığınla “gündem yaratabilecek dostları” vardı camiada.

 

Bir de herkesin yüreği titreyerek izlediği bir konu; kimilerinin güneydoğu, kimilerinin Kürt sorunu dediği ama her tanımlanın nihayetinde teröre çıktığı bir konu.

 

Hal böyle, durum bu kadar nazik ve göz önünde olunca konuya eklenecek isim Avşar bile olsa gündem olurdu, oldu.

 

Tabii hafif aykırı bir çıkışla.

 

İşte tam da bu kurguya uygun olarak “Güneydoğu sorununu kadınlar ve anneler çözer” çıkışı unutulmaya yüz tutmuşken bu sefer o dahiyane projesini açıklıyor Avşar: Hülya Avşar her zaman halkın köprüsü anlamına geliyormuş ve dolayısıyla Güneydoğu’ya gidip dağa çıkan teröristlerin annelerine gidecekmiş ve çocuklarını dağa çıkmamaları için aydınlatacakmış.

 

Hayır…

 

Avşar’ın ne zamandan beri “halkın köprüsü” anlamını taşıdığını falan sormayacağız. Hem de “Her zaman!”

 

Yok, zaten bunu diyen, dinleyen ve okuyan dahil kimse yemiyor.

 

Ve şunu da: Gideceğim de anlatacağım, Güneydoğu sorununun sona erdirilmesinde önayak olacağım geyiğini de.

 

Yalnız şuraya dikkat:

 

Dedik ya işin anahtarı hafif bir aykırı çıkış. Mesela her zaman halkın köprüsü olan Avşar neden öldüren değil de öldürülen çocukların daha acılı annelerine yönelik bir ziyaretle başlatmaz o dehşetengiz projesini?

 

Yine bildiniz.

 

Aslında siz bunları hep bildiniz. Biz de bildik. Avşar ve benzerlerinin attığı her adımda o küçücük beyinlerinin arkasında neler planladıkları hepinizin, hepimizin malumu.

 

Da…

 

Her şey bu kadar açık ve netken, hala ve yine neden bu parlatmalar, hiçbir şeyden haberi yokmuşçasına tüm medyanın “Aaaa. Bakın bunu da dedi.” nidalamaları.

 

Açıklıyoruz: Medyada ilişki her şeydir!

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 
 29 Ekim 2008 Çarşamba 19:24
semra doğrub söylüyor hülya avşar artık yeter denilsin bu çocuklar neden ölüyor
 Celalettin Tanay
 29 Ekim 2008 Çarşamba 13:36
Çok yakında ziyaret etmekten çark eder.Artiz ne de olsa!!!
 emiroğlu
 29 Ekim 2008 Çarşamba 08:37
bence bunlar medya maymunu başka bir şey değil.artık yaşlarıda geçti .ne yapsınlar ? tek yapmamız gereken bunların çıktığı programları izlememek ki size yemin olsun en azından ben kendi adıma öyle yapıyorum.
 zerrin
 29 Ekim 2008 Çarşamba 07:30
Tam da düşündüklerimizi seslendirmişsiniz teşekkür ederim,kısaca ilgi çekme hastalığı derim ben buna ne yazık ki çaresi de yoktur.

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime