PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu yazıyı saklayın: Finali cemaat yapacak!
Talat Atilla
YAZARLAR
5 Mart 2012 Pazartesi

Bu yazıyı saklayın: Finali cemaat yapacak!

 

Bu yazıyı saklayın: Finali cemaat yapacak!

 

AK Parti ve cemaat arasındaki gönül bağının zayıfladığına dair ilk ciddi işareti iki yıl önce hükümete yakın bir ismin bana aktardığı kısa anekdotla öğrenmiştim.

İlk defa da burada yazıyorum;

İddiaya göre Başbakan, kendisinden talepleri olan cemaat temsilcilerine ayağa kalkarak, “Bırakın da devleti biz yönetelim.” şeklinde tepki vererek kapıyı gösterdi. Zaman içinde yaşanan bazı gelişmeler Ak Parti ve cemaat arasındaki güven bağının en azından zayıfladığına dair güçlü emareler gösterdi.

 

Cemaat hükümeti ehven-i şer olarak görmeye başladı!

 

İktidar önceleri önünü açtığı cemaat üyelerinin giderek yaşam alanlarını daraltmaya başladı.

Üç beş vekilin dışında TBMM’ye cemaate yakın vekil giremediği gibi hükümet, cemaate yakın isimleri tek tek Bakanlık koltuğundan indirip, yerlerine cemaatin mesafeli yaklaştığı isimleri getirdi.

Hükümet üyelerinin özel sohbetlerde, “Cemaatin sorumluluğu yok, sorumluluk bizde. Yaptıkları her yanlışta onlar değil, biz yıpranıyoruz.” sözleri Pensilvanya’ya kadar ulaştı.

İktidar cemaat ekseninin gönül makasını en çok açan gelişme, cemaate göre hükümetin Ergenekon vizyonunda vites düşürmesi ve bürokraside cemaate yakın isimleri pasifleştirmesi oldu…

Bu ve benzeri gelişmeler hemen hemen her konuda hükümete açık destek veren cemaatin giderek hükümete ehven-i şer gözüyle bakmasına neden oldu.

Cemaat, iktidarın muktedir olmasını, başka deyimle sanal bir güçken ete kemiğe bürünen kuvvete dönüşmesini kendi zinde güçlerinin seferberliğine bağlıyor.

Gelinen noktada özellikle bürokraside cemaat ve iktidar unsurları o kadar iç içe girdi ki; kimin cemaat, kimin iktidara yakın olduğunu tespit etmek için karbon testi bile yetersiz kalabilir.

İktidarın elini kuvvetlendiren en önemli psikolojik argüman ise, cemaatin kendilerini desteklemekten başka alternatiflerinin olmadığına inanmaları.

 

Cemaat, Hz. Muhammed’in soyundan gelen sol lidere soğuk durur mu?

 

MHP’yi denklem dışı tutan iktidar aklı, cemaatin CHP ile de kan uyuşmazlığı nedeniyle beraber olmayacağını düşünüyorlar. Acaba gerçekten öyle mi?

MHP belki tamam ama cemaatin CHP ile asla uyuşamayacağı tezini fazla iddialı buluyorum.

Geçmişte Ecevit ile uyuşma deneyiminde başarılı olan cemaatin CHP ile yakınlaşma ihtimali sanıldığından daha kolay gerçekleşebilir.

Bu muhtemel birlikteliğin sosyolojik zeminiyle birlikte bilindiğinin aksine manevi bir alt yapısı da var.

Yine ilk kez açıklıyorum;

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Osmanlı’nın belgesi ve soy kütüğüne göre Ehlibeyt’ten geliyor.

Yani, Kılıçdaroğlu belgeli bir şekilde Hz. Muhammed (S.A.V.)’in akrabası Seyyit Mahmud Hayrani’nin soyuna mensup.

(*Ehlibeyt: Peygamberimizin akrabaları ve ev halkı…)

Bitmedi! Kemal Bey siyasete atılmadan önce umreye de gitti.

Cemaat ve iktidarın çok yakın zamanda kanlı bıçaklı olacağını düşünenler realiteden ziyade, arzu ettiklerini söylemiş olurlar ancak; aralarındaki gönül dostluğunun cemaatin rolünün küçülerek stratejik dostluk kategorisine indiği de bir gerçek. Birliktelik, bu kulvardan daha da aşağılara inerse, denetim dışı kalan unsurların güçlü dosyalarla hükümeti sıkıntıya sokabileceğini düşünüyorum.

Bir gazeteci için iddialı yazı yazmak mahcup olma riskini de beraberinde getirir ama ben bu riski göze alarak diyorum ki; bu yazdıklarımın doğruluğundan şüphem yok.

 

Bizihapseatın.com

 

İki ay önce Aydın Doğan’ın sahibi olduğu D Shopping tv’ye bağlı herevelazim.com’un mağduru olduğunu iddia eden bir çok kişiden mail aldım. Şikayet sayısı her geçen gün artınca bizzat deneyimlemek için kredi kartıyla peşin ödeyerek bu siteden küçük bir alış veriş yaptım. Sitenin satış sözleşmesinde siparişlerin en geç iki günde teslim edileceği yazılmasına rağmen aradan 15 gün geçmesine rağmen siparişim gelmeyince, şirketin yetkililerini aradım. Aramaz olsaydım. Bu ne aymazlık? Bu ne laubalilik? Bu ne vurdumduymazlık? Soruyorum; Kargoya mı verdiniz? Tısss… Sipariş elimize ne zaman ulaşır? Tısss… Beni bir yetkiliye bağlar mısınız? Tıs oğlu tıss… Yine sabrettim… Resmi taahhüdün 2 gün olmasına rağmen aradan 30 gün geçince yine arayarak, “Bunun adına dolandırıcılık derler. Ya paramı, ya siparişimi verin. Siz Aydın Doğan’ın adına mı, yoksa Aydın Doğan’ı provoke etmek için mi yüzlerce müşteriyi mağdur ediyorsunuz?” soruma, müstehzi bir ifadeyle, “O zaman gidin Aydın Doğan’dan alın siparişlerinizi.” yanıtını aldım. Gereken yanıtı telefondaki şahsa verdim.

Bir de buradan verelim; Tüm İnternet Medyası Derneği Başkanı olarak, internet mağdurlarının hakkını savunmak görevim.

Posta kutuma mesajları düşen mağdurlar, bu yazıdan sonra bana mail atacak mağdurlar ve kendi mağduriyetim adına Aydın Doğan, Doğan Gurubu ortakları ve tüm yöneticileri hakkında küllüyen Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacağım.

Ayıklayın pirincin taşını!

Önerim şu; herevelazım.com bundan sonra ismini; bizihapseatın.com, D Shopping TV de, içerideyizimdat.com olarak değiştirebilirler.

Yakışır da.

 

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 hulya
 13 Mart 2012 Salı 10:36
Gülay desteğin için teşeküler:))
 Misafir
 12 Mart 2012 Pazartesi 20:49
Gülay/Sevgili Hülya;bu neviden tartışmalara girersen,ciddiye alma ve yazılanlara absürt mizah şeklinde bakıp,eğlen.O durum da emin ol çok eğlendirici olmasının yanı sıra, bu kadar saçmalığı bir beyinin(!) üretebileceğini görüp,tecrübe sahibi de oluyorsun:))Bir şekilde olmadık bir yerde aynısından gördüğün de;nası yani ya,bu şakamı demiyorsun.Bin bilgi ve mantıkla da yaklaşsan konuya; asla sonuç alamazsın çünkü asla dürüst tartışmazlar.Bolca katakulli ve bolca demogojidir yaptıkları...
 hulya
 12 Mart 2012 Pazartesi 15:07
1453'e cvp:Basit bir soru sordum evet yada hayır diye cevap vereceksiniz hepsi bu.Düşünmek için bile eğitimimi ölçüyorsunuz demekki;Başbakanımızdan daha az eğitim almadım .Ve bir ülke yönetmiyorum.
 Misafir
 12 Mart 2012 Pazartesi 12:56
1453 devami..simdi Hülya kardesimiz soruyor.."Ruhani islerle ugrasmak.." inanin sordugunuz soruda bile egitmimizin ne hallerde oldugunu görebiliyorum.Bir ülke düsünün lalik adina,hümanizim adina dini egitme üvey evlat muamelesi yapiyorsa..ki yapilmistir ! aslinda sorunlarin asil sebebi DARWIN teorisidir.Bu teoriyi bu adamin eline tutusturanlarin insanliga nasil bir zarar verdigini ne hale getirdigini anlatmama gerek varmi..?
 hulya
 12 Mart 2012 Pazartesi 09:15
1453'e cvp:Şimdi soruyorum size "RUHANİ" işlerle uğraşmak, öncülük etmek,yorumlamak HÜKÜMETİN işimidir?
 hulya
 12 Mart 2012 Pazartesi 09:12
1453'e cvp:Bir gazetecinin görevi aşağıda yazdığın şeyler değildir tabiki.gazeteyi geçin haber spikeri bile okuduğu haberi toplumla aynı hislerle okumazsa ne seyredilir nede dinlenir.Habercide gazetecide verdikleri haberi hissederek yaşayarak sunmazsa kendilerini takip edecek bir tek kişi bulamazlar.Eğer devlet korumuyorsa gerçek dışı haberin peşinden giden gazeteci sadece PARA KAYBEDER.Gazeteci devletten daha üstün istihbarata sahip değildir.Ulaştığı istihbarattı yorumlamada sınırsız olmalıdır.
 Misafir
 9 Mart 2012 Cuma 21:38
1453 devam..Iste bu mantik ve mantilite ülkemin üstüne kara bulutlar gibi cökmüstür.Bir gazetecinin görevi -ordu göreve ,daha ne duruyorsunuz,köseyi bucagi kaptilar,müslümanlar Cankayada,cenber her gün daraliyor,bu millet gercekleri göremez cahildir-...diye ,Genel Kurbay Baskanligina fetva verip Sincanda tanklari kim yürüttü..? bunun müssepbiplerine siz hala gazeteci gözüyle bakarsaniz,ülkemde gazetecilik bitmistir saniriim.1453
 hulya
 9 Mart 2012 Cuma 13:14
1453'e cvp:Gerçekleri kamufle etmek gibi ağır bir sözü kabul etmiyorum.Syn.T.Atilla bey'in inanarak ve severek yazdığı "bagimsizlik karekterimdir" sloganı nı henüz demokrasinin yerleşmediği ülkelerde gazetecilerin elinde olmayan nedenlerle hakkının verilemediğinden çareyi kaldırmakta bulduğunu ifade etmeye çalıştım.Eminim demokrasi tam işlediği zaman o yazıyı gurula tekrar yazacaktır.Bir gazeteciye kibarca telkin bile demokrasinin işlemediğini gösterir.
 Misafir
 8 Mart 2012 Perşembe 14:22
1453 devami..Hülya kardesim konudankonuya atlayarak sözde gercekleri kamufle etmek gibi art bir niyetinizin husule geldigini tespit ettim."bagimsizlik karekterimdir" sözünü istediginiz ebatlarda büyütüp her yere asin, önemli olan bunu yasamaktir ve yasatmaktir.Bagimsizlik karekterimdir sözü kulaga cok hos gelir katiliyorum..yanliz, sadece duvarda asili durmamasi sartiyla.Atilla bey, kili kirka yaran biridir,bos laflarada karni toktur.
 hulya
 8 Mart 2012 Perşembe 14:01
1453/Kutunun içinde demokrasi yoksa,çekilişi istediğin kadar halka yaptırıyorum diye övün; İçinde demokrasi olmayan kutudan DEMOKRASİ çıkmaz.Sadece şov seyredersiniz.Birde mahçubiyetli kocaman laf etmişsiniz; Bakın T.Atilla mahçup olmamak için "bağımsızlık benim karekterimdir" yazısını değiştirmek zorunda kaldı...Neden çünkü o yazının hakkını veremediğini düşündü,çareyi yazıyı kaldırmakta buldu...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime