PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kumar Oynatan MHP’li Siyasetçi Tutuklandı, AKP’li Serbest!
Talat Atilla
YAZARLAR
9 Temmuz 2012 Pazartesi

Kumar Oynatan MHP’li Siyasetçi Tutuklandı, AKP’li Serbest!

Geçen hafta Ankara Polisi’nin başarılı operasyonunda, “Kumara yer sağlamak” suçlarından, birisi MHP’li, diğeri AKP’li, iki siyasetçinin gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığını yazmıştım. Bu yazımdan 3 gün sonra son iki dönemdir Ankara’nın bir ilçesinden MHP belediye başkan adayı olan A.B. tutuklanırken, halen AKP’li Ankara Belediyesi’nde icracı görevinin yanında meclis üyeliği de yapan N.K. serbest bırakıldı.

En az bu gelişmeler kadar ilginç olan ise, tüm bu gelişmelerin hiçbir yayın organında tek satır dahi haber yapılmaması… 

Bu olayla ilgili Ankara kulislerinde dolaşan bir başka söylentiyi buraya eklemezsem, fotoğrafı tam yansıtmış olmayabilirim. İddia şu;

AKP’li meclis üyesine yapılan operasyonun asıl hedefi Melih Gökçek.

İddiaya göre oyun kurucuların (Parti içindeki güçler olduğu konuşuluyor…) asıl niyeti Melih Gökçek’in imajını dolaylı yoldan zedeleyerek önümüzdeki yerel seçimlerde adaylığını sıkıntıya sokmak.

Mevzu oldukça derin görünüyor…

Takipçisi olmaya devam edeceğim.

 

Transfer mevzusu derinleşiyor!

Geçen haftalarda Radikal Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin, “Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu AKP’ye geçiyor” bombasını patlattı. Haberden sonra, “Ben zaten biliyordum” lakırdısından geçilmedi ama Şahin güzel ve atlatma bir habere imza attı.

AKP’li yönetici Ekrem Erdem, yine Ömer Şahin’e yaptığı açıklamada, “Bize gelmeyi Kurtulmuş ve Soylu istedi” derken, Has Partili Bekaroğlu, Kurtulmuş’u açıklama yapmaya davet etti. Numan Kurtulmuş’un Bekaroğlu ve Erdem’e yanıtı sert oldu; HADDİNİZİ BİLİN, MUHATABIM BAŞBAKAN! 

Tam bu noktadaki bilinmezlik, AKP’nin mi Kurtulmuş ve Soylu’yu davet ettiği, yoksa iki siyasetçinin AKP’ye katılmayı kendilerinin mi istediği yönünde oldu.

Geçen hafta konusu internet olan bir panelde AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Haluk İpek’le birlikte konuşmacıydım. Panelden önce İpek’e, bu konuyu sordum.

-      Ekrem Erdem başka Numan Kurtulmuş başka konuşuyor. Kurtulmuş’u siz mi davet ettiniz, yoksa kendisi mi istedi?

-      Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu partiye kendileri katılmak istedi. Sayın Başbakanımız da yetkili organlarımızda konuyu gündeme getirdi.

-      Peki, yetkili organlarınızda bu durum nasıl karşılandı?

-      Detaylandırmam uygun olmaz.

-      Ayrıntı değil, karşı çıkanlar oldu mu?

-      AK Parti demokratik bir parti. Tereddütle karşılayan arkadaşlarımız oldu ama genelde kabul gördü.

Numan Kurtulmuş’u da, Haluk İpek’i de tanıyorum. Her ikisi de sözüne güvenilir ve saygın siyasetçiler ama her ikisi de doğruyu söyleyemeyeceğine göre ortada bir problem var. Bu soruya doğru yanıtı hissi kablel vuku ile de yanıt vermek zor!

En güzelini Süleyman Soylu yapıyor. Tamamen arazi!

 

Olmadı Tiryaki!

Geçtiğimiz yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını kıl payı Melih Gökçek’e kaptıran Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin, “Büyükşehir adaylığına hazırım, hükümet işi ehline vermiyor” mealinde açıklamaları oldu.

Tiryaki daha sonra, “ÖZEL bir açıklamam olmadı” diyerek bu haberi tekzip etti. Tiryaki’nin, özel açıklamam olmadı demecinin gazetecilere göre açık meali, “Evet bunları açıkladım ama demeç değil, dost sohbetinde konuştum” anlamı taşır.

Tiryaki’nin demecine baktığımda öyle ürperecek, geri adım atacak dozda sözler yoktu ama bu sözlerinin yayınlanmasından çok korktuğu belli oluyor. Ertuğrul Özkök de kısa süre önce Aziz Yıldırım’la ettiği dost sohbetini köşesine taşımış ve Yıldırım’dan zılgıt yemişti. Biz gazeteciler, “Yazmamak üzere söylüyorum” sözlerinden bıktık, usandık. Kamu görevi yapanların resmi ve gayri resmi görüşü olmaz. Net olacaksın. Bir ruhta iki düşünce olmaz. Tiryaki, bu acemi ve ikircikli duruşuyla başarılı geçmişine gölge düşürdüğü gibi Büyükşehir adaylığını da pek hak etmiş görünmüyor.

Oysa, Altındağ’ın çehresini değiştirmiş bir başkandı. Yazık oldu.

 

Uyduruyorlar!

2-3 hafta önce CHP Milletvekilleri Gökhan Günaydın, Aydın Ayaydın, Gürsel Tekin, Levent Gök ve Erdoğan Toprak’ın belediye başkanı olmak istediklerini yazdım. CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Gökhan Günaydın aradı. Bana, “Kesinlikle aday değilim. Bu söylentileri Yenimahalle Belediyesi yetkilileri uyduruyor  (CHP’li belediye).  Milletvekili değilken bile Yenimahalle Belediye başkan adaylığı teklifini reddettim. Şimdi CHP’nin tüm belediyelerinden sorumluyken mi bunu isteyeceğim?” dedi. Anlaşılan yukarıdaki listeden tek fire var!

Dip not: Gündem yoğunluğundan Günaydın’ın açıklamalarına ancak bu hafta yer verebiliyorum.

 

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 15 Temmuz 2012 Pazar 18:51
Benim yorumlarımı yine beğenmemiş Editör kardeşim.Ben rumuz ile yazmayı teklif ettim çünkü insanlar sözlerinin arkasında durabilme cesaretini gösterebilmeli?Şimdi burada herkes misafir rumuzu ile yazıyor,kimin kim olduğu belli değil.Yani herkes karamurat benim diyor:)Ben asla kıvırmayan tüm düşüncelerini net ortaya koyan biriyim ve sözlerimin ardında duruyorum ya Misafir rumuzu ile sallayanlar?sizler söz ve eylemlerinizin arkasında duramayacak kadar korkakmısınız?Rumuz sorumluluk getirir kaçmayn
 Misafir
 15 Temmuz 2012 Pazar 13:42
20:52, özgürlükçü-demokrat olma iddiasındaki bazı RUMUZ SAHİPLERİnin konu AKP ve onun sayın başkanı olunca nasıl kıvırdıklarının sayısız örnekleri apaçık duruyorken, RUMUZSUZ yazmanın ne sakıncası var? Ben de bunu anlayamıyorum.
 Misafir
 15 Temmuz 2012 Pazar 13:25
20:52, AKPye yöneltilen eleştirilere karşı neyi savunabileceksen onu yaz, tavşanın suyunun suyunun suyunun suyu türü karalamalarla buraları doldurma. Bu numara tutmuyor, ciddi eleştiri içeren her yorumu sayfa dışına düşürünceye kadar ÇENESUYUÇORBA boş laflar yazıp okunmasını önleyeceksin, aklınca. Başkalarının almadığı rumuzun derdi seni neden gerdi?
 TOTEM
 14 Temmuz 2012 Cumartesi 20:52
Ben demokrasi desem,demokrasi dedin de deyip fasulyenin faydalarından bahsedecekler.Havanda su dövmek tabirini bile anlayamayan insanlarla memleket meselesi konuşmaya kalkıyorum.Dünyadaki tüm konuları Partizan hırslara indirgemek bir hastalık ve ben bir doktor değilim gerçi doktor bile büyük ihtimal kendi hali,ne bırak derdi ya neyse.Birde takıldığım bir konu var,Anladığım kadar ile burada hergün yorum yazan arkadaşlar neden birer rumuz edinmezler?Böylelikle herkes savunduğunun arkasında durur.
 Misafir
 14 Temmuz 2012 Cumartesi 07:23
Havanda su dövmek deyince hemen aklıma AKPnin ve onun başındaki asabi şahsiyetin mehter yürüyüşü geliyor, iki-ileri-bir-geri. Onu sevenler elbette onda da bir asalet bulacaktır, lakin artık mızrak çuvala sığmıyor. En son koyduğu nokta, "PKK ile Müzakere Söz Konusu Olamaz... Ancak Mücadelemiz Söz Konusudur!". Buyur burdan yak. APOya "sayın" diyen, HABUR rezaletini tezgahlayan, OSLOda bebek katiliyle pazarlığa oturan, her seçimden önce pazarlığa oturup sözde "ateşkes" yapan kimdi yahu? Bir gören?.
 TOTEM
 13 Temmuz 2012 Cuma 12:29
Havanda su dövmek tabiri vardır!Bazen bende burada havanda su dövdüğüm hissine kapılıyorum.insanlar şartlanmış herşey onlar için partizan konu ne desen olayı Akp muhabbetine indirgiyorlar ve eğer sen onlara sağlıklı düşünün dersen senide Akp avukatı ilan ediyorlar.Konu belki 20 yıllık mevzu ama ne önemi var adamın tek derdi partizan hursları ve Akp ye sallamak.Ben aşağıda Akp yi savundum mu?ama önemli değil vatandaş sabit fikirli konuyu bırakıp yine Hbb muhabbeti ile benimnle uğraşıyor.yazık.
 Misafir
 13 Temmuz 2012 Cuma 10:04
Galiba ben bu işi çözdüm, AL CAPONE usulü oluyor bu işler, Amerikada 1930lardaki bu haydut demişti. "Önceleri Allah'a yalvarıyordum bana bir bisikler göndermesi için. Baktım olmayacak, bir bisiklet çaldıktan sonra da Allah'ın beni affetmesi için yalvarmaya başladım, halloldu". Kumarı oynatıp, gelen parayı AKP-Dİyanet marka çamaşır makinasında yıkayıp AKLAŞtırıyorlar.
 Misafir
 13 Temmuz 2012 Cuma 08:59
Galiba ben bu işi çözdüm, AL CAPONE usulü oluyor bu işler, Amerikada 1930lardaki bu haydut demişti. "Önceleri Allah'a yalvarıyordum bana bir bisikler göndermesi için. Baktım olmayacak, bir bisiklet çaldıktan sonra da Allah'ın beni affetmesi için yalvarmaya başladım, halloldu". Kumarı oynatıp, gelen parayı AKP-Dİyanet marka çamaşır makinasında yıkayıp AKLAŞtırıyorlar.
 Misafir
 13 Temmuz 2012 Cuma 08:54
Sanırsınız ki bu kumar oynatma konusu hükümetin tasarrufu altında değil. Ve sanırsınız ki devletin diyaneti bu kumardan gelen paralarla maaş almıyor, onların parası zemzemle yıkanmış banknotlarla ödeniyor. Yahu biraz insaf , biraz akıl lütfen. AKPyi savunmak adına, olayı gülünçleştiriyorsunuz. Hem din adına fetva ver, nasıl oluyorsa, kim bu yetkiyi veriyorsa, hem de kumardan kazanılmış parayla hayır-hasenat yap. Diyanet çamaşır makinası mıdır ki o haram parayı yıkayıp AKLAŞTIRIYOR? Anlayamadım.
 Misafir
 13 Temmuz 2012 Cuma 08:47
AKPnin her yaptığında hikmet, başkanının her "ettiğinde" nimet aramayı kendine görev edinince böyle oluyor işte. İyi bir şey (seyrek de olsa) haber konusu olunca "AKP yapmıştır, AKP ne yaparsa iyi yapar", ama, böyle bir rezilliğin savunulacak durumu olmayınca da "dürüst-adil-hakkani-HBB" bir avukat olarak savunma hazır, "Devlet bu işi mafya tarzı hallediyor yani benim bölgemde benden başka kimse kumar oynatamazmış. AKP asla bu pislikten sorumlu değil, adeta sütten çıkma AKKAŞIK". Gel de yazma.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime