PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Nuh Tufanı çocukları!
Talat Atilla
YAZARLAR
11 Mayıs 2014 Pazar

Nuh Tufanı çocukları!

Parmak izi gibi değişik ruhlarımız olduğu için, herkesin farklı hayat okumasına sahip olması da anlaşılır bir durum.
Ruhlarımızın DNA’sını, çoğu zaman; çıkarlarımız, inançlarımız, korkularımız, pek azını da gerçekler oluşturdu.
Kainatın nasıl var olduğunu, Mars’ta koloni’lerin nasıl kurulacağını merak ederken, 10 bin yıldır Türk vatanı olan Anadolu’nun öyküsünü merak bile etmedik.
Oysa, yakın tarihimizi bilmemiz bile, siyaset okumamızı zenginleştirebilirdi.
Zahmetli bir uğraşa da gerek yok;
Tarihin perdesini, parmak ucuyla aralasak,  Anadolu’nun zihin haritasının, karşılaştığı tümseklerde gizli olduğunu görebilirdik.
Sert bir öykü bu.
Osmanlı İmparatorluğu, çökme sürecine girince, Dünya’nın siyasi ve ruhani havası gibi, bizim DNA'mız da değişti.
Osmanlı’nın nüfusu, 15 milyona kadar düştü.
Kurtuluş savaşında, Türkiye’nin yetişmiş genç beyinleri ekin gibi biçildi.
Sadece, Gelibolu’da, 300.000 bin şehit verdik.
Okumuş, aydın ne kadar gencimiz varsa, Kurtuluş savaşında toprağın altına girdi.
Siyasal, ekonomik ve en önemlisi, beyin gücünde Nuh Tufanı yaşadık.
Kader, bu toprağın çocuklarına, tam da o zamanlarda, zorlu bir sayfa daha ayırdı.
O vakitler askere alınmayan azınlıklar ve kaymak tabaka, çocuklarını okutarak, Türkiye ekonomisi ve eğitiminde söz sahibi oldular.
Ezik, silik, öz vatanında gurbet yaşayan nesiller yetiştirdik.
Anadolu; Atatürk ve Fevzi Çakmak’ın gibi vatan severlerin önderliğinde, bitkisel hayattan çıktı.
Külleri bile yakılan bir millet, atomlarından yeniden doğdu ama
genç Cumhuriyet, herkesi kuşatacak bir demlenme süreci yaşayamadığı için, 10 aile ve azınlıkların hüküm ve nüfuzuna girdi.
Bu toprakların öyküsünü şöyle özetleyebilirim;
Çanakkale geçilmez diyenlerin çocukları, Çanakkale düşsün diye uğraşanların fabrikalarında maraba olarak çalışmak zorunda kaldılar.
Binbaşı Lütfü Beyin torunlarına tuzak kurarak içeri atanlar, şu anekdotu lütfen okusunlar;
Yıl 1915. Çanakkale savaşının en sert geçtiği Seddülbahir'de,  Türk askerleri, Fransızlar tarafından pusuya düşürülürler.
Siperler arasındaki mesafe 5 metreye kadar iner.
Kurşun yağmuru altında 1. taburun komutanı Binbaşı Lütfü Bey ayağa kalkarak, "Yetiş Ya Muhammed! Kitabın Gidiyor!" deyince, Mehmetçik, lav gibi püskürerek, Fransızları, Gelibolu'da küle çevirirler.
Tarihe sığmayan acıları da, destanları da birlikte yazdık.
Birlikte doğduk, birlikte öldük.
Biz, Türkiye'yiz!
Tarihimizin hatırına;
Birbirimizi yeniden sevmeyi deneyemez miyiz?
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 13 Mayıs 2014 Salı 09:24
CADI AVI yapacağız diyen ADAMA anlatın yasalarla ülkeyi fişhaneye çevirecek adama anlatın sevgiyi....İnsan neden böyle öfkeli olur bir suçu yoksa kabahati yoksa ...Sevgi:-)
 Misafir
 13 Mayıs 2014 Salı 09:14
SN Atilla : bu ülke 1000 yıl sürecek denen beladan baskıcılardan kurtuldu inşallah kasaba tüccarı ve ağzı bozuk her yol mübah burası darülharptir diyen sözde İslamcı aslında İslam'a en büyük darbeyi vuranlardan da kurtulup sevgiyle bilgiyle yoluna yürüyecek....Mahkeme rüşvetçiye mülk değil mülkün sahibi attan indirir merkebe bindirir....Bu ülke İranlıoğlanların bostanı değil sahipsiz değil....Önüne yatanlara yazıklar olsun...Sevgi Allah için olmalı rüşvetçiye Allah için acınır...
 Ooof of
 13 Mayıs 2014 Salı 01:44
Sayın Atilla, gerçi siz bu yazıyı bize değil 'paralele' yazdınız, bağışlamak bağışlamamak onların sorunu ama ben beni anlatayım; unutamıyoruz, yazıyoruz bir kenara. İçimizde sevgi, empati namına ne varsa kuruttunuz. demokrasiyi araç olarak gördüğünü açık açık söyleyen kasaba tüccarlarından ilahlar ürettiniz. anayasayı bir kere çiğneyeni unutamamışken kanunda neymiş diyen para sıfırlayan emlakçıları baş tacı ettiniz. +
 Ooof of
 13 Mayıs 2014 Salı 01:43
+ Ivıra zıvıra yorum yaparken şimdi tam siper olan Osman Can'ı unutmadığımız gibi, dedikodu- sosyete yazarıyken birden siyaset alimi olan Nagehanı unutmayacağız. Sahi Nagehanın yanına fikren nede güzel yakışıyorsunuz. Gün gelecek devran dönecek, tıpkı zamanındaki jaguarlar gibi, aile fotoğrafları gibi bugünkü olan bitenide hatırlayacağız. Mesele sevgiye gelince içimiz kurudu dedim ama sevilmeye layık olana herzaman sevgimiz var, sahtekarlara yok sadece.
 Misafir
 12 Mayıs 2014 Pazartesi 22:44
Sn. Atilla elbette sevgi.Fakat bu tarz yazıları keşke BB halkını haşhaşi sülük çapulcu Belvinci diye bölerken azarlarken yazsaydınız...Onun çok ihtiyacı varken halkını birarada tutması gerekirken yaptıkları ortada yazık gerçekten bir kuru kavga saltanat için...Bakaracıya sussan İHL mezunu hep 60 yıl önceki darbeleri anlatır.Ama ergenekoncuları da kumpas kurbanı ilan eder.DOğruluk nedir????
 Misafir
 12 Mayıs 2014 Pazartesi 20:32
BB gerçekten Kasımpaşalı.Sevgi lafla olmaz. Seven halkını Haşhaşi çapulcu terörist BERKİN gibi bölmez...KAlemler de o zihniyete alkış tutmaz...Sevgi yerine göre hırsıza bölene sürene öfkedir...HAKKIN hatırı alidir SARRAFIN hatırına tercih edilmez...Talat Bey bu yazıları öfkeli adam okusa daha iyi olur...Onun çok ihtiyacı var.
 Misafir
 12 Mayıs 2014 Pazartesi 19:38
BU yazıyı sıfırlayamayanlar ve babaları okusun...Siz de az beddua guddua haberleri demlemediniz sayın Atilla....Perhiz...
 Misafir
 12 Mayıs 2014 Pazartesi 09:18
muhteşem bir yazı olmuş sayın Atilla.Okuyunca o olayları sanki bizzat yaşamış gibi hissettim ve çok duygulandım. tebrik ederim.
 Misafir
 12 Mayıs 2014 Pazartesi 08:48
az önce FUAT AVNİnin twitter hesabında yazdıklarını okuyordum, medyada ve özellikle internet haber sayfalarını yakında her türlü kanunsuz ve zalim kararlarla ya susturacak ya da kan kusturacak diyor, kim mi? bir de hala soruyorsunuz ha? yoksa siz de çanına ot tıkılacaklardanmısınız, hem de "ireli demokrasi" adına?
 Misafir
 12 Mayıs 2014 Pazartesi 05:09
Çanakkaledeki kayıplarla ilgili olarak Turgut Özakman'ın arşivlere dayalı ve kaynak göstererek yazdığı "Mustafa Kemal, Vahidettin ve Milli Mücadele" adlı kitapta daha doğru bilgilere ulaşılabilir. 300 000 kayıp çok uçuk...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime