PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yeni hamam, eski tas!
Talat Atilla
YAZARLAR
20 Ağustos 2013 Salı

Yeni hamam, eski tas!

Haklarını teslim edelim; Ayağına kurşun sıkmakta, kendi kendisini imha etmekte CHP’lilerin üzerine yok. Siyaseten prim elde etmek için Ankara’da olur olmaz partililer Mansur Yavaş’ı arayıp “transfer” önerisinde bulunarak adeta gözünü korkuttular.

Bu acemilik, Mansur Yavaş’ı bir an için CHP belediye başkanı adayı olmayı düşünecekse bile vazgeçirdi. Bir yandan İstanbul’da Mustafa Sarıgül’ün adaylığı tartışılırken İstanbul’a büyük emek veren Gürsel Tekin yıpratılmış oluyor.

Neyse, adaylar kesinleşince konuşuruz bunları.

CHP’nin kalesi İzmir ise bambaşka bir âlem.

Daha girdiği ilk seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’nu sabote eden, galiz küfürle karizmasını çizen Aziz Kocaoğlu, eğer iktidar partisinde siyaset yapıyor olsaydı, bir şekilde malulen emekli edilirdi ama bindirilmiş kıtalarla hala “İzmir azizdir Aziz kalacak” diye bağırtılıyor. Çok komik…

Baykal’ın sırf kendine tehlike yaratmayacağı için Koç bayiliğinden İzmir’e Başkan yaptırdığı Aziz Bey bırakın emeklilik hazırlığı yapmayı, aday olmasını CHP’ye bir lütuf gibi sunuyor. Kapalı kapılar ardında, “Ben aday olmam; ayağıma gelecekler” havasında konuşan Başkan, nedense siyasi hayatını “yakın dostu” bir bakana endekslemiş görünüyor.

O olursa aday olacakmış… Diyarbakır seyahati nedeniyle kendisine “destekleri için teşekkür” ettiği Başbakan’ın “Barış projesine” destek veren Kocaoğlu, elindeki son silâhı olan “beni dava eden AK Parti’dir” mağduriyetini de tamamen kaybetti. 

Kısacası, CHP İzmir’de yine Kocaoğlu’nu aday gösterirse tarihin çöplüğüne gidebilir.

Bu arada Kocaoğlu daha yeni twitter adresi almış ve orada bayram şiirlerine benzer mesajlar atıyor. İşte nüfusunun yarısından fazlası gençlerden oluşan Türkiye’ye yakışan aday böyle olur! AK Parti’nin bu kadar yanlışına rağmen neden oylarının düşmediğini şimdi anlıyor musunuz? Anlamadıysanız seçimlere az kaldı. Anlarsınız!

 

Ayşe topu tut!

İsimsiz onlarca gazetecinin sessiz sedasız kapı dışarı edilmesi şöyle bir değinilip geçilen bir konuyken Can Dündar meselesinin bu kadar uzamasını, bizim basınımızın yalnızca, “şöhretperest ve sınıfsal” genlerine bağlayamayız. Eksik kalır.

Diyeceksiniz ki; Aslında hep böyle olmaz mı?

Eyvallah. Tamam da… Bu aralar başka bir şey daha oldu, ki bu yazı da aslında o “şey” için yazıldı. Can Dündar’ın oğlu varmış. 18 yaşındaymış. Adı Bahtiyar, pardon Ege imiş. Ve dört aydır Milliyet’te yazıyormuş. Ve… O da kovulmuş. Tüm bunları nereden mi biliyoruz? Nasıl bilmeyiz? Günlerdir yavru Dündar konuşuluyor. Ve bingo… Koskoca Hürriyet’in savruk röportajcısı Ayşe Arman yavru Dündar’a uzatıyor teybi ve yazarlık serüveninden kovulmasına kadar her şeyi anlattırıyor.

Bu arada Ayşe, “Çok yakışıklısın!” demeyi de ihmal etmiyor 18’lik Ege Dündar’a!

Yavru Dündar röportajda, “Birçok gazetenin kadrosunda yaşlı yazar.” var diyerek basına bir de ayar veriyor 18’lik aklıyla!

Ne yapsın garibim, yaş 18 olunca gözüne herkes yaşlı görünüyor. Haklı…

Hadi Ayşe Arman zaten lay lay lom. Asıl üzücü olan Enis Berberoğlu gibi vicdan duygusu gelişkin bir yöneticinin buna müsaade etmesi değil midir?

Kimseye gazetecilik dersi vermek haddim değil ama Can Dündar’ın oğlunun Milliyet’ten kovulması haber midir? 

Onca gazeteci işsiz gezerken 18 yaşında bir çocuğun Milliyet’te nasıl olup da köşe yazabilme fırsatına kavuşabildiği değil midir asıl haber olan Sayın Enis Berberoğlu?

Üstelik kendi deyimiyle daha 4 ay öncesine kadar bırakın gazetecilikle herhangi bir ilgisinin olmasını, gazete bile okumayan birine nasıl olup da kapıların böyle açılabildiğidir.

Mesele, hak etme meselesidir. Yoksa, elbette baba/anne şöhretli diye çocuğun önü kesilsin demiyoruz. Aksine, medya dünyasına kazandırılan her kişi için mutluluk duyarız ama gazeteciler patır patır işten atılırken kılını kıpırdatmayan medyanın 4 aylığına gazetede yazarlık oynayan birinin peşine nasıl olup da böyle düşebildiğidir. 

Diyeceksiniz ki bunlar da soru mu?

O, Can Dündar’ın oğlu.

Hah… Nasıl oluyor da oluyorun yanıtı işte bu.

Peşine düşülmesi gereken şey o “olan”ın neden hala olduğu değil mi?

Mesela medyadaki kast ilişkilerine ilişkin birkaç soru da sorulamaz mıydı bu meselede? Birileri gazetecilik oynasın diye köşeler ayrılırken bırakın köşeleri, kapıların bile sayısız gerçek gazeteciye kapalı olmasının trajikliğine değinemez miydi kimse?

Hayır… Değinemezlerdi. Ve değinmediler.

Çoğu çürümüş sistemin yavrusu çünkü.

O kast içinde olmayanlar bile ilkesel olarak karşı değil buna.

Çünkü bir gün o nurlu yükselişi tamamlayıp içeriye girmenin derdindeler.

İçinizi karattığımın farkındayım ama aslında durum o kadar da ümitsiz değil!

Bir ihtimal daha var!

Gidin birini tanıyın…

Mesela; Ertuğrul Özkök’ü tanıyın Ayşe Arman olun, Serdar Turgut’u tanıyın Oray Eğin olun, ya da birilerini tanıdığınızı iddia edin Rasim Ozan Kütahyalı olun.

Ya da Can Dündar’ın oğlu olarak doğun. Gazete bile okumayın ama yazar olun.

 

Allahsız dindar olur mu? Olurmuş!

Olmaz mı?

Mısır’ın Sisi’si mesela…

Suudi Kralı Abdullah mesela…

Her ikisi de, Mısır’da öldürülen binlerce masumun katillerinin destekçileri.

Her ikisi de muhtemelen namaz kılıyor, oruç tutuyor. Üstelik Suudi Kralı Abdullah, peygamberimizin doğduğu, yaşadığı ve vefat ettiği toprakların devlet başkanı.

İnanmak, sözle inandım demek midir?

İnanmak, inandığına sadakat,  bir eylem hali değil midir?

İnandığının tersine yaşarsan, kendine göre bir din kurmuş olmaz mısın?

O din İslam değil, senin nefsinin ya da aklının kurduğu beşeri bir tuzak olmaz mı?

Bunlar mı peygamberin izinden gidiyorlar?

O peygamber ki; sırf kız çocuğu diye toprağa diri diri gömülen düzeni yerle bir eden, güçlüyü değil, haklıyı tutan, köle ile devlet başkanını eşitleyen iki cihan nuruydu.

Hz. Muhammed mahşerde suratınıza tükürmeden derhal kendinize gelin.

Ya da yerle bir olun. Yaşasın kötüler için cehennem!

 

*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 22 Ağustos 2013 Perşembe 18:47
Bana özür dilerken bile yalaka diyorsun ve bu sana hiç garip gelmiyor ki,Peşinden benden özür bekliyorsun!Sencede tuhaf bir durum değil mi? Son olarak ben kimseyi tehdit etmem tehdit korkakların başvurduğu bir yöntemdir ben ne yapacaksam direk yaparım ve burada tartıştığım birini tehdit edecek kadar da şuursuz değilim
 TOTEM
 22 Ağustos 2013 Perşembe 18:45
Şimdi kim kimdir? kime ne cevap vereceğimi şaşırdım o yüzden kim olduğunu bilmeden neyi neden dediğimi hatırlayamam dolayısı ile eğer kim olduğunu yazarsan o zaman herşey daha kolay olur!13.20 ile 13.26 aynı kişimi? tabi birde 13 45 var ama ben yinede cevap vermeye çalışayım.arkadaşlar adalet istersen önce adil olmalısın,Saygı istiyordsan önce saygılı olmalısın eğer sen sürekli birine satılık,maaşlı,maşa,ajan yalaka gibisinden sözler sarfedcersen karşılığında hoş sözler duymayacağın kesindir.-
 Misafir
 22 Ağustos 2013 Perşembe 13:45
TOTEM 21 Ağustos 2013 Çarşamba 18:29 Doğrusu bu yazıyı pek yatıştıramadım.Hz Musa Peygamberdir.Peygamberlerin adil olmaması zaten düşünülemez.Buradaki kast nedir?
 Misafir
 22 Ağustos 2013 Perşembe 13:26
Bak totem sana olan tavrım senin ne tayyipçi oluşun ne de yalaka oluşundandır.O senin bileceğin iştir.Senin benim İÇİN kullandığın iki kelime var;birinde hristiyan dedin.Diğerinde ise PKK ile bir tuttun.Hatta ÖLDÜRDÜĞÜN PKK YA ACIDIĞINI BENİM GİBİ DÜŞÜNENLERE ACIMADIĞINI İFADE ETTİN.Genç bir meslektaşım için ben canımı veririm.Biz öyle eğitildik.Bu nedenle bu iki ifadeni geri alıp özür dilemezsen sana sıtkım doğrulmaz.BENİ TEHDİT EDECEK KADAR ALÇALDIN,SONU NE OLURSA OLSUN SANA sıtkım doğrulmaz.
 Misafir
 22 Ağustos 2013 Perşembe 13:20
Vay Allahın adamı vay.Ben de kaç kere yazdım ki orada olanları insan olan hiç kimse KABUL EDEMEZ.Ancak tayyip bir işaret yaptı diye onu yapmak zorunda değilim ben.TOTEM,BEN HAYATIM BOYUNCA BİR KARINCAYI DAHİ İNCİTMEDİM.SEYRETTİĞİM BİR DUYGUSAL FİLMİ YILLARCA UNUTAMAM BU NEDENLE DE SONUNU BİLMEDİĞİM FİLMİ SEYRETMEM(GARİP AMA ÖYLE,ETKİSİ TEHLİKELİ OLUYOR BENİM İÇİN).İSTERSEN SEN DE YAZ BAKALIM,ŞÖYLE BİR VİCDAN MUHASEBESİ YAP.NE DERSİN.CEVAP VERMEYEBİLİRSİN,RAHATSIZ OLMAM.
 TOTEM
 21 Ağustos 2013 Çarşamba 19:58
Bu sana yazdığım 4. cevap 12.52 de yazan arkadaşım!!Ben taksim yada başka yerde haksız yere şiddet gören insanlarada hassasiyet gösteriyorum ve yapanları kınıyorum ancak Taksimde tartaklanan bir genci örnek göstererek benim vicdanımı sorgularken istersen gel birde senin vicdanını bir muhasebe edelim olur mu?Peki senin vicdanın Taksimde tartaklanan bir gence çalışırken,Mısırda,en demokratik haklarını kullanırken üzerine ateş açılıp öldürülen binlerce insana neden çalışmıyor?Bu kurgu kimin sence?
 TOTEM
 21 Ağustos 2013 Çarşamba 19:54
12.52 de yazan arkadaşa tam üçkez cevap yazdım!Ve Allah şahidim Asla rahatsız edici bir üslup kullanmadığım gibi tüm nezaket kurallarına uygun davrandım ancak Editöre benim o vatandaşın sorusuna cevap vermemi uygun görmedi!zira kendince şöyle düşündü;totem im benim fikrimi savunanları daha fazla madara etmesine izin vermeyeceğim!Ve bunu kendisine hak gördü!Çok demokratik bir Editör!Ve basit bir editör koltuğunda otururken bu derece keyfi ve antidemokratik tavır sergileyenler demokrasiden bahsdyr
 TOTEM
 21 Ağustos 2013 Çarşamba 18:29
Peki editör,Asa sende o yüzden musa sensin ancak şunu hatırlatırım musa adil bir insandı sen öylemisin peki?
 Misafir
 21 Ağustos 2013 Çarşamba 12:52
O kadar vicdanlıysan dün akşam Taksimde sara hastası gence polisin nasıl destan yazdığı hakkında da bir şeyler yaz.Ama sizin vicdan sadece Mısırlılara çalışıyor.Tayyip tarafından kurgulandığı için olmalı...
 Misafir
 20 Ağustos 2013 Salı 21:05
20 Ağustos 2013 Salı 16:14 İzmirde CHP kazanır.Aynen Çankayada ,Kadıköyde Beşiktaşta ve Bakırköyde CHP nin kazanacağı gibi... Ancak seçimi kazanıyor olmak halkın kendi başkanlarına sevgisini bağlılığını törpülerse uzun vadede CHP kaybeder.Kocaoğlu aday olursa CHP rekora koşar ama aday olmazsa CHP kazanır bazı ilçeleri kaybeder.İzmirli kendi seçtiğini yere düşmüş görmek istemiyor ve elleriyle düştüğü yerden kaldırıyor şimdi CHP Kocaoğlunu düşürürse İzmirli bunu unutmaz
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime