PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bahçeli Neden Kazandı, Aydın Niye Kaybetti?
Talat Atilla
YAZARLAR
12 Kasım 2012 Pazartesi

Bahçeli Neden Kazandı, Aydın Niye Kaybetti?

 MHP’nin 10. Olağan kongresinde yeniden genel başkan seçilen Devlet Bahçeli’nin kazanmasında en kilit rollerden birisini Şefkat Çetin, diğerini de ülkücülerin, ‘efsane’ ismi Ömer Haluk Pirimoğlu oynadı. MHP’nin 2002’de baraj altı kalmasından sorumlu tutularak partiden uzaklaştırılan Çetin, Bahçeli’nin davetiyle döndüğü MHP’de başta İstanbul ve Konya olmak üzere Koray Aydın’a giden delegenin önemli bölümünü Bahçeli’ye yönlendirdi. Çetin, partiye gelmeden önce İstanbul’da 142 delegenin 100’ü Aydın’ı, 42’si Bahçeli’yi destekliyordu. Çetin’in müdahalesiyle bu oranlar tam tersi oldu. Konya’da 32 delegenin tamamı Aydın’ı desteklerken yine Çetin’in müdahalesiyle bu oran yarı yarıya Bahçeli lehine gelişti. Türkeş’in 11 yıl genel başkan yardımcılığı ve genel sekreterliğini yapan efsane MHP’li Ömer Haluk Pirimoğlu’nun Bahçeli’nin listesinde olduğunu öğrenen kararsız MHP delegesinin tamamına yakını oylarını Bahçeli’ye verdi. Bunların yanında Hidayet Kılıç gibi Mersin ve bölge illerde gücü olan isimleri de listeye koyan Bahçeli, kaybetme ihtimali olan bir kongreyi döndürmeyi başardı. Bahçeli ve Aydın arasındaki oy farkının azlığına dikkat ederseniz, Çetin ve Pirimoğlu’nun müdahalelerinin ne kadar hayati olduğu görülebilir. Pirimoğlu ve Çetin’in Bahçeli’ye olan hayati katkısının sosyolojik temelinde, her ikisinin de “hapishane görmüş ülkücüleri” temsil etme yeteneğinin olması yatıyor. Bahçeli’nin akademik/entel duruşuyla bilerek/bilmeyerek bloke ettiği çile çeken ülkücülerin önemli bir kısmı Pirimoğlu ve Çetin’in şahsında partiye geri döndüler. Buraya kadar tamam. Tamam olmayan şu; Bahçeli, partiden kovduğu insanlarla bile el sıkışırken, kendisine yalnızca, “Şu konulara dikkat et!” diye tarihi uyarı yapan ve bu uyarıları tek tek çıkan Mansur Yavaş gibi önemli bir MHP’liyi neden dışlıyor anlaşılır gibi değil.

Koray Aydın risk alamadı!

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kongrede, “Ben de adayım. Bu yüzden fotoğrafımı kongre salonuna asmayın” tavrını çok beğendim. Beni şaşırttı. Buna karşılık, “Fitne amacına ulaşamamıştır” kelimesiyle Koray Aydın’ı hedeflemesine rağmen, “Hayır, onu kastetmedim” demesini de anlaşılmaz buldum. Çünkü, Koray Aydın’dan başka dişli rakibi yoktu! Koray Aydın’a gelince… Kazanabileceği bir kongreyi kaybetmesinin tek nedeni risk alamamasından kaynaklanıyor. Kongrede; niye, kime ve neden muhalif olduğunu dahi söyleyemedi. Anlıyorum; kongre salonunda slogan, beden dili ve sert bakışlarla psikolojik olarak ablukaya alındı ama liderlik dediğimiz olgu zaten riski göğüslemektir. MHP, kürsüyü ve yürekleri titretmeyene liderliği vermez. Tüm bunların üstüne MHP’nin hafızasını taşıyan isimleri de yanına çekemeyince Aydın’ın onca emeği boşa gitti.

 

Gönder müfettişi, bitir işi!

Baskı, ilgisizlik ve karartma çabalarına rağmen bıkmadan, usanmadan giderek şahsileşen Ankara’daki sağlık ayıbını yazmaya devam edeceğim. Kanser annesinin maruz kaldığı bürokratik oligarşiden dolayı Ankara Onkoloji Hastanesi yetkililerini, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Sağlık Bakanı’na yazılı şikayet eden İdris Kurt vakasında Sağlık Bakanlığı yetkililerinin takındığı tavır izah edilir gibi değil. Sağlık Bakanlığı, benim yazımdan sonra adeta inat edercesine Kurt’un şikâyetçi olduğu yetkililer yerine, vatandaş İdris Kurt’un memnun olduğu doktor hakkında teftiş yapmaya devam ediyor. Şu paradoksa bakın; Vatandaşın memnun olduğu doktor hakkında teftiş yapılırken, şikayetçi olunan doktorlar bir bir terfi ediyor! Bu haksızlığın arkasındaki devlet gücü mutlaka ortaya çıkarılmalı… Geçen yazılarımda sorduğum, “Akrabasını Bakanlığın önemli bir genel müdürlüğüne getiren Sağlık Bakanlığı yetkilisi kim? O genel müdürlüğe giden ödenek ne kadar? Bakanlık, o genel müdürlüğe de müfettiş gönderecek mi?” sorularıma yanıt verilemiyor! Bu soru zor geldiyse, daha basit sorular sorayım; Sayıştay denetimine tabi olmayan ve neredeyse Bakanlık bütçesine denk olan Hudut Sahiller Genel Müdürlüğü son yıllarda nerelere, neden ve kaç lira harcama yaptı? Bakanlık bunları kalem kalem internet sitesinde açıklayabilir mi? Devlet gücüyle gariban bir doktora çökmek kolay ama bu sorulara yanıt vermek zor! Sağlık Bakanı Akdağ’ın yukarıda yazdığım tüm bu haksızlıklara müsaade etmeyeceğine inanmak istiyorum!

 

 

İdam, mağdurun hakkıdır!

Yaşama hakkı kutsaldır diyerek idama karşı çıkanlar, “Ölen ölmüş, koyun mezara, gerisinden bize ne?” diyen zihniyettir. Öldürülenin hakkını diriler sağlar. Gerektiğinde idam meşru olduğu kadar aynı zamanda öldürülene ve insan hakkına duyulan saygının da gereğidir. Başbakan Erdoğan’ı bu konuda destekliyorum ama umarım bu fikrinden vazgeçmez.

 

Sefil tükeniş

Şantaj, tehdit, öldürme, yaralama ve elbette ruhunu birkaç gram şöhret için PKK’ya satan gazetecilerin katkıları, bazı siyasetçilerin aymazlığı yüzünden, Türkiye, yaş pastaya saplanan bıçağın bıraktığı ince izler gibi yavaş yavaş bölünüyor. Dünyada hiçbir ülke vatandaşı Türkiye gibi göz göre göre vatanının bölünmesini seyretmemiştir. Kolundan karısını götüren zorbaya da ses çıkarmaz bu zihniyet! Sadist bir alçalış,  sefil bir tükeniş bu…

 

Talat Atilla/Güneş

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 18 Kasım 2012 Pazar 15:08
Ediyorum Hülya ediyorum kendilerini savunanlar ile öldürmekten zevk alan senin uygar dediğin vahşileri çok iyi ayırt ediyorum.Sence bunun adı uygarlık mı?Şimdi söyle kim vahşi? Kim savunmacı?
 hulya
 17 Kasım 2012 Cumartesi 16:21
Amaan Totem sen daha kendini savunan ile öldürmekten haz duyanı ayırt edemiyorsun.Vahşiler sermayeyi elinde tutanlar dediğim halde gariban halka vahşi dediğimi çıkarmışsın ya bravo sana:) Batı vahşilere rağmen uygarlaşmıştır.Doğu vahşilere yenik düşmüştür.
 TOTEM
 17 Kasım 2012 Cumartesi 15:30
Onlar mı uygar?Ruanda da binlerce insanı birbirine kestirip milyon insanın ölümüne neden olan kim?Hollanda ve Avrupalılar bunlar mı bilimle uygarlaşmışlar?Vahşiliğin başka tanımı var mı?Savunmasız Filistin halkını yıllardır ablukaya alıp sefalet ve ölüme terk eden İsrail vahşi değilde kendilerini savunmak için çarpışan Hamas yada Filistinlişler mi vahşi?Terbrik ederim Hülya vahşi ve barbar batının harika bir prototipi olmuşsun seni müzeye kaldırmak gerek utanın biraz utanın.
 TOTEM
 17 Kasım 2012 Cumartesi 15:27
Hülya kardeşim VAHŞİLER Demişsin!Kim bu vahşiler?Ülkelerini ve özgürlüklerini kazanmak için gerilla mücadelesi veren Filistinliler mi?Yoksa ülkeleri sürekli işgasl altında olan Afganlılar mı?Öldürme güdüsü bunlarda mı var?Yoksa Bilim ve teknolojiye sahip olan Abd,Avrupa,İngiltere ve İsrail bilimi kullanarak bu vahşileri engellemeye mi çalışıyor sence?Vahşi kime denir?Hülya! Şimdi bilimin merkezi Amerika vahşi değil mi?Dünyanın dört bir yanında kaç milyon insanın ölümüne sebep oldu?Ya avrupa-
 hulya
 17 Kasım 2012 Cumartesi 10:05
Vahşiler her zaman bilimden korkmuştur.Vahşilerin en haz duyduğu öldürme güdüsünün yok olmaması için sermayeyi de ellerinde tutmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar.Sermaye bilimin elinde değil vahşilerin elindedir.Buna rağmen bilim pek çok yolu katetmiştir.Matbaa buna en önemli örnektir.Vahşiler her türlü şeytanca manevralarıyla ve uygarlığa türkürtmeyi başararak yollarına devam ediyorlar.
 TOTEM
 16 Kasım 2012 Cuma 23:00
Hülya emin ol Taş devrinde bile bugün olduğu kadar vahşi bir dünya yoktu bugünkü uygar!yada modern denilen dünya tarihinin en barbar en kanlı ve insanı en hiçe sayan dönemdir.Bilim ilkel düşünceyi yok etmiş öyle mi?Hülya hanım!Bilim insan oğlunu dahada barbarlaştırmış daha aç gözlü,bencil ve kıyıcı yapmış sadece Uygarlık sözü bile beni iğreti ediyor.Bırakın bu ucuz naraları dünya tarihinin en büyük kıyımlarını,en alçak sömürülerini uygar dediğiniz dönemde yaşıyor.İçine tüküreyim böyle uygarlığın
 hulya
 16 Kasım 2012 Cuma 16:19
Frontal kendimi taş devrinde gibi hissettim:))
 FRONTAL
 16 Kasım 2012 Cuma 15:44
Hadi bakalımm israil seferberlik ilan etmiş gazza halkına şimddi israil halkının yaptıgı zulum deilde ne? gercek şu guçlu guçsuzu daım ezecektir bu değişmıycek hiç bir zaman ve bu zulmüde ınsan geçineneler izliycek kimse dur demiycek gazze halkı israil ile bilim akıl ilemi mucadele edicek bu haksızlıga kımse dur demıycek boş laf salatası yapmaktan başka bişi gelmıyor elimizden .HERKES 3 MAYMUNU OYNASIN BAKALIM NEREYE KADAR!
 FRONTAL
 16 Kasım 2012 Cuma 14:59
Amaarika devletleri ele geçırıyor savaş çıkarıyor zorbalıkla devlete hukum ediyor ama gerici olmuyor biz yapılan saldırılara terörö olaylarında yuzlerce bınlerce şehıt vermışız bu kadar kan dökulmuş anaların göz yaşı sel olmuş yaptıkları yanlarına kar kalsın öğlemi? yok öğle 3 kuruşa 5 köfte! HAK EDENE HAKKETTIGI CEZA NE OLURSA OLSUN VERECEKSİN KİMSENİN YANINA KAR KALMAMALI siz gerceklerı görmezden geliyorsunuz bunlar hayatın gerceği savaş hep vardı hepte olacak.
 FRONTAL
 16 Kasım 2012 Cuma 14:52
Hülya hanım bazen ınsanlara bışı anlatmaya çalışırsın ama gel görelim deveye hendek atlatsan ondan daha kolay olur şu yazdıgınız yoruma siz inanıyormusunuda ınsanlarında ınanmasını istiyorsunuz tabiki öldurmekten taraf deilim ama şu da bir gerckki bilimle terörü yok edemezsiniz bu ımkansız ne yani teröristlerle bilim kültür atışmasıylamı mucadele etmeyi duşunuyorsunuz savaş geçmışımızden bu yana var hepde devam edecektir.Anlamıyormusunuz yoksa işinizemi gelmiyor dunyaya hüküm eden israil-
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime