PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
PKK Bayrağını Çektirenler Gazeteci!
Talat Atilla
YAZARLAR
17 Eylül 2012 Pazartesi

PKK Bayrağını Çektirenler Gazeteci!

Suriye’nin Arfin ve Derik bölgesinde dikilen sözde PKK bayrakları, Türkiye’de hayli tepki çekmişti.  Bayrakların fotoğrafları dünyada ilk kez Türk Basınında yer aldı. İlginç biçimde aynı fotoğraflar dört gazetede birden yer aldı. Ancak bu gazetecilerden ikisi Arfin ve Derik’e gitmemişlerdi. Birisi tanınmış, diğeri ismi az bilinen iki gazeteci ise olay yeri Arfin ve Derik’ten haber yapmışlardı. Fotoğrafların PKK tarafından kendilerine yakın gazetecilere yaptıkları ve artık maalesef normal kabul edilen servislerden olduğunu düşünmüştüm ama işin içinde daha büyük skandal varmış. Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre o PKK bayraklarını açtırtan bizzat iki gazeteciymiş. Gazeteye haber sokmak için yapılmış bir “hile” diye geçiştirilemeyecek kadar büyük skandal bu. Türk medyasının yandaş/yoldaş ayrışma tartışmasını dahi gölgede bırakacak bir vakayı dahi önemsemeyecek kadar ruhsuzlaştık. Milletvekili, asker/polis öldüren teröristle sarılacak, gazeteci, üstelik merkez medyada gazetecilik yapanlar, PKK propagandasını alenileştirecek ve bu devlet ayakta kalacak öyle mi?

Hadi canım sen de!

 

Yalnız bir lider

Geçtiğimiz hafta yaptığım Kemal Kılıçdaroğlu röportajından sonra Ankara’nın gazetecilik ve siyaset çevrelerinde yaşananların bir bölümünü kayda geçirmek faydalı olacak. Başını Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin’in çektiği grup, Kemal Beyin televizyonlardaki açık beyanına rağmen röportajı gölgelemek, Kılıçdaroğlu’nun bana söylediklerini yalanlatmak için adeta yemeden içmeden kesilip kulis yaptılar. CHP Basın Müşaviri Baki Özilhan’ı da yanlarına çeken o grup Kılıçdaroğlu’nu resmen ablukaya aldı. Tüm bunları zaten biliyorsunuz, Güneş, tüm detaylara geniş bir şekilde yer verdi. Hakkını teslim edelim; Kılıçdaroğlu iddiasının arkasında durdu, onların çabalarını boşa çıkardı ama onlar yılmadı. Şimdiki planları ise şu: Kılıçdaroğlu’nu bir televizyon programına çıkarıp kuracakları canlı ablukayla kendi istediklerini söyletmek. Bunu becerebilecekler mi? Bunu zaman gösterecek ama şu ilginç ki; CHP’ye gönülden bağlı olduklarını her fırsatta ilan eden bu gazeteci, danışman ve siyasetçiler Kılıçdaroğlu’nun inisiyatifi ele aldığı bir olayda onu aşağı çekmek, sözlerini kendi kendine yalanlatmak için yanıp tutuştular. Hatta bu CHP’liler Kılıçdaroğlu’nun pozisyonunu sarsmak için Kılıçdaroğlu muhalifleri ile Çankaya’nın mutena bir pastane ve otellerinde görüşüp lobi yapmaktan da çekinmediler. İşte bunlar Kılıçdaroğlu’na sözde en yakın isimlerdi. CHP Liderinin parti içinde yalnız olduğunu biliyordum ama Allah şahit ki, bu kadar yalnız ve her çıkış yaptığında bu kadar örselenmeye çalışılması beni de çok şaşırttı.

Çok yanlış!

Eğitim sistemimiz öteden beri seçimlerde sonuç almak için kullanılır. Küresel ekonomik krizde dünya sarsılırken, işsizlik rakamları bütün ülkelerde yükselirken, hükümet rakamları düşük göstermek ve kredi notunu koruyabilmek için, dolayısıyla seçimlere eli güçlü girebilmek için liseleri 4 yıla çıkardı. Böylece yüz binlerce genç  bir yıl daha öğrenci kalmaya devam etti ve rakamlar  düşük kaldı. Ancak ortaya farklı bir problem çıktı. Gençlerin hayata atılma yaşı çok yükseldi. Üniversiteden mezuniyet, askerlik, KPSS’ye hazırlanma, kurum sınavlarını bekleme, atama derken bir gencin hayata atılma yaşı 25’e çıktı.  Dünyada bunun örneği yok. Modern ülkelerde bu rakam 21’de sabitlenmeye çalışılıyor. Bunun tabii iş hayatını ilgilendiren yönünün yanında, evlilik yaşının ilerlemesi dolayısıyla doğurganlık problemleri gibi sosyal sonuçları da var. Hükümet bu sorunu çözmek için attığı yanlış adımdan geri dönüp, bütün eğitimcilerin “dört yıl lise çok uzun” eleştirilerine kulak vermek yerine eğitim yaşını düşürmeyi seçti. İşte bunun adına tüm lügatlerde popülizm derler…

Dershaneleri kapatmak PKK’ya can suyu olur

Dershanelere para vermeyi kimse istemiyor, bu bir gerçek. Fakat realist olmak gerekiyor. Okullar arasında eğitim farkı uçurumu  var. Bunlar bölgesel ve ekonomik uçurumlar. Veliler bir yıllığına sıkı dershane eğitimiyle bu uçurumun aşılmasını sağlıyorlar. Doğudaki okullar bu uçurumun en dibindekiler. Veriler ortada; Doğudan orta düzey üniversiteleri kazananların yüzde 98’i dershaneye giden çocuklar. Dershaneler kapandığı an Doğu ve Güneydoğu bölgesinden üniversite kazanma rakamları dibe vurur. Ve bu çaresizlik bölgenin gençlerini  PKK’ya hediye etmek olur. Türkiye’de eğitim kalitesinde homojenlik sağlamadan dershaneleri kapatmak PKK’ya can suyu olur. Bence dershaneleri kapatmak yerine, okulları dershane kalitesine yükseltmenin yollarına bakmak lazım.

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 21 Eylül 2012 Cuma 17:24
Gerçekten o PKK bayrağı denen paçavrayı kim dikti bence daha iyi araştırılması lazım. Dershanelere gelince, keşke dershaneye gerek olmasaydı. Ancak var işte. Dershanelerin varlığı devlet okullarının içinde bulunduğu berbat durumu daha da kötüleştirmiyor, onların tek bir konudaki açığını kapatıyor. Öğretim rezalet, eğitim ise hiç yok. Zaten yeni beyin yıkama eğilimi eğitimin sık sık yap-boz edilmesini zorunlu kılıyor. Öğretmenleri düzeltemediğimiz sürece eğitim de düzelmez.
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 16:08
yalnız:Yanında başkaları bulunmayan.TDK lider:Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse.TDK/Yorumum:Yalnız olan lider olmaz,lider olan da yalnız olmaz.Bu gerçek kabul edilmeezse de, bu işler olmaz.
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 15:47
Dersaneler;okulları çöp kamyonunun kasasına,(fakir veya zengin) vatansaşın parasını kendi kasasına atmış durumdadır.Zengine dert değil bu durum."Zengin arabasını dağdan aşırır,fakir düz ovada yolun şaşırır." Sayın yazara sorarım:1-PKK'ya can suyu olmayan bir şey var mı Türkiye'de? 2-PKK neden var?
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 14:06
Sizden ricamız, o gazetecilerin(!) ismini ve cismini de gösterin,biz de onlara gösterelim neyin ne olduğunu.
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 13:40
Türk gazeteciliği öylesine tefessüh etti ki bu tür olayları yadırgamıyor ve "Olmaz!"diyemiyorum.Kılıçdaroğlu yeni bir parti kurmuş gibi çalışıyor.Ama bu parti yeni değil.Yeni demekle de yeni olmuyor.Büyük hatalar yapıyor.Parti tabanı bu tür ezber bozmalara gelmez.Çünkü bizde ezber bozma yalan ve sahtekarlıkla özdeşleşmiştir.Şu Menderes olayında mezar ziyareti değil ama "Ezber bozuyorum"lafı midemi bulandırdı.Yeni parti kur ne bozuyorsan boz.Ezber bozma uğruna CHP yi kullanma!
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 09:49
Ben tek maaşlı aile mensubu olarak,çocuklaromızı evimize en yakın okula vererek,önceleri okuldaki hafta sonu kurslarına ile sonra da dersanlere göndermek suretiyle üç çocuğumu da en iyi okullarda okuttum.Dersane sınavlarında zaman zaman indirimli veyahut üçretsiz gitme hakkınıkazanmışlardı.Okuldaki öğretmeler kadar ilgili v,gayretli,çalışkan ve fedakar dersane öğretmenlerini biliyorum ve onlara teşeşkkür ediyorum.Sabit gelirliler de dersanelerle vasıtasıyla arayı kapatıyorlar.
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 00:38
Nedense AKP'de bir federalizm aşkı başladı. Dershaneleri kapat çocukları PKK'nın kucağına at, yeni bir büyükşehir kanunu çıkart, Van'ı, Mardin'i ve hatta belki de Erzurum'u PKK'nın/BDP'nin kucağına at... kime inat, neye murat?
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 00:34
gazeteciler bir kere de gitsin pkk için savaşsınlar. boş işlerle uğraşmak yerine! neler yapmadık ki bu vatan için.. kimimiz nutuk çektik!
 Misafir
 18 Eylül 2012 Salı 00:29
dünyada esi yok derken, dünyda hangi ülkenin egitim sistemini biliyrsunuz? Almanyada ilk ve ortaogretim 13 yil.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime