PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Belgeniz yok mu sayın Öz?
Talat Atilla
YAZARLAR
9 Ocak 2014 Perşembe

Belgeniz yok mu sayın Öz?

Binlerce savcı ve hâkim var ama Savcı Zekeriya Öz sürekli konuşulan bir kimlik.

Farklı parametrelerle de olsa ün ve kudretini koruyor.

İçinde bulunduğu eylemlere bakınca, gündemde kalmayı sevdiği izlenimini veriyor.

Birçok örnekten son bir kaçını hatırlayalım;

Tweet yoluyla Nazlı Ilıcak'la muhabbet, Şamil Tayyar'la karşılıklı küfürleşme;

Emniyet girişinde gazetecileri görünce, ana kapı yerine gazetecilerin tam ortasından, göbeğinden dolayı aşağı inen pantolonunu çekerek haşmetli bir şekilde geçmesini, bir ilgi talebi olarak algılamak mümkün.

Görevini layıkıyla yaptıktan sonra bu tür insani zaaflar belki anlayışla karşılanabilir ama son çıkan belgelere bakınca, oldukça hareketli (!) bir hukukçu izlenimini veriyor.

Sabah ve Takvim'in yayınladığı 77 bin liralık tatil parası, 18 kez de yurt dışına VIP uçuşların altında Zekeriya Öz'ün isminin olması, normal görünmüyor.

Savunmasını kuvvetlendirecek tek bir belge bile ortaya çıkaramadı.

Diyelim ki, Sabah ve Takvim'in haberinde abartma var.

Öz'ün yalnızca uçak masrafları için 4 bin 150 doları cebimden verdim açıklaması bile problemli.

Yeme, içme ve konaklama hariç, bir haftalık tatile ödediği para, Öz'ün iki aylık maaşından fazla!

Hadi para biriktirdi gitti diyelim.

1 yılda 18 kez yurt dışına VIP uçma, konaklama, yeme-içme; 5 bin lira aylık alan bir savcı için zorlanacağı bir miktar değil mi?

Sesinizi duyuyorum;

Bir akrabasından borç almış olamaz mı, köyünden gelen bulgur ve fasulye ile para biriktirmiş olamaz mı?

Zorlanarak da olsa “Olabilir.” diyelim.

Bana bu itirazları geliştirecek okurlarımdan aynı empatiyi bekleyerek soruyorum;

Peki, Başbakan’a, “Beni tehdit etti” derken, diğer yandan, "Başıma gelenleri anılarımda yazacağım." demek, tehdit değil midir?

Sıradan bir vatandaş, emekli olunca, ya da istediği bir zamanda anılarını yazabilir ama  kritik bir savcı, "Durun hele, anılarımı yazınca görürsünüz!" şeklinde algılanmaya müsait bir demeç verebilir mi?

Bir savcı zaman ayarlı anı yazabilir mi?

"Ben anılarımı yazacağım." demek, "Şu anda açıklanması uygun olmayan olay ve kişileri ifşa edeceğim." anlamına gelmez mi?

Yalnızca bu da değil!

Maksadı o olmasa bile, "Anılarımı yazmadan, beni bu sıkıntıdan kurtarın." talebi de yüklenmiyor mu bu satırlara?

“Odamı toplamadım, yine geleceğim.” derken de, sanki kendisine borçlu olanları göreve çağırıyor gibi.

Savcı Öz’ün, "Başbakan, 2 yüksek yargıç aracılığı ile beni tehdit etti." açıklaması, yerde bırakılacak türden bir demeç değil.

Doğruysa felaket, doğru değilse, felaket üstü felaket.

Öz, söylediği bu sözleri mutlaka ispat etmeli.

"Nasıl ispat edeyim?" diyemez sanırım.

Şayet derse, "İspat edemeyeceğiniz bir kelimeyle Başbakan'ı nasıl zan altında bırakırsınız? " sorusuna muhatap olur.

Zekeriya Öz, "Başbakan'ın dokunulmazlığı var diye başımdan geçen bir olayı anlatmayayım mı?" yanıtını verirse, şu kritik soru gelebilir;

"Sayın Savcı; Başbakan’a dahi ispat edemeyeceğiniz bir iddiayı seslendirebiliyorsanız, bundan önce ve şimdi yaptığınız soruşturmalardaki diğer sanıklara da ispatlayamayacağınız iddialarda bulundunuz mu?”

Şayet doğru ise, Savcı Öz'ün haklı olduğu tek konu, altından zırhlı aracın alınmasıdır.

O, tehdit alan bir Cumhuriyet Savcısı'dır.

Makam aracının alınması ciddi bir hata.

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 13 Ocak 2014 Pazartesi 13:25
talat bey maksadım öz'ü savunmak değil ama çamur at kalsın olabilir.. yayınlanan seyahat dökümüne bakıldığında, 3 duraklı tek seferlik çıkışların herbirinin ayrı sayıldığı görülüyor. Kasım 2011-2013 arası 2 yılda aslında 14 yurtdışı seyahati var.. bir kere devlet görevlisi keyfine de çıksa mutlaka bakanlıktan izin almak zorundadır. ayrıca üst düzey memurların bazı resmi ziyaretleri de olur bir açıklasınlar bakalım ortada ağaoğlunun dubaisi arkada 18-22 ne varsa uçuşuyor..
 TOTEM
 12 Ocak 2014 Pazar 21:09
Erkeklerin kabalığına,saygısız ve saldırgan tavırlarına ve hatta argo üsluplarına alışmıştık ama bir kadının bu çirkin üslupla buralarda boy göstermesi beni kadın zarafeti ve nezaketi olgularına ihanet gibi görüntü verdiği için üzdü! Birde bu kişi bu sitede önceden beri aşina olduğum biri olunca ikinci en büyük şoku yaşadım birincisi Gülen di ikincisi de gül ile başlıyor ve ortak özellikleri ikisinin de bu derece çirkinleşebileceklerini hiç tahmin edememiş olmam Sevgiler arkadaşlar...
 Misafir
 12 Ocak 2014 Pazar 19:41
Bacanağın serbest bırakılması suçsuz olduğu anlamına gelmiyor, ona yüklenen suç rüşvet almak değil, aracı olmak. Polis video kayıtlarını bir izle sen, iki ayrı video var, birinin elinde jammer (telefon dinlemelerini engelleyen alet) 4-5 kişilik bir grup park köşelerinde bir araya geliyor, birinde kamu görevlisine poşet içerinde paralar veriliyor, hızla alıp cebe indiriyor, diğerinde de içi para dolu denen bir çanta veriliyor. Bacanak da yanlarında izliyor. Hadi buna ne diyecen 12:15?
 Misafir
 12 Ocak 2014 Pazar 19:02
Gülay/pravakatör put, yazara hacıbaba demedim.editöe efendi sendeki kafada putttaki kafa kadar mı çalışıyorda binmişsin dolmuşuna.nerede yorumum??
 Misafir
 12 Ocak 2014 Pazar 18:55
fikirler,cenahlar düşünceler ve yaşayışlar farklı da olsa militan olunca söylemler aynı oluyor! uslup ta aynı put,metod gibi devşirilmiş kelimeler çocuk işi yada çapı çocuk olanların işi. dün apo muhabbetini ulusalcı militanlar yapardı bugün Gülen in militanları!militan militandır sonuçta yöntemde aynı tarz da hatta artı eksilerle oynama alışkanlığı bile aynı:) ucuz olmak zor zanaat.
 Misafir
 12 Ocak 2014 Pazar 18:35
Bir Robert De Niro filmi:" SAVCININ "U" DÖNÜŞÜ"...30 marta kadar sinemalarda... İlk gösterim Kuyumcular çarşısında...
 Misafir
 12 Ocak 2014 Pazar 16:37
Eski savcımız, avukat olup çark edince bizim metotlu yorum yazan işi bu olan vatandaşa da Apo sevimli gelmeye başladı....APO demiş ya rüşvet olayı için ÜLKEYİ yangın yerine çeviriyorlar....Apo ülke birliği İÇİN ders veriyor:-((( Ülkenin hali bu Apo'nun dersine kaldık...Silivrinin APOSU...BAşbakan silivriye selam YOLA DEVAM DİYOR...ÇARK ÇARK. marş marş ÇARK ÇARK...YOLA DEVAM...
 TOTEM
 12 Ocak 2014 Pazar 12:47
Saldırdılar,seviyesiz ve aslında kompleks kokan hitap ve nitelemelerde bulundular.Peki bunlar kim? Neyi savunuyorlar? Neye karşılar? Ne uğruna tüm ahlaki hatta insani erdemleri çiğneyip bu derece çirkinleşebiliyorlar. Bana put diyerek yazara hacı diyerek sadece kendi seviyelerini ve çaplarını ortaya koyduklarının farkında değiller mi?EVET BEYLER BAYANLAR HANİ BELGELER NEREDE? Sayın yazarın sorusu bu!!Bu soruyu sordu diye saldırdınız hakaret ettiniz ve itham ettiniz ama CEVAP VERİN BELGELER HANİ.
 TOTEM
 12 Ocak 2014 Pazar 12:44
Bazı insanlar için üzülüyorum! Bir insanın sureti çirkin olabilir ve hatta bu bile görecelidir!ancak ruh çirkinliği çok daha kötü ve göreceli değildir. Bana Put demek acziyet zira Totem ile put u bir sanıp böyle bir söylemi hakaret unsuru olarak kullanan birinin çapı bellidir.Dün F tipi sahtekar dedikleri günlerce savundular burada,Belgeleri gösterecek görün dediler,Öz kendini tehdit edenlerin seslerini kayıt etmiştir göreceksiniz dediler,Sayın yazara Öz ün çelişkilerini ortaya koyduğu için-
 Misafir
 12 Ocak 2014 Pazar 12:28
Sayın yazar kandilinizi tebrik ederim. Mübarek APO DA Bu işin hükümete komplo olduğunu ülkenin yangın yerine çevrilmek istendiğini söylemiş...APO VE ÜLKENİN HUZURU...BUGÜNLERE GELDİK....İNSAN GÖRÜNÜMÜNDE BİR CANLIDAN ne dersi ALIYORUZ. ONA BU CESARET VERENLERE YAZIK...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime