PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP, Baykal ve Gökçek’in ‘Villalarına’, “İmara Aykırı Yapılanma” cezası kesti!
Talat Atilla
YAZARLAR
8 Nisan 2013 Pazartesi

CHP, Baykal ve Gökçek’in ‘Villalarına’, “İmara Aykırı Yapılanma” cezası kesti!

CHP’li Çankaya Belediyesi, kısa bir süre önce, Ankara’nın en lüks yerleşim yerlerinden Angora Evleri’ne baskın gibi bir teftiş yaptı.

Birçok lüks villaya, ‘İMARA AYKIRI YAPILANMA’ cezası kesen CHP’li Çankaya Belediyesi’nin ceza kestiği iki kritik villa, şöhretli iki siyasetçiye aitti. Birisi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı MELİH GÖKÇEK, diğeri, CHP Eski Genel Başkanı DENİZ BAYKAL…

Güvenilir bir kaynaktan bu özel bilgiyi aldıktan sonra Çankaya Belediye Başkanı BÜLENT TANIK’ı aradım.

Hangi soruyu soracağımı, kurmaylarından öğrenen Tanık, telefonlarıma çıkmadı. Bunun üzerine basın danışmanı Şemsettin Durmuş’u arayarak, “Gökçek ve Baykal’a, ‘İmara aykırı yapılanma’ cezası kestiniz mi?” dedim.

Danışman, bana döneceğini söyledi. Geri dönmeyince, kendisini tekrar aradım. Tanık’ın danışmanı ikinci görüşmemizde, Gökçek ve Baykal’a ceza kestiklerini, “özel bilgi, açıklayamam!” sözleriyle, zımnen kabul etti.

Haberin diğer muhatabı MELİH GÖKÇEK’e Çin’den ulaştım.

Telefonlarımız sık sık kesildi, sağlıklı iletişim kuramadım. Gökçek’in telefonunu yönlendirdiği yere de not bıraktım.

Gökçek ve Baykal’a, “İmara aykırı yapılanmadan” ceza kesen Çankaya Belediyesi, bu yaptığını savunamayacaksa, neden ceza kesti?

Yok, yaptıklarından eminlerse, neden “Bu özel bilgidir.” mazeretiyle gizliyorlar.

CHP’li Çankaya Belediyesi, açıkça, “Evet, suçluydular ve cezayı kestik.” deseydi, ‘helal olsun’ diyebilirdim ama bu tavırlarıyla, bende, GÖKÇEK’e ceza keserek CHP seçmenine, BAYKAL’a ceza keserek,  KEMAL KILIÇDAROĞLU’na göz kırpan SİYASİ bir irade olduğu izlenimini uyandırdılar.

 

 

Bin yıllık parantez: EGO

Ahmet Altan, ‘Son oyun’ isimli kitabında, Allahı; KÖTÜ, VAHŞİ ve SAVRUK bir romancı olarak tanımlamış, üstüne de, “Bu hayatta TESADÜFLERDEN başka bir şey yok.” diye yazmış.

Bektaşi’nin fıkrası geldi aklıma. Bir gün Bektaşi camiye gitmiş. Vaaz veren hoca, “Allah ne yerdedir, ne gökte, ne sağdadır, ne solda, ne arkadadır, ne de önde.” deyince, Bektaşi, “Utanmasa Allah YOK diyecek!” diye çıkışmış.

Altan’ın durumu biraz da bu fıkraya benziyor.

 

Açıkça, “Allah yok” dese, kişisel inancıdır diyerek, parantez kapatılır, ama o, aklınca kurnazlık yaparak, bir yandan kâinatın tesadüfle oluştuğunu iddia ediyor, diğer taraftan, Allah’ı neredeyse sanal bir karakter olarak sunmaya çalışıyor.

Aklınca, kâinatın yaradılışında Allah’a MUHTAR kadar bile yetki vermiyor. 

Allah’ı inkâr etme ya da başka bir dine inanma, herkesin doğuştan gelen hakkıdır ama Allah’a inananları rencide etme imtiyazı kimsenin olmamalı.

Altan ve benzerlerinin tesadüf olarak resimlemeye çalıştığı varoluş, TESADÜF değil, tam bir DİZAYN harikasıdır.

Cehalet, ön yargı ve ego ve kıskacından kurtularak bir bakalım, bu kainat, bir TESADÜF , yoksa, milim şaşmayan bir MİMARLIK HARİKASI mı?

Başlıyorum...

Bütün patlamalar KAOS getirir.

Evinizin altına dinamit koysanız, eviniz PARAMPARÇA olur.

Birisi çıksa, “Evime dinamit koyduktan sonra parçalar havada uçuştu, sonra tek tek bir araya gelerek yeniden aynı şeklini aldı.” dese, o kişiyi AKILSIZLIKLA suçlarsınız.

Big Bang, kainatın gelmiş geçmiş en büyük patlamasıdır.

Kainatın EN BÜYÜK patlamasından, en büyük DÜZENİN çıkması, TESADÜF olabilir mi?

Bu patlama tesadüf olsaydı, Güneş tam yerine park etmez, yıldızlar birbirine çarpar ve yaşam olmazdı.

Allah, insan gibi düşünen bir canlı değil ki, insani refleksle anlaşılsın.

Televizyon varsa, ustası da vardır.

Bir televizyona bile, “Sen, kendi kendine var oldun!” demek, akıldan uzaksa, trilyonlarca gezegen ve çarpışmadan uyum içinde yüzen milyarlarca galaksinin, kendi kendine var olduğunu iddia etmek, o denli akıldan varestedir.

Televizyon USTASINI tanımıyor diye, ustası hiç yok olur mu?

RESSAM, ESERİNDEN TANINMAZ MI?

Altan’a, “Evine astığın tablo kendi kendine var oldu. Fırça kendi kendine havalandı, boyalar tuvale kendi kendine aktı ve bu MANZARALI TABLO ortaya tesadüfen çıktı.” desem, eminim Altan beni delirmekle suçlar.

Peki, bir resmin bile kendi kendisine var olduğuna ikna olmayan Altan ve Altangiller, şu muazzam kainat ve muhteşem insanoğlunun, kendi kendisine var olduğunu, akıllarına nasıl sığdırabiliyor?

Sayın Altan; Madem AKLINI gözlerine hapsederek, “Ben nasıl dirileceğim?” diyorsun, AKLINI dondur, GÖZÜNLE dinle. Sonuç yine değişmeyecek!

 

Kışın, ölü insan kemiği sertliğindeki ağaçlardan, yaz geldiğinde, kadife gibi yumuşak yaprakların fışkırdığını, beyaz kefen gibi serilen kar örtüsünün altında ÖLEN çiçeklerin, yaz geldiğinde, tekrar DİRİLDİĞİNİ, diyelim AKLIN fark etmiyor, GÖZLERİN de mi görmüyor?

 

Tohumun AKLI mı var ki, ağaç olacağını biliyor!

Aynı Güneş, kavunu sarartıyor, biberi yeşertiyor, domatesi kızartıyor!

GÜNEŞ’in AKLI mı var!

GÖRMEN, aklına iyi geldiği gibi, ’EGO’nu da sakinleştirecektir!

ARI bal yapmak için KURSA mı gitti?

Arı’nın AKLI yok, İLMİ yok, TEZGAHI yok, TORNASI yok ama  PROFESÖRLERİN yapamadığı balı yapıyor!

Aklınla değil, GÖZLERİNLE bile baksan, o ‘arı’ya bu balı bir YAPTIRAN olduğunu GÖREBİLİRSİN!

 

Biraz sakinleştiniz mi Sayın Altan?

Ahmet Altan vesilesiyle, ortaya çıktı ki, kendisini ister sağda, ister solda, isterse de dindar olarak tanımlasın, bu zümrelerin yazık ki, büyük bir kısmı, şartlara göre değişken ve cesur olmayan bir kalabalık.

Aksi olsaydı, Altan’ın bu sözleri karşısında, “Allah’ın hatırı yücedir, hiç bir hatıra feda edilemez.” diyenler, susarken, şu satırları yazmak, bu sıradan adama düşer miydi hiç?

 

80’lik lolita!

AKP’nin 3, özel şirketlerin 2 anketiyle, başkentin yerel haritasında taşlar yerinden oynadı.

Uzun süredir metropol belediye başkanları içinde en başarılı başkan seçilen,  AKP’li Altındağ Belediye Başkanı VEYSEL TİRYAKİ, yerini, Keçiören Belediye Başkanı MUSTAFA AK’a bıraktı.

İsabet olmuş, çünkü Altındağ’da yapılan işler, 80 yaşındaki bir bayanı, 18’lik lolita gösterme gayretidir.

Çöplerin alınmadığı, yolların delik/deşik olduğu, en küçük depremde yıkılacak çürük binalarıyla Altındağ, ORHAN VELİnin çukura düşüp öldüğü günlerdeki gibi perişan. TİRYAKİ bir an önce makyajı bırakıp, Altındağ’ın gerçek problemleriyle uğraşmazsa, ünlü gazeteci ERKAN TAN’ın dışında kendisini seven kimse kalmayacak.

 

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 11 Nisan 2013 Perşembe 16:23
çoğunluğun inandığı genelde yanlıştır... olsun siz keller sağırlar birbirinizi ağırlayadurun...
 Misafir
 11 Nisan 2013 Perşembe 15:55
Ahmet Altan'a verdiğin tokat gibi cevap için seni tebrik ederim. Aynı fikirdeyim. Ahmet Altan saçmalamış... Selamlar, Emel TURAN
 Misafir
 10 Nisan 2013 Çarşamba 00:56
Veysel Tirkakiyi bilmem ama mustafa ak en başarısız başkan seçilmeli yapılan anketlere seçmenin karnı tok
 Misafir
 9 Nisan 2013 Salı 21:36
Hulya hanımda Frontal hanım gibi düşünmeye başladı.Hayır olur inşallah.13:23 deki FRONTAL hanımın yorumun üzerine 14:20 de yorum yapan hulya hanım sanki frontal hanımın yorumunun birebir yorumunu tekrarlamış devam edin hulya hanım doğru yoldasınız.
 TOTEM
 9 Nisan 2013 Salı 21:01
Mazoşist olmam gerek Şimdi sayın atilla sizce abartıyormuyum? Asla abartmıyorum bu kez abartmıyorum.Sistemli olarak susturuluyoruz ve hakaretlere maruz bırakılıyoruz bir düşünce olabildiğince hür bırakılırken bir diğer düşünce olabildiğince baskılanıp susturuluyor.Şimdi bu yorumumda büyük ihtimal yayımlanmayacak.Bunun adı mesalim ve siz buna izin veriyorsunuz.Ben bir okurum ve şikayetimi bile dile getiremiyorum bu bile sansüre uğruyor siz artık gerisini hesap edin.
 TOTEM
 9 Nisan 2013 Salı 20:59
Ben burada ne yorum yapayım?Yorum ne demektir? konu -hakkındaki düşüncelerim değil mi? ancak editöeler tarafından kıskaca alınmış beklli şablonun dışına çıkılamayan boğazına kadar çiftestandarta bulanmış bir sansür mekanizmasının olduğu bir yerde ben ne yazayım? Şimdi ben düşüncelerimi yazacağım birileri bana saldıracak hakaret edecek ve ben cevap yazdığımda içeriğinde tek bir hakaret unsuru olmasada editör çöpe atacak! şimdi benim buraya yorum yazmam için kendine sövdürmekten hoşlanan bir-
 OWLEYE
 9 Nisan 2013 Salı 16:07
Eski tasavvuf ehli kalpte aşkın tecelli ettiği yere süveyda demişler ve ona yer de bahşetmişlerdir..Dünyanın yuvarlak olduğu konusunda dedikoduların arttığı dönemde Hippone bölgesi başpiskoposu hutbesinde ; Şayet ayaklarımızın altında insanlar varsa,onların başaşağı olup gökten düşeceklerini anlamıyor musunuz..? demiştir..,Allah dili ile tebbaa ya ruhu ile hevaya uyanlardan korusun....
 OWLEYE
 9 Nisan 2013 Salı 15:57
Ben ne yerime ne de göğüme sığamadım..,beni içine sığdıran mümin kulumun kalbidir..Bu sözü söyleyen yüce makam yarattıklarının salt akılla kendisini bulmalarının yetersiz bir çaba olduğunu vurgular esasen..entropi,apopitosis veya ilk hız kuramları yoluyla ilim aracı kılınarak Allahın ispatı mümkündür ve ancak akli olduğundan iman vesvese ve şüphelerle geri kaybedilebilecek derecededir..Mevkide yükselmek la ilahe illahu nun kalben söylenmesi ile mümkündür..
 hulya
 9 Nisan 2013 Salı 14:20
Hem yaradanın yarattığına inanırlar hemde yarttığı her şeyi kontrol edebildiğini görmezden gelir ve inkar ederler.Bu tür insanlar bunu yapmalarının sebebi zaten kendilerine muhtaç insanlar yetiştirmek.İçimizde bizleri ALLAHA inandığımız gibi inanışımızdan men etmek istiyen casuslar ile dolu.Allah bir dir H.Z Muhammet sav. onun kulu ve elçisidir.
 FRONTAL
 9 Nisan 2013 Salı 13:23
Sn. Atilla, evrim teorisi tesadüfleri sever:) ve bu teori Ahmet altan gibilerinde işine gelir.Hem yaradanın nimetlerinden faydalanır hemde bunları görmezden gelir ve inkar ederler.Bu tür kitaplarıda çıkartmalarının sebebi zaten inançsız insanlar yetiştirmek.İçimizde bizleri imanımızdan,inanışımızdan men etmek istiyen casuslar ile dolu.Allah bir dir H.Z Muhammet sav. onun kulu ve elçisidir.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime