PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Muhalefet niye kaybeder?
Talat Atilla
YAZARLAR
14 Ocak 2014 Salı

Muhalefet niye kaybeder?

17 Aralık operasyonu ile başlayan süreç,  toplum refleksleri açısından iyi dizayn edilmiş bir kalkışma.

Para görüntüleri, kasalar, telefon kayıtları, Bakan çocukları ve finalde Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a kadar uzanmak isteyen profesyonel bir zeka olduğu ortada.

Siyasetin doğasında, “İşine yarayanı görme.” güdüsü olduğu için, muhalefetin, operasyonun arka planını bilmiyormuş gibi yapması etik olmasa da anlaşılır bir vaziyet.

Anlamakta zorlanılan, gazeteci ve iş dünyasının gerçeklere yüz dönmesi.

Militan gazetecilik yapanların, Nedim Şener’in durduğu noktayı izlemelerini öneririm.

Şener; geçmişte de, bugün de, istikrarlı bir gazetecilik yapıyor.

Dün, ünlü hukukçu Sabih Kanadoğlu’nun, bana söylediği, “17 Aralık operasyonunda etik olmayan unsurlar var. Mahremiyet karinesi çiğnendi.” kelimelerini bu sütundan aktarmıştım.

Gün boyu telefonlarım susmadı.

Kanadoğlu’nun durduğu zemin belli.

Tavizsiz bir ulusalcı ve hukuk adamı.

Sezar’ın hakkını Sezar’a vermesi, Kanadoğlu’nun çizgisini bozmadığı gibi, kendisine tereddütle bakan kesimlerde dahi sempatiyle karşılandı.

Birbirimizi aldatmayalım;

İktidar partisinin seçimle gitmeyeceğini anlayan muhalefet cephesi; operasyonların niyeti, etik olup-olmadığı, masumiyet karinesi gibi olguların hiç birisiyle ilgili değil.

Tek istekleri; Hükümet gitsin de, nasıl giderse gitsin!

Bu muhalefet cephesine kötü bir haberim var;

Hükümet gitmediği gibi, birkaç çizikle süreci atlatacak.

CHP, MHP ve hükümet karşıtı medya, kamuoyuna karşı, Sabih Kanadoğlu ve Nedim Şener kadar objektif bir duruş sergileseydi, iktidar partisi çok zorlanırdı.

Yani, muhalefet;

Evet bir bürokratın evinden milyon dolar çıkması, bakan oğlunun evinde 7 kasa çıkması yanlıştır ama bu operasyonları yapanlar, zanlılara suçüstü yapmayarak, Uyap’a kayıt girmeyerek, masumiyet karinesini çiğneyerek, yıllarca uygun zamanı bekleyerek de yanlış yapmıştır.” diyebilseydi, hükümet karşı siyaset üretmekte zorlanabilirdi.

Muhalefet cephesinin bilerek sırt döndüğü olgulara, iktidar partisinden yorgunluk duyan, belki de bir daha oy vermeyi düşünmeyecek kitleler bile sahip çıkmaya başladı.

İktidar partisi açısından ise, yolsuzluğa bulaşan tüm unsurları bünyesinden çok hızlı bir şekilde tasfiye etmesi, partinin ve Türkiye’nin geleceği açısından zorunlu.

Türk siyaseti ve entelektüellerinin kronik bir problemi var;

Umut ettiklerini gerçek sanıyorlar.

 

 

Ankara ve İstanbul

Mustafa Sarıgül, aynen Cem Uzan tarzı siyaset yapıyor.

Konuşmaları hap gibi.

Her hastaya ayrı reçetesi var.

İçine cin girmiş hastaya Fatiha, günah çıkarmak isteyene elinde mum hazır bekliyor.

Tarihe not düşeyim;

Bu operasyonların öncesinde Mustafa Sarıgül’ün İstanbul’u alma ihtimali oldukça kuvvetliydi ama 17 Aralık operasyonu ile ideallerini resetlemiş dinamik bir Ak Parti seçmeni var karşısında.

Sarıgül’ün artık İstanbul’u alması çok zor.

Ankara ile ilgili kafam karışık.

CHP, Mansur Yavaş’la Ankara’da tarihinde alabileceği en yüksek oyu alacak gibi görünüyor ama bu başarı koltuğa oturmasına yetecek mi, bilemiyorum.

Yavaş’a karşı CHP içinden ve dışından gelen saldırılar siyasi nezaket sınırlarını aşacak düzeye geldi.

Bu durum, seçmende Yavaş’ı koruma güdüsünü büyütebilir.

Melih Gökçek halen çok güçlü ama hakkında, “Geriye çekilecek, Babacan ya da Numan Kurtulmuş Ankara adayı olacak.” söylentilerinin dolaşımda olması, Ak Parti tabanında dalgalanma yaptığı için seçmeni henüz kendi lehine kilitleyemedi.

İşin ilginç tarafı bu söylentileri çıkaranlar, Gökçek’in parti içi muhalifleri.

MHP Ankara adayı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya tüm adaylar içinde en erken açıklanan, en çok çalışan, belki de en hırslı aday.

Şu aşamada öngörmek zor ama Karakaya’nın tahmin edilenden daha fazla oy alacağını, hatta kısa zaman sonra yarışa ortak olacağını iddia eden ciddi bir kitle de var.

İşin özü; Ankara fena halde karışık!

 

 

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 16 Ocak 2014 Perşembe 21:49
Yazıyı okudum. Okumasaydım daha iyiydi dedim. Yanlış yere dükkân 1 yıl içinde tadilat nedeniyle kapanacak bir mekâna dükkan açma süsleme kutuları parlatma masrafa yazık...
 Misafir
 16 Ocak 2014 Perşembe 21:38
Bir Sabih Kanadoğlu sevgisidir başladı Talat beyde ...heykelini dikelim Erdoğan Teziç'le yan yana... Cumhurbaşkanını halk ve meclis seçemesin diye uğraş veren böyyük gugukçular diye...Bakalım daha neler görecez...
 Misafir
 16 Ocak 2014 Perşembe 12:58
Haklı eleştirilerinize bir diyecek yok sayın Talat Atilla. Lakin AKPnin elindeki insan kalitesi ortalaması hiç bu kadar düşmemişti, seçmeni ne kadar etkiler orasını Allah(cc) bilir. Allah(cc) adını andım da, son bir haber AKPnin nerelere kadar gidebileceğini gösteriyor,"AKP'li Vekilden Ölçüsü Kaçan Erdoğan Övgüsü: Allah'ın Bütün Vasıflarını Üzerinde Toplayan Bir Lider Var, Onun Önünü Kesmek İstediler!", bu da linki http://www.turktime.com/haber/AKP-li-Vekilden-Olcusu-Kacan-Erdogan-Ovgusu-/265176
 Misafir
 16 Ocak 2014 Perşembe 08:46
e sayın atilla bakın doğruları yazdınız hemen de akp li oluverdiniz yorumcularınız tarafından.
 hulya
 15 Ocak 2014 Çarşamba 12:48
Muhalefet demek parti ismi demek değildir.Daha iyisini isteyenler demektir.Demekki sizler daha iyisini istemeyip bu şekilde olmaya razı gelenlersiniz.Daha iyisini istemek için lütfen tasarruflu değil,daha iyisi için bonkör davranın.
 Misafir
 15 Ocak 2014 Çarşamba 12:45
"Bakan çocukları ve finalde Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a kadar uzanmak isteyen profesyonel bir zeka olduğu ortada." cümleniz pek bir acaip olmuş. Burslu okumuş ,26 yaşında ş hayatına atıldığı sene gemi sahibi olmuş - 500 bin dolar dendi-,Çamlıca'da iki kardeş 1 trilyon TL verip villa almış doğru mu ? Bu tapunun belgesi de yayınlandı mı Sn. Atilla basında kaç sene evvel ? Sizce bu olup btenler hayatın normal akışına uygun mu ? Belediye başkanı veya bakan maaşıyla trilyoner olunabilir mi ?
 Misafir
 15 Ocak 2014 Çarşamba 11:51
Soruşturmalarda yanlış ya da usulüne uygun olmayan yöntemler kullanılması, ortada yolsuzluklar ile yolsuzlar bulunduğu, bunların hesabının sorulması gerektiği gerçeğini ortadan kaldıramaz. Tıpkı Ergenekon veya Balyoz dan yatan pek çok insanın üzerine atılan suçları işlemiş bulunduğu gerçeğini değiştiremediği, bundan sonra da değiştiremeyeceği gibi!
 Misafir
 15 Ocak 2014 Çarşamba 10:51
yolsuzluk ortaya cikmasaydi sarigül kazanirdi yolsuzluk ortaya ciktigi icin sarigülün sansi kalmadi diyor sayin atilla.basbakan gibi bu milleti salak yerine koyuyor.
 Misafir
 15 Ocak 2014 Çarşamba 10:48
talat atilla iktidar yanlisi oldugun acikca belli oluyor.
 FRONTAL
 15 Ocak 2014 Çarşamba 10:28
Yaşamış. Menderes döneminde ise insanlar ikiye bölünmüş sağ- sol diye. Emperyalistler o zamanlarda da içimize fitne sokmuş, darbelere sebeb olmuş, Türkiye'yi içten içe sömürmüş. Türkiye'nin kaderini hep onlar çizmiş. Ne vakit yükselişe geçse depreme uğramış, sallanmış fakat yıkılmamış. AKP ise 12 yıllık bir parti ve 11 yıldır iktidar. Peki neden? Halk neden? AKP yi bırakmıyor. AKP yi sandıkta deviremiyeceklerini anlayınca komplolara başvurmak doğru değil. Allah ülkemi Kötülüklerden korusun.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime