PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
O röportaj…
Talat Atilla
YAZARLAR
12 Eylül 2012 Çarşamba

O röportaj…

Afyonkarahisar’daki patlamayla ilgili CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığım röportaj sonrasında yaşanan gelişmeler ilginç bir seyir aldı. Röportajın yayınlanmasından hemen sonra harekete geçen Şükrü Küçükşahin’in başı çektiği bazı gazeteciler, Kılıçdaroğlu’nu bu röportajı bana verdiği için pişman etmeye çalıştılar. Kurdukları çadır tiyatrosunda yapılan maniplasyonla Kılıçdaroğlu’nu adeta ablukaya almaya çalıştılar. Küçükşahin’in mesleki kıskançlıkla yaptığı komikliklere şimdilik daha fazla yer vermeye gerek yok.  Daha sonra genelkurmay ve siyaset müdahil oldu.  Tüm bunlara rağmen CHP Lideri Kılıçdaroğlu dün yaptığı basın toplantısında, “Sözlerimin arkasındayım” dedi.

Kılıçdaroğlu’na sözlerinin arkasında durduğu için teşekkür ederim. 

Gelelim röportajın ayrıntılarına…

CHP Lideri Kılıçdaroğlu aksini söylemiyor ama bazı gazeteciler, “Off the record olarak söylenilen sözler yazıldı” mealinde konuşarak röportajı örselemeye çalışıyor. Hayatım boyunca, bir kez bile olsun, “Off the record” olarak söylenilen tek bir kelimeyi dahi kaleme almadım. Kemal Bey bana, “Bu konuşmalar Off the record” deseydi, bırakın yazmayı, kendim dışında hiç kimse ile dahi paylaşmazdım. Tüm gazetecilik yaşamım; bana teslim edilen bilgiye sadakatimin ve kaynağımı koruduğumun/koruyacağının delilidir. Bu nezaketsizliği haberin şehvetine kapılarak ne Kemal Beye, ne kendime asla yapmam. Bu mealde konuşanların kastı şu ise, “Kemal Bey konuşurken içinden bunların yazılmayacağını tahmin etti” gibi bir yaklaşımları varsa, onlara, “O zaman Off the record” demeliydi cevabını verebilirim.

Yine bazı gazetecilerin, “Kılıçdaroğlu muvazzaf asker demedi” ifadesi de çok komik. Haber kaynağının muvazzaf ya da emekli olduğunu en iyi bilecek kişi elbette CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Haber kaynağınız muvazzaf mı, emekli mi diye sormak Kılıçdaroğlu’nun haber kaynağını deşifre etmeye teşebbüs olacağı için bunu nezaketsizlik kabul ederim. Netice itibariyle 25 şehit verdiğimiz acı bir olayla ilgili Türkiye’nin ana muhalefet partisi liderinin, kendisine gelen bir bilgiyi kamuoyu ile paylaşmasının neresi kabahat ya da suç sayılabilir bunu gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum…

*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 14 Eylül 2012 Cuma 16:29
Saat 14.09'da yazdığım yorum yazısında "Yüzde 99'da değil, yüzde 99.5 sabotaj" yazmam grekirken, tuş hatasından ötürü "Yüzde 95 sabotaj yazmışım, düzeltilmesini rica ederim.
 Misafir
 14 Eylül 2012 Cuma 14:09
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, zaten söylediklerini kabul ediyor. Hatta 'Yüzde 99'da değil, yüzde 95 sabotaj" diyor... Yani, Sayın Talat Atilla'nın yazdıklarını doğruluyor. 40 yıllık gazeteci olarak bana göre, bazılarının bunu anlayamaması, akıllara ziyan...
 OWLEYE
 13 Eylül 2012 Perşembe 17:34
Bilgi kaynağının, neden sizin bu bilgiye sahip olmanızı istediğini sorgulamadan bilgi üzerinde tanıtlamaya gitmeniz yanlış yoldur..Eskiden kestanecilik, mısırcılık ve çakmak gazı doldurma konusunda meslek içi eğitim veren istihbarat kurumu için amerikan istihbarat tarihi dersi elzem olmuştur..Domuzlar körfezi ve william colbynin ölümü başlangıç dersleri olabilir mesela..Teknokratik yönetim biçiminde işlevsellik kaybeden çark her zaman imha edilir.., bizdeki gibi lehimle tutturulmaya uğraşılmaz..
 Misafir
 13 Eylül 2012 Perşembe 08:49
Hasan kahveye girdi, "amma da boğucu hava, yağmur yağacak galiba" dedi. Köşede pişti masasından havalandı bizim Ördek Aamet, "ne lan bu sizden çektiğim, ördek aamet aşağı , ördek aamet yukarı, yetti beee". Zor yatıştırdılar Aaameti, "sana bişey diyen yok" diye , ama o hâlâ "ne yani yağmur yağınca su birikir, orda da ördek yüzer, Hasan da bana ÖRDEK demek istedi" diye bağırıyordu. Bu fıkra aklıma geldi, yorumları okuyunca.
 Dkapkiner
 12 Eylül 2012 Çarşamba 18:19
Aklı selim sahibi insanlar görmektedir ki yorumlarımda muhatabım devleti yönetenlerdir.Eğer rahatsız olduysan her zaman yaptığın gibi avukatlığa soyunabilirsin.Bak bakalım seninle ilgili tek ima var mı ima?..
 TOTEM
 12 Eylül 2012 Çarşamba 15:42
Bu sitede uzun yıllardır yorum yazıyorum.Yıllar boyu bir dolu saldırı hakaret ve yıldırma çabalarına rağmen yinede yazmaya devam ettim ancak şu son dönemlerde Editörler özellikle benim yorumlarıma karşı önyargılı ve haksız bir tavır sergilediler.Demokrasi ve ifade özgürlüğünden bahsedenler birtek farklı sese tahammül edemedi.Ve ben Sayın Atilla ya duyduğum tüm saygıya rağmen artık bu haksız ve aşağılayıcı tavra daha fazla tahammül etmeyeceğim.Sayın edtör ler başta sizlerin gözü aydın!
 Misafir
 12 Eylül 2012 Çarşamba 13:53
türkiyede şuan dış istihbarat CİRİT ATTIĞINI CİA söylüyor.....BİZİM MİT anca uyusun,BIRAKIN DIŞ İSTİHBARATI İÇ İSTİHBARATTA YOK.....1950 de yahudileri KATLEDEN ES ES ORDu komutanlarını MOSSAD dünyanın ÇEŞİTLİ BÖLGELERİNE KAÇMIŞ,kimliklerini değiştirmiş olsada HALA BULUP ÖLDÜRÜYOR.....ülkenin bu KADAR İTİBARSIZLAŞTIĞI,GÜÇSÜZ GÖZÜKTÜĞÜ başka bir sene hatırlamıyorum
 hulya
 12 Eylül 2012 Çarşamba 13:04
İktidarın Orman Bakanı (herkes biliyor ya başbakanın haberi olmadan nefes alamazlar) somut delillere dayanmadan "kazadır" diyebiliyorsa;Somut delillere dayanmadan muhalefet (halk'tan biri değerinde) hayli hayli istediğini söyleyebilir.
 Dkapkiner
 12 Eylül 2012 Çarşamba 12:14
Başbakanının "Yargıya söyledik.Gereken yapılacak."dediği bir ülkede neyi tartışıyoruz.Bu cümleyi kuracak kadar devlet idaresinden yoksun insanlar idare ediyor bu ülkeyi.Meclise gidip dokunulmazlıkların kaldırılması için yapması gerekeni yapacak cesareti yok.Pası yargıya atıyor.Yargı zaten hazır;bu işler için görevlendirilmişler.Mahkemeye verilecekse bu nedenle Başbakan mahkemeye verilmeli;çünkü Anayasal suçtur.Ama nerede,anam kadı misali.Bu bir gazetecilik başarısıdır,kutlarım Talat Atilla.
 Dkapkiner
 12 Eylül 2012 Çarşamba 12:09
Türkiye'nin Ana Muhalefet partisinin lideri bu suçlamayı yaptıysa sırası gelince açıklayacaktır.Aksi taktirde ceremesini çekecektir.Bu cereme Kılıçdaroğlu'nu mahkemeye vermek gibi komikten de öte bir olay sonucu olmaz.Zaten bu başbakanın en büyük özelliği acemi Kılıçdaroğlu'nun söylediği her şeyi çevirip onu vurmasıdır.Ayıp üstüne ayıp oluyor.Generalleri fişekleyip Kılıçdaroğlu'nu mahkemeye verdirdi.Sonuç fiyasko.Şimdi de "Özelini"fişfişliyor mahkemeye ver diye o da veriyor.Acze bakar mısınız?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime